TÖRE KURBANI

17. Bölüm

"Dün seni sevdim,
Bugünde seviyorum,
Öbür gün borcum olsun.
Yaşarsam söz, yine seni seveceğim.."
Nazım Hikmet

( 1 hafta sonra)

Herkes kahvaltı masasındaydı, Hejan, Azat, Hawar, Miran ve karısı Elif hepsi burdaydı. Hejan abisi olduğu için tuhaf hissediyordu sanki bir hata yapsa eskisi gibi olacak saniyordu, ama yanında ona hiç bir sey olmasına izin vermeyecek bir adam vardı..

"Ee nasılsın abiciğim? İyi misin?" Soruyu soran Mirandı. Hejan önce Barana baktı o Hawara sormuş olabilirdi ondan ses çıkmayınca abisine baktı, sok olmuştu abisi ona nasılsın diye sormuştu.

"Bana mi dedin abi?" Diye sormuştu Hejan.

"Evet sana dedim neden şaşırdın ki" en sonda gülümsemisti.

"Hiç öylesine sordum" Hejan şok olmuştu ama mutlu da olmuştu aynı zamanda..

"Baran abim iyi değil mi kafasına saksı düşmedi değil mi" Barana sessizce sormuştu Hejan.

"İyi güzelim iyi" Baran en sonda gülmüştü çünkü Hejan öyle bir tonda sormuştu ki gülmemek elde değildi.

"Ee abim, napiyorsunuz bugün" diye sormuştu Hawar abisi ile yengesine

"Ben bugün şirketteyim islerim var. Bak Hawar sakin dışarı çıkma gibi bir niyetin olmadın abiciğim" en sonda göz kırpmıştı.

"Aman be abi ne dışarı çıkması, ee başka neler yapacaksın" merak ediyordu Hawar nedense

"Bakıyorum fazla meraklısın prensesim, Azer ile buluşuruz belki toplantıdan sonra Hem sen niye bu kadar merak ediyorsun ki, bir durum mu var abiciğim" Baran artık şüphelenmeye başlıyordu..

"Hiç ya neyse ben mutfağa gidiyorum" demiş ve kaçmıştı.. Utaniyordu şuan..

"Bende hazırlanıp çıkayım artık" demiş Baran da kalkmıştı sofradan. Peşinden de Hejan tabii ki.

Odalarına gelmişlerdi Hejan merak ediyordu bu Azer kim diye.

"Baran bir sey soracağım" demişti Barana bakarken.

"Sor güzelim" ona dönmüş cevap vermişti, Baran.

"Bu Azer kim? Sürekli dilinizde"

"Dilinizde derken başka kim söylüyor ki?"

"Onu bosver de kim bu Azer Baran"

"Azer aslında arkadaşım, İstanbulda tanışmıştık oda buraliymiş benden üç yaş küçük o abi-kardes ilişkisi var işte bebeğim" demiş ve Hejanin beline ellerini koymuştu..

"Hmm, anladim"

"Peki ben sana bir sey sorayim"

"Sor tabii"

Kulağına eğilmişti Baran fısıldar şekilde,

"Sana anne, bana da baba diyen bir çocuğumuz olsa peşimizden koşsa güzel olmaz mı acaba güzelim." En sonda boynuna öpücük kondurmuştu.

Hejan geri çekilmek istesede çekilememisti, Baranin kolları buna izin vermiyordu..

"Olmaz mı güzelim söyle bir iki günlüğüne acaba kaçamak mi yapsak, ne dersin" en sonda göz kırpmıştı..

"İşe geç kaldın ama" demişti çünkü konuyu dağıtması lazimdi çok utanıyordu..

"Yaa güzelim yapma ama, istemiyor musun yoksa" dudağına bir öpücük kondurmuştu. Bu Hejani hep utandırıyordu.