4. Bölüm

25 7 12
                                    

Bölüm şarkıları: Rammstein-SonneKrobak- It's Snowing Like It's The End of the World

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkıları: Rammstein-Sonne
Krobak- It's Snowing Like It's The End of the World

Cinayet planı kurduğum için bölümü anca atabildim. Yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar dilerim sevgilerle.

3 Yıl Önce

Vedalara mahkûm olmak mı daha zordur, yoksa hep geride kalmak mı? Hüzün bir kalp kapanıydı. Etine dişlerini geçirmiş, her gözyaşında daha batan bir kapan. İnsanoğlu yaşamadan anlar mıydı korkuları. Yahut hatırlar mıydı yaşadıklarını. Ancak yargılardı. Durmadan yargılar, kalp kırardı.

Kırıkların içerisinde, paramparça bir kalp ve kan revan ruhuyla nefes almaya çalışıyordu Neva. Kimsesizliği artık tamamıyla tattı. Yaşayanlardan, kan bağı olan tek kişi babası kaldı ki bu da kimsesizlikle eş değerdi onun için. Bu hayatta onu koruyup kollayan, bazen kalkanı, bazen silahı olan onu koşulsuz seven tek insanı da kaybetti. Ayla Aydoğan sahip olduğu üçüncü evre Tümör hastalığı yüzünden hayata gözlerini yumdu. Bütün hayatını Neva’ya adadığı için hastalığını bile umursamadı. Neva ise hem yas hem de suçluluk duygusuyla boğuşuyordu. Babasının sözleri zihninde dolanıyor, ruhsal acısı artık benine yansıyordu.

Son bir aydır olduğu gibi babaannesinin odasında, hırkasına sarılıp ağlarken kalbindeki ağrının geçmesini bekledi. Babasının sözleri ve zihnindeki sesler birbirine karışıp duruyordu. “Bütün her şeyin, sorumlusu sensin Neva. Annen senin yüzünden böyle. Evliliğimiz senin yüzünden bozuldu. Sen tiksinç bir yaratıksın. Geldiğin yerde düzeni de bozuyorsun. Her şey senin suçun ucube.”

Ah yazık sana, minik ucube.

Güçsüz iradelerin suçu.

Neva göğsünde sıkışan nefesiyle titremeye başladı. Duvarlar üstüne geliyor, kalbi sökülürcesine ağrıyordu. Nefes alamıyordu, düşünceler ise ruhu boğazlayan halatlar gibi durmuyordu.

İki gün önce babası arayıp bütün kinini ona kustu ve İstanbul’a geleceğini söyledi. Neva ise çaresizce ağlamaya devam etti. Bir aydır olduğu gibi yemeden içmeden sadece ağladı. Ayla Hanım’ın ölümünden sonraki iki hafta boyunca yardımcıları Emine gelip gitti. Ona zorla bir şeyler yedirtti, tıpkı babaannesi gibi portakal suyu getirdi. Ama Neva’ya desteği bununla sınırlı kaldı çünkü talihsiz bir kaza sebebiyle vefat etti. Artık Neva’nın kapısını çalacak kimse yoktu. Bursa’daki akrabaları arayıp sorsa Neva kimseyle konuşmak istemedi.

Cenin pozisyonunda babaannesinin hırkasına sarılı yatarken yavaşça sakinleşmeye çalıştı. Kendine geldiğinde banyoya gidip yüzünü yıkadı. Kapının çalmasıyla merdivenlerden inip dış kapıya ilerledi. Kapıyı açtığında dondu kaldı. Bunun er ya da gerçekleşeceğini biliyordu ama bu kadar çabuk olmasını istemiyordu. Karşısında babası duruyordu. Behçet Aydoğan.  

Lotus'un ŞeytanlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin