5 Ay Önce
Kalabalıklar arasında yalnızlıklar, sahte yansımalar ve iç bunaltıcı kahkahalar. Genç adam bulunduğu konumdan oldukça sıkılmıştı. Gereksiz bir kibarlık sergilediği için gidemiyordu. Annesi ona hep kibar bir beyefendi olmasını öğütlerdi. Gerçi annesinin çoğu öğüdünü yerine getirememişti. Zira bulunduğu konum bir bok çukurundan farksızdı. Geçmişin saklandığı kutudan çıkmasıyla gözleri bulutlandı. Anılar ortaya çıkmamalıydı. Geri yerlerine dönmelilerdi. Maskesini düşüremezdi. Çığlıklar susmalıydı. Gizlediği acılarını görmemelilerdi. Sert duruşunu yeniden takındı.
Aile adı altındaki zorunluluk kümesi ona bakıyordu. Birden toparlandı. İçlerinden tek birini kıramazdı, kız kardeşini. Onun hiçbir suçu yoktu. Bu günah yuvasında tertemiz kalan tek kişi melek kardeşiydi. Masanın ortasına baktı. Dizilmiş 78 tane kart.
Tarot Falı kız kardeşinin yeni hobilerinden biriydi. "Ne olur abi sana da bakayım. Hadi lütfen, lütfen." Kocaman gözlerini dikip ona yalvaran kardeşine dayanamadı. Onu hiçbir zaman kıramazdı. Her istediğini yapardı. "Tamam, ne yapmam lazım." Sesinin her tınısında bıkkınlık kendini belli etse de kız kardeşi bunu zerre umursamadı." "Hayatına girecek kadın nasıl biri ona bakalım."
Bu soruyu aşırı saçma bulsa da kabul etti. Onun kalbindeki mayınlar patlamıştı. O harabeye girecek bir kadın yoktu ki. Yıllar önce verdiği kararla hayatını feda etmişti. Ancak kardeşi onun için yapılan bu fedakarlıktan habersizdi.
"Onun hayatı mı var kız neye bakacaksın?" Diye araya giren kuzenine baktı. Şerefsiz herifin tekiydi. Ondan da abisinden de nefret ederdi. Her türlü pisliğe sahiplerdi. Elinden gelse ikisini de kanlarında boğardı. Bu zorunlu aile buluşması zımbırtısına çalışıyorum deyip gelmemişti. Adı gibi biliyordu ki bir bar köşesinde karısını aldatıyordu. Her zaman yaptığı gibi. Ters bir ifade takındı. Tam konuşacakken babasının sözleriyle susmak zorunda kaldı. "Yine başlamayın. Emir, Ercan neden yok burada? Sizi buraya çağırıyorsak ciddiye alacaksınız." Dedi katı bir ses tonuyla.
Ortamın gerginlik seviyesi artarken kız kardeşi araya girdi. "Hadi. Kartları kardım. Soruyu içinden tekrarlayarak üç tane kart seç ve sırasıyla önüme koy." Bıkkınlık dolu bir nefes verdikten sonra kardeşinin dediğini yaptı. Üç kartı da seçti. Ne fala ne de bu saçmalıklara zerre inanmazdı. Ancak aklına bir çift göz geldi.
Bir yanı cennet bir yanı cehennem. Biri kızıla çalan kahve öbürü deniz mavisi. Lotus dedi içinden. Bu kız günlerdir aklını meşgul ediyordu. Sadece merak dedi. Onda çözemediği şeyler vardı.
Gizemli ve karmaşık olduğu için aklımda dedi. Sırrını çözünce unutacağım. O iç hesaplaşmalarıyla meşgulken kardeşi kartları açtı.
Kartları açarken kardeşinin yüz ifadesi değişti. Oldukça garip bakıyordu. "İlk kart kupa kraliçesi. Sevecen şefkatli biri anlamına gelir. Ama ikinci kart ters değnek kraliçesi. Bunun düz hali olgun, güçlü dürüst gibi anlamlara sahip. Ama tersi hileci, kıskanç ve intikamcı. Ve üçüncü kart ise şeytan. Bu Tarot 'un en karanlık kartlarındandır. Karanlık bir yolda yürüyor yasak sana." Sonrasında afallamış bir biçimde konuşmaya devam etti.
"Galiba ben yeni başladığım için düzgün bakamadım yoksa bir insan nasıl şefkatli kollara sahip, hem de tehlikeli olabilir ki. Sanki kartlar üç farklı kişiyi anlatıyor."
Bu sözler genç adamı da etkiledi. Dalgın gözleri şeytan kartının üzerindeyken düşüncelere daldı.
O sırada telefonu çaldı. İşte beklediği haber gelmişti. Ya bu sır düğümünü çözecekti ya da bu düğüm onun boynuna urgan olacaktı.
***
Aynı saatlerde genç kadın izbe koridordan ilerlemeye devam etti. Yanındaki adamın vücuduna bakışlarını gördü. Düşüncelerini tahmin edebiliyordu. Onu büyük bir hayal kırıklığına uğratacağı için büyük bir tatmin duygusuyla doldu. Bu duyguyu şuh bir gülümsemeyle yanındaki adama aktardı.
Adam ise bugün kendini oldukça şanslı hissediyordu. Yanındaki kadın efsunlu gibiydi. Sözleri ve davranışlarına karşı koyamıyordu. İyi ki şu aile toplanması zımbırtısına gitmemişim diye sevindi.
Odaya girdiklerinde ceketini yatağa fırlattı. Aniden başı döndü. Halsizleşmeye başladı. Sanki kollarının üstünde tuğlalar vardı. Arkasını döndüğünde bir huzursuzluk hissetti.
Kadın da bir değişiklik vardı sanki. Bakışları korkutucuydu. Kadın ona yaklaştı ve omuzlarından iterek yatağa oturttu. "Alev." Dedi. Ama devamını getirecek gücü kendinde bulamadı. Sanki felçli gibiydi hareket edemiyordu. "Alev'in süresi doldu. Sıra benim." "Aşağılık herif. Karını aldattığın yetmiyormuş gibi bir de tacizcisin. Günahların için çok pişman olacaksın. Sen ve senin gibiler kanında boğulmayı hak ediyor."
Kadın ona yaklaştı ve yüzüne şeytani bir gülümseme yerleştirdi. "Merak etme, ben o görevi üstlendim Ercan." Ercan korkuyla titremeye başladı. Bir gün yakalanacağını biliyordu ancak sonunu böyle beklemiyordu.
Kadın yavaşça arkasına geçti. Çantasına sakladığı bıçağı sol eline aldı. Sağ eliyle adamın saçından tutarak çekti. Kan üstüne sıçramasın diye birkaç adım geriledi. Ve aniden boğazını kesti. Kanlar fışkırırken bundan haz aldı. Dudaklarında derin bir gülümseme oluştu. Deri eldivenlerin sarmış olduğu eli adamın parmağındaki alyansa gitti. Koleksiyonuna yeni bir üye eklendi. Cezalandırdığı her adamda yaptığı gibi onun da yüzüğünü aldı ve kanların kapladığı zemine basmamaya çalışarak yürüdü.
Kapıyı kapattığında yüzüğe bakarak tekrar gülümsedi. Ve sakince oradan çıktı. Arkasında şaşkınlıkla ona bakan adamdan habersiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lotus'un Şeytanları
Mystery / Thriller"Bir yanı cennet bir yanı cehennem. Biri kızıla çalan kahve öbürü deniz mavisi. Lotus dedi içinden. Bu kız günlerdir aklını meşgul ediyordu. Sadece merak dedi. Onda çözemediği şeyler vardı. Gizemli ve karmaşık olduğu için aklımda dedi. Sırrını çözü...