Enes'in sorduğu soruyu es geçip bir süre donuk bir şekilde yüzüne baktım. Az önce okuduğum mesajı defalarca okumuştum. Erkut abi ve abim. Bir türlü oturtamamıştım kafamda.
"Sen ve Erkut abi ?" kendimi tutamamış düşüncelerimi dışa vurmuştum. Erkut abinin adını duyunca bir kaşını kaldırdı. "Eee ?" sesi gergin çıkmıştı. Kafamı eğip kucağımdaki ellerimle bakıştım, böyle birşey nasıl sorulurdu ki ? Boğazımı temizledim, başımı kaldırıp abime baktım. Suratında ki o ifade hala duruyordu. Tek bir cümlede sormaya karar verdim.
"Aranızda birşey mi var ?" tek nefeste sorup bir rahatlama yaşadım. Abim ilk önce şaşırdı, bir süre yüzüme baktı. Daha sonra anlam veremediğim bir acı oluştu suratında, hüzün kapladı bedenini. Kapıyı kapatıp sandalyeye oturdu, gözleri yere odaklıydı. Sonra dudaklarını araladı..
"Eskiden Erkut kızardı bana çok belli ediyorum diye," güldü kendi kendine "demek ki hala belli ediyorum" diye mırıldandı. Sesinde ki hüznü anlyabilmiştim sonunda.
"Bizim aramızdaki o şey ilk tanıştığımız an başladı. Lise sondum, arkadaşlarla takılıyorduk bir gün içlerinden birisi 'sizi biriyle tanıştırcam, çok iyi çocuktur' deyince başta siklemedim. Ne bileyim ben böyle olacağını. Unutmuştum bile hatta, o gün o arkadaş yanında Erkut ile geldi. Ortama girdiği an birbirimizle göz göze geldik, ikimize de birşey oldu o an. Sanki elektik çarptı gibi olduk. Biz trene bakar gibi birbirimize dalmışken arkadaşım seslenince kendimize gelmiştik. Sonra tanışma faslı vesayre, ne ben gözlerimi ondan çekebiliyorum ne de o. Her birşey de gözlerim onu buluyor, onun da aynı şekilde. Neyse o gün ayrıldık evlere, uyuyamadım gece boyunca sürekli kendimi sorguladım. Aşık oldumu anladım fakat işte ne bileyim şoktayım hala. Ama siktir ettim, nasıl olsa daha görmem kafasındayım. Ama Erkut öyle değildi, o günden sonra bizimle takıldı hep, gözleri sürekli üzerimdeydi, öyle bir bakıyordu ki içimi görüyordu sanki. Hiç bir zaman dillendirmedik ikimizde, zaten herşey ortadaydı. Zamanla daha da yakınlaştık, yakın arkadaş olduk. Cenk şerefsizi de katılmıştı aramıza. Piç hemen anlamıştı, sürekli gazlıyordu açıl açıl diye. Nereye açılayım amına koyayım, olacak iş mi sanki ? Neyse sonra Erkut bir gün gelip bana üniversite için Ankaraya gideceğini söyleyince dünyam başıma yıkılmıştı. Çok kızdım, kahrımdan daha da çok kızdım. Giderken görmedi bile beni, şimdi geldi sıçtı hayatımın içine işte. Ama artık öyle birşey yok, ben Esra ile evleneceğim."
Bir süre duyduklarımı sindirmek için sustum..
"Ya Erkut abi, o ne hissediyor ? Ya o hala seviyorsa, o zaman ne olacak abi ?"
Abim kafasını yerden kaldırıp gözlerime baktı, dolu gözlerinde oluşan o ifadeyi tanıyabilmiştim.
Bir umut...
"Olmayacak birşey Bora, siktir et" dedikten sonra odayı terk etti.
Yarım kalınmış bir hikaye vardı ortada, sonu getirilmemiş bir hikaye. Kendimi yatağa bıraktım, hayatım son birkaç ayda o kadar değişmişti ki yetişemiyordum bazı şeylere. Sert bir kapı çarpılma sesi gelince sinirle gözlerimi kapattım. Babam gelmişti ve belli ki niyeti olay çıkarmaktı. Yataktan kalkıp odadan çıktım, Enes'e bulaşmadan yanına gittim. Salonun ortasında oturmuş bayık bakışlarla etrafa bakıyordu. Işığı açmamıştı, koltuğa uzanınca uyuyacağını anladım. Fazla ses yapmadan odama girdim.
Enes ve Erkut'un tanışma sahnesi, Enes'in ağzından ;
Parmaklarımın arasındaki sigarayı atıp yeni bir sigara yerleştirdim dudaklarıma. "Bu Murat piçi nerde kaldı amına koyayım bütün gün onu mu bekliycez" İki elimle dudaklarımın arasındaki sigarayı rüzgardan korumaya çalışıyordum yanması için. "Hay amına koyayım ya" diye mırıldandım.
"Selamın aleyküm"
Murat'ın sesini duyunca sigarayı siktir edip kafamı kaldırdım. Gözlerim benden habersiz Murat'ı değil de yanında duran çocuğu buldu. Onun da gözleri beni bulunca bedenime doğru bir enerji yayıldı gibi hissettim. Bakışlarımda oluşan o ifadeyi onun da bakışlarında gördüm. Birbirimize bakıyorduk, ne o gözlerini çekebilmişti ne de ben.
"Size bahsettiğim arkadaşım Erkut"
Murat'ın sesini ikimizde umursamamıştık, hala gözlerimiz birbirindeydi. İkimiz için ayrı bir dünya açılmış ve biz o dünyada gibiydik. Anlam veremediğim, adını koyamadığım bu bakışma Murat'ın sesiyle kesilmişti. Utanarak ve birazda çekinerek çektim bakışlarımı ondan. Hayvan gibi tutulmuştum çocuğa amına koyayım. Elini bana uzatana kadar bir süre bakmadım ona, boş boş etrafa bakındım.
"Erkut" diyerek elini uzattı. Bakışlarımı sokağın başındaki çöp kovasından çekip bana uzattığı eline çevirdim. Kal gelmişti, amına koyayım ne diye donup kalıyordum ? Elini sıktım, bakışlarımı yeniden bakışlarına çıkardım.
"Enes" dedim, hoşnut bir ifade belirdi gözlerinde. Bense yalandan boğazımı temizleyerek elimi ve bakışlarımı çektim ondan. O da bir boklar döndüğünü anlamıştı ama benim aksime o sorgulamıyor, hoşuna gitmiş gibi bir ifadeyle bana bakıyordu. Cebinden çakmak çıkartıp bana doğru bir adım atınca reflekse bir adım geriledim. Vücudum alev almıştı sanki, o ise bu halime kısa bir gülüş atıp tekrar bir adım attı. Bu sefer olduğum yerde duruyordum fakat yutkunamadığımı hissettim. Yaktığı çakmakla deminden beridir yanmayan sigaramı yakıp geri çekildi.
"Eyvallah" diye mırıldandım ağzımın içinde.
Bu bölümde o kadar tıkandım ki anlatamam... Aslında kafamda birçok şey vardı ama şu Wattpad kapatılma olayları vs derken uçtu gitti. O yüzden bu bölümü geçiş bölümü olarak görün ve lütfen yorumlarınız ve oylarınızı unutmayın, görüşmek üzere :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
meyus (bxb)
Fiksi RemajaOkul-ev arası gelip giden, okul çıkışlarında abisine yardım eden Bora ile her gün arabasıyla son ses müzik açıp mahallede dolaşan Cenk'in ilişkisi.