Hejan sabah uyanmış ve haline bakmıştı Barana yapışmış kafası boynunda idi. İlk defa boynunu koklamıştı, çok güzel kokuyordu. Hemen utandığı için yataktan kalkmış, üzerini değişmiş ve terasa çıkmıştı güneşin doğuşunu izlemek için. Anlasilan bugün Mardin sıcak olacaktı. Üzerinde beyaz lila renk çiçekleri olan kolları bol bi' elbise giymişti Hejan çok güzel olmuştu.
Baran uyanmış terasta karısını görmüştü. Kalkıp yanına gitmiş ve arkasından sarılmıştı.
"Günaydın birtanem" demiş ve yanağını öpmüştü.
"Günaydın canım" demişti Hejan ama yine utanmıştı..
"Bugün şirkete gitmiyorum, Muratı yollarım karısından biraz uzak dursun değilmi hem yeni evlendim ben ya özlüyorum karımı" Baran kendini çok mutlu hissediyordu.
"Yaa demek beni özlüyorsun sen" demiş, hafif kıkırdamıştı.
"Hıhım bebegim hemde çok özlüyorum."
Tam o sırada Baranın telefonu çalmıştı. Hejanın elini tutup içeriye gitmişlerdi telefonu açmıştı arayan Hawar'dı. Hoparlöre almıştı Baran telefonu.
"Efendim prensesim" demişti Baran hemen çünkü saat daha 6 idi
"He uyandirmadim değil mi abi yengem uyandımı" merakla sormuştu Hawar.
"Yok uyandirmadin yengende uyanmisti noldu"
"Ay bugün şu Rozerin Hanım'ın yeğeni mi ne geliyormuş abisi ile felan hayirli olsuna Rozerin Hanım hazırlık yapın dedi o yüzden aradım ama isterse uyusun ya ben hallederim" tek seferde demişti Hawar.
"Yok yok geliyorum ben şimdi mutfağa geç sen Hawar" hemen cevap vermişti Hejan. Barana bakmış Baran ise ona 'gitmesen olmazmı' der gibi bakıyordu.
"He tamam yenge bende uzerimi değiştirip 5 dakikaya gelirim görüşürüz"
"Görüşürüz canim" demişti ve telefonu kapatmıştı Baran.
Karısına dönmüş "ya Hejan gitme ben ne yapıcam tek başıma burda ama"
"Uyu istersen, işe git evet evet işe git sen" demiş gülmüştü Hejan.
"Demek bu kadar çok istiyorsun he işe gitmememi yavrum" burnunun ucunu öpmüştü.
"Aslında o kadar fazla değil ama, istiyorum bugün hem Hawarla biraz dedikodunu yaparız" demiş göz kırpmıştı.
"Yok ya ben işe felan gitmiyorum odamdayım az sonra dışarı çıkarım millet Ağa görsün" demiş oturmuştu koltuğa.
"Aynen öyle ağam ama" nedensizce bi kıskançlık duygusu vardi içinde.
"Ama derken güzelim" merakla sormuştu Baran
"Ya kızlar sana bakarsa" demis ve susmuştu.
"Baksın, bende onlara bakarım" biraz sinir biraz kıskandırmak istemişti Baran çok ciddi söylüyordu bunlari ama aslında hiç ciddi değildi.
"Bakarsın demek, hmm bak bakalım bak Diljinin dedigi doğru galiba"
Baran hiç bir sey dememişti. Hejan tekrar konuşmaya başlamıştı.
"Neyse gülüm sen dışarı çıkacaksan cik ben mutfaktayım" demiş ve gitmişti. İtiraf ediyordu Baran yakışıklı idi ve her kızın hayalindeki erkek gibiydi o yüzden kıskanmıştı. Bunlari düşünürken mutfağa varmıştı bile.
"Ooo yeni gelin anca kocasının koynundan çıkmış Baran işe gitmiyormu Hejan" bunlari diyen Diljindi.
"Öncelikle Baran değil Baran Ağa, nede olsa ağa ayrica senden büyük hatırlatırım. İkinci olarakta işe gitmiyormuş çünkü beni çok ölüyormuş canım" sakince konuşmuş sonda gülümsemişti Hejan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE KURBANI
Teen FictionAbisinin yüzünden istenemeyeceğini düşündüğü bir evlilik yapan Hejan.. Onu daha önce görmüş aşık olmuş Baran.. İkisini kader birleştirdi...