12

2K 113 20
                                    


Suratımda gezinen parmaklarla gözlerimi kapatmaya devam ettim. Hem çok fazla uykum olduğu için uykuya dalmaya çalışıyordum hemde yüzümde gezinen parmakların sahibini merak ediyordum.

Alnımda ve saçlarımda hafifçe gezinen parmaklar yanağımdan sürünerek alt dudağımı okşamaya başladı. Kaşlarımı çatmamak için kendimi zor tutarken karşımda her kim varsa sesli bir nefes bıraktı ortaya. Ardından anlamakta güçlük çektiğim kelimler sarfetti.

"Acaba yanlış mı yaptım?"

Sanki kendine soruyordu. Neyi yanlış yaptığını merak ederken içine bir nefes çekip devam etti.

"Biraz daha beklemeli miydim?"

Tanımaya başladığım sesle dumura uğradım. Neden yüzümü okşayıp bu gibi sorular soruyordu kendine?
Merakım gitgide artarken tekrar sesini duydum.

"Kahretsin ki sabırlı bir adam değilim"

Kısık sesle kendine kızdığında bir şeyleri aklımda oturtmaya çalıştım. Ama uykum o kadar ağır basıyordu ki anlamakta bile güçlük çekiyordum. Beklemediğim bir anda alnıma değdirilen dudaklarla irkilmemek için büyük bir çaba sarf ettim.

Karşımdaki beden kısa bir süre daha yüzümü izleyip kalktığında kapı seside beraberinde duyuldu.

Gözlerimi açmaya mecalim yokken kısa sürede uykuya teslim oldum.

Genelde uykuyla uyanıklık arasında yaşanan olayları uyandığım zaman hatırlamazdım. Umarım beynim bana bir kıyak geçer ve bu yaşsdıklarımı hatırlamamı sağlardı.

***

Pencereden giren güneş ışınları sanki gözlerimi açmam için benimle savaş ediyordu. Kafamı diğer tarafa çevirip bu işkenceden kurtulmaya çalışsamda diğer taraftada pencere olduğu için bir küfür edip açtım gözlerimi.

Yatağımdan ve evimden ayrı bir yerde uyanmak tuhaf hissettirmişti. Umarım alışabilirdim.

Bir elimi gözlerimin hizasına kaldırıp ovuşturduğumda diğer yandan kalmaya çalışıyordum. Yatakta oturma hizasına geldiğimde kollarımı kaldırarak esnedim.

Zorda olsa ayağa kalkıp banyoya ilerledim. Lavabonun önünde durduğumda musluğu açıp elimi yüzümü yıkadım. Gözkerimi daha rahat açabildiğimde önce havluyla yüzümü kurulayıp ardından aynaya baktım. Dağılmış saçlarımı elimle düzelltiğimde bakışlarım Mickey Mouse'lu pijama takımıma kaydı.

Küçük gülümseme yüzümde peydahlanırken adımlarımı odaya yönelttim. İçeriye girdiğimde gördüğüm görüntü gözlerimin büyümesini sağladı.

Karan arkası dönük bir şekilde elindeki gömleği giymeye uğraşıyordu.

Kaslı sırtı ve kolları esmer teninde çok güzel bir görüntü sergiliyordu. Gözlerimi biraz aşağı kaydırdığımda belinde olan iki çukuru farkettim. Gerçekten çok güzel duruyordu. Bakışlarıö son durak olan kalçalarına indiğinde yutkunamadım.

Sıkı kalçalarına dokunmak geçti aklımdan ama hemen içimdeki arsız tarafı bastırıp bu düşünceyi def ettim beynimden.

Tanımadığım bir adama nasıl böyle yükselebiliyordum?

Sanırım uzun zamandır kendime dokunmadığım içindi bunlar. Zaten çok azgın bir kişiliğim yoktu ama şu bir yıl içinde ben bile kendime ne olduğumu anlayamamıştım.

Arsız gözlerimi üzerinden çekip başka tarafa odaklandım ve "Giyinme odası var neden burada giyiniyorsun?" malum kaldığım oda evimin büyüklüğünde olduğu için giyinme odasıda vardı doğal olarak.

Bu sefer bana döndüğünde gömleğinin düğmelerini iliklemediğini gördüm. Gözlerim istemsizce vücudunda gezindi.

Göğüs kasları çok abartılı olmayacak şekilde iriydi. Sanırım avucuma sığmazdı.

Baklavaları ise nefes kesiciydi. Altı tanesi rahat sayılıyordu. Fazla izlememek adına yüzüne çıkardım gözlerimi. O da kısa bir süre üzerimi süzdükten sonra "Sanada günaydın" dedi.

Gözlerimi devirdiğim sırada konuştu "Göleğimi giyiyordum sadece" kafamı kısaca salladığımda göleğinin düğmelerini yavaşça iliklemeye başladı.

Bakışları üzerimde her bir zerremi ezberlemek istercesine gezinirken ürperdim.

Neden bu kadar duygu dolu bakıyordu? Anlam veremiyordum.

Yerimde rahatsızca kıpırdandığımda istemsizce alt dudağımı ısırıp gözlerine baktım. Genelde gerildiğimde ya da stresli olduğum zaman yapardım bu hareketi.

Bakışları anında dudaklarıma kayarken adem elmasının havalanıp indiğini gördüm. Hemen dudağımı dişlerimin arasından kurtarıp bakışlarımı çektim yüzünden.

Sesini duyduğumda tekrar bakmak zorunda kaldım "Aşağıda kahvaltı hazır acıktıysan inip yiyebilirsin"

Kafamı sallayıp "Tamam" dedim ardından kendimi tutamayıp "Peki sen?" diye sormuş bulundum.

Belli etmesede şaşırdığını anlamıştım. Benden böyle bir soru beklemiyordu herhalde. Bir yandan ceketini geçirirken cevap verdi "Ben yedim. Sende fazla beklemeden in aşağıya. Akşama evde olurum birkaç işim var haberin olsun"

Birşey demediğim sırada bir iki adımda yanıma ulaştı ve kafasını eğip yüzüme baktı.

"Birşey olursa ara tamam mı?"

Kafamı salladığımda merak ettiğim soruyu sordum "Her ne kadar sormak istemesemde 'müstakbel kocam' olduğun için bilmek istiyorum" dediğimde müstakbel kocam kısmını ellerimle tırnak işareti yaparak söylemiştim.

Tek kaşını kaldırıp "Ne bilmek istiyorsun?" diye sordu.

Kollarımı bağlayıp kafamı kaldırdım ve yüzüne baktım.

"Tam anlamıyla ne işi yapıyorsun?"

Gülümsedi ve ellerini ceplerine koyup biraz daha yüzüme yaklaştı.

"Ben Gangster'im."

Şaşırmıştım ama bunu ona belli etmemeye çalışmıştım.

Karşımdaki adam tam anlamıyla tehlike kokuyordu. Bunu şimdi anlamıştım.

__________________________

Sevgili okurlarım bölümler şu sıralar kısa farkındayım. Birkaç gündür pek müsait olamıyorum ama elimden geldiğince aktif olmaya çalışıyorum umarım beğenmişsinizdir oylamayı ve yorum bırakmayı unutmayınn<3

GANGSTER [BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin