Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
★★★
"E/H bak sana kim bakıyor!" En iyi arkadaşın, Y/BF/N kendini beğenmiş bir şekilde gülümserken yavaşça açıkladı.
Henüz kafanız karışmış görünüyordunuz, tek ve tek Harry Potter'ı görmek için arkanızı döndüğünüzde boynunuzdan yukarı doğru yükselen sıcaklığı hissettiniz.
Sana gülümsediğini görüyorsun ama ağzından su dökülüyor, bu da onun hızla aşağıya bakmasına ve hafif pembeye dönmesine neden oluyor.
Arkadaşlarınız az önce izledikleri sahneye gülüyorlar. Basit bir bakış attığın Harry'ye dönüp baktığında susmak için onlara dönersin.
Adınızın çağrıldığını duyana kadar Büyük Salon'dan çıktınız.
"Merhaba Harry." Ona sıcak bir gülümsemeyle söylüyorsun.
"Yani bildiğin gibi Üçbüyücü Turnuvasındayım ve köşede Noel Balosu var ve sen de benimle gelmek ister misin diye düşünüyordum..?" Harry yere bakarken pembe bir renge dönerken sana sordu.
"Tabii ki Harry." dedin ağzından küçük bir kıkırtı çıkarken.
"Harika! Saat 8 civarında Y/H'nin ortak salonunda görüşürüz." Ayrılırken yanağınızı öpmeden önce böyle dedi ve ortak salona doğru yol alırken sizi kendi kendinize gülümseyerek bıraktı.
Harry senden onunla Noel Balosuna gitmeni istemesinin üzerinden iki gün geçti. Ve bugün onunla dans edeceğin gündü. Hiç gergin olmadığınızı söylerseniz kendinize yalan söylemiş olursunuz.
Önünüzdeki boy aynasında kendinize baktınız. Görünüşüne baktın. Bordo renkli bir elbise üzerinize doğru şekilde asılmış, arkası açık, siyah topuklu ayakkabılarla kombinlenmiştir. Y/H/C'niz tek omzunuzun üzerinden gevşek bir şekilde uzanıyor, makyajınız çıplak ama mat kestane rengi bir rujla eşleştirilmiş.
"E/H sakin ol, inanılmaz derecede ateşli görünüyorsun." Y/BF/N ona tereddütle bakarken bunu sana söyledi.
"E-emin misin? Bu çok fazla değil mi?" Hemen sordun.
"Evet eminim ve tabii ki çok fazla değil. Tanrı aşkına bu Noel Balosu!" Dudaklarından bir kıkırdama çıkarken, seninkilerden de bir kıkırdama çıkıyor.
"Tamam tamam." Ortak yurdunuzun duvarında asılı olan saate bakarken bunu söylediniz.
"Saat sekiz! Ortak salona gitmem gerekiyor." Yatakhaneden hızla çıkarken bunu söyledin. Düşmemeye çalışarak merdivenlerden hızla indim.
İlk merdivenin sonuna doğru ilerlediğinizde, iyi giyimli bir Harry'nin merdivenlerin dibinde sabırla sizi beklediğini görürsünüz.
Onun da sana bir formla baktığını görünce genişçe gülümsedin. Merdivenlerin altında onunla buluşup aşağıya sordun.
"Görünüyorsun...vay be," dedi Harry suskun bir şekilde ve senin açık kırmızı renkte kızarmana neden oldu.
"Beni utandırmayı bırak." Yere baktığını söyledin.
"Bunu yapmak benim işim," dedi Harry, senin kırmızının daha koyu bir tonuna dönüşmesine neden oldu.
"Eh, Bay Potter siz de fena görünmüyorsunuz." Papyonunu biraz düzeltirken söyledin.
"Hadi gidelim." Hayatımızın en güzel gecesini geçirmek üzere Büyük Salon'a doğru yürürken dudaklarında bir sırıtışla konuştu.
Gece sona erdi. Herkes ortak salonlara dönüyor ve uyumaya giderken randevularına iyi geceler diliyordu.
Sen ve Harry sonunda Y/H ortak salonuna ulaşmıştınız.
"Harika vakit geçirdim Harry." Kız yurdunun kapısının önünde dururken söylüyorsun.
"Ben de öyle yaptım." Seni kendine çekip sarılırken şöyle dedi.
Uzaklaşırken karşı karşıya olduğunuzun onunkinden görmediğini fark edersiniz. Gözünüz gözlerinden dudaklarına kayar.
Harry de aynısını yapıyor ama eğilip seni öpme cesaretini kazanan kişi o. Anında öpücüğün içinde eridin.
Öpüşme derinleştikçe her yerde kıvılcımlar uçuştu. Onu öpmeye devam ederken öpücüğe gülümsersin.
Geri çekiliyor, şimdiden dudaklarının onunkilere dokunuşunu özlüyor
