Umarım bölümler karışık ilerlemiyordur. Keyifli okumalar dilerim. Sevgilerimle🌺
5 Yıl Önce
Dönülmez bir yolda, karanlık sokaklar içerisinde bir umut ışığı aradı Ayla Aydoğan. Biraz sonra öğrenecekleri için kaygılanıyor, mevcut durumuna göre çözüm arıyordu. Ama gittiği tüm yollar çıkmaz sokaktı. Bir dua etti içinden. Allah’ım ne olur sözümü tutmama yardım et.
Yıllar önce Neva doğduğunda bir söz verdi. Ömrünün sonuna kadar onu koruyacaktı. Ama sözünü yerine getiremedi çünkü Neva’ya zarar verdiler. Neva’ya çok büyük zarar verdiler. Dışarıdan sakin, mutlu biraz da çekingen bir kız olarak gözükse de ruhunun yıkık dökük olduğuna emindi Ayla Hanım. Yavrusunun yavrusuydu Neva. Ayla Hanım doğduğu andan itibaren gözünden sakınarak büyüttü ama kendi yavrusu hiç acımadan yaktı canını.
Behçet Aydoğan Ayla Aydoğan’ın ikinci çocuğuydu. İlk evladı bebekken hastalanıp öldüğü için üzerine titreyerek büyüttü oğlunu. Doğduğunda sevinç anlamına gelen Behçet ismini koydu. Ama oğlu sevinci değil azabı oldu.
Ne eşi ne kendisi ellerinde bir canavar büyüttüklerini bilmiyordu. O canavarın azabı hem gelinini hem de torununu yıktı geçti.
Kapının çalınmasıyla daldığı düşüncelerden çıktı ve misafirini karşıladı. Mesut Ünal alanında uzman bir psikiyatristti. Yıllardır Neva ile ilgileniyordu ve bir sorun olduğunu düşündüğü için Ayla Hanım’la görüşmek istedi. Bu istek ise şu anki sorunlarının üstüne son noktaydı Ayla için.
“Hoş geldiniz, Mesut Bey.” derken hemen konuya giriş yapmasını istiyordu ama kendini sakin kalmaya zorladı. “Hoş buldum Ayla Hanım ama durumlar Neva için pek iyi değil. Neva’nın yaşadıkları oldukça ağır şeyler. Bu yüzden yıllardır kliniğimizdeki uzmanlar tarafından tedavi gördü. Bir buçuk yıl konuşmaması ardından terapimiz sonuç verdi. Konuşmaya başladıktan sonra seanslarımız azaldı ama sizinle görüşünce bazı endişelerim oluştu. Neva’nın davranışları tutarsız gelmeye başladı. Size içinde konuşan sesler olduğunu ve bazı anlarını unuttuğunu söylerken benimle olan seanslarında hiç böyle sorunlardan bahsetmiyordu. Hatta daha olgun biri gibi konuşuyordu. Bunun sonucunda seansları arttırdım ve daha detaylı inceleme yaptım. Bunların sonucunda iki hastalıktan şüpheleniyorum.” deyip sözlerine bir es verdi. Yıllardır torununa gözü gibi bakan kadına bunları söylemek oldukça zordu.
“Gösterdiği semptomlar birçok hastalıkla benzer ama duyduğu sesler ve hafızasındaki eksiklikler bana çoklu kişilik bozukluğu gibi geliyor. Seanslarımızın çoğunda olgun bir kadın gibi konuşup davranıyor. Çoklu Kişilik Bozukluğunda ev sahibi kişilik dışında oluşan alter kişiliklerin kendine özgü yaşı, ırkı ve ismi olur. Ancak Şizofreni olma ihtimali de var. Bu iki hastalık birbirine oldukça yakın olduğu için şu an kesin bir teşhis koyamıyorum. Neva’yı kliniğimizde bir süre misafir etmemiz lazım. Hastalığına kesin bir teşhis koyup tedaviye başlamalıyız.”
Ayla Hanım duyduklarıyla resmen buz kesti. Nutku tutuldu, tepki veremedi. Gözüne yaşlar doldu ağlayamadı, ağzını açtı konuşamadı. Dondu kaldı sadece. Eğer bir insan acıdan taşa dönüşseydi Ayla yüreğindeki acıyla o an taş kesilirdi. “Dayanamaz.” Tek diyebildiği bu oldu çünkü sorun bir tane değildi.
Yaşanan acı günden sonra Aydoğan ailesinin sırları ifşa oldu. Behçet’in evliliğinin arka yüzünü herkes gördü. Bu yaşananları eşi Mehmet Bey’in kalbi kaldıramadı ve kısa bir süre sonra vefat etti. Babasının ölümüne göstermelik üzüntü yaşayan Behçet babasının mezarı soğumadan vasiyetini okutmak istedi. Ancak istediğini alamadı. Babası yaşanan olaylardan sonra mirasını yeniden yazdırdı. Şirketin hisselerinden kendine ait olan yüzde elli ikilik kısmın yüzde otuzunu eşi Ayla Hanım’a ve torunu Neva’ya, kalan yüzde yirmi ikilik kısmı da oğlu Behçet’e bıraktı. İstediğini alamayan Behçet daha da hırslandı ama Neva on sekiz yaşından küçük olduğu için sesini çıkarmadı. Asıl hamlesini ise şimdi yaptı. Neva’nın annesini öne sürerek psikolojik açıdan açığını aramaya başladı. Kurbanını en iyi katil tanır. Verdiği hasarın farkında olduğu için kullanmaktan asla çekinmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lotus'un Şeytanları
Mystery / Thriller"Bir yanı cennet bir yanı cehennem. Biri kızıla çalan kahve öbürü deniz mavisi. Lotus dedi içinden. Bu kız günlerdir aklını meşgul ediyordu. Sadece merak dedi. Onda çözemediği şeyler vardı. Gizemli ve karmaşık olduğu için aklımda dedi. Sırrını çözü...