Hastane odasında dört erkek ayakta dikilmiş Esra'ya bakıyorduk. Abim geldiğinden beridir ağzını açmamış, ne diyeceğini bilemeden sadece Esra'ya kaçak bakışlar atıyordu. Erkut abi herşeyden habersiz sadece abimin kendisini suçladığı kısmı biliyordu. Cenk ise beni yalnız bırakmak istemediği için hemen yanımda dikilmiş gözleriyle beni süzüyordu. Abim, Cenk'in varlığını fark etmişti fakat sesini çıkarmamıştı. Ve sonunda yalandan birkaç kere öksürdü konuşmak için. Esra'nın kırgın bakışları ona dönmüştü.
"Var mı ağrın sızın ?"
Esra küçük bir tebessüm etti, kafasını iki yana salladı. "Merak etme iyiyim" diye mırıldandı ardından. Gözlerimi bileklerindeki sargılara diktim, gözüm oraya her değdiğinde kendimi suçluyordum. Büyük bir kara bulut kaplıyordu içimi, duygularım kararıyordu. Bu duyguya engel olamıyordum..
Enes daha konuşmamıştı, aralarında ki herşey açıktı aslında. Onlar için bir yol yoktu artık, ikiside bunun farkındalardı. Bunun farkındalığında bir bakışma, konuşma geçiyordu aralarında. Erkut abinin gözleri sürekli Enes'deydi. Onu kolluyordu, abim için endişeliydi. Bakışlarında ki duygudan asla tam anlamıyla emin olamıyordum. Abime değer veriyordu fakat nasıl bir değer kestiremiyordum.
Elimin üstünü hafif bir dokunuşla okşayan ele kaydı bakışlarım. Baş parmağı parmaklarımın üzerinde geziniyor arada bir durup bekliyor daha sonra yeniden okşuyordu. Gözlerim sırayla herkesin üzerinde gezindi, neyseki herkesin odağı Enes ve Esra'ydı. Gözlerim tekrar elimi okşayan eline indi, sanki bütün yükümü üstüne alıyordu.
"Hasta ziyareti kısa olur, ben gideyim artık" Erkut abi ayaklanınca bütün bakışlar ona döndü. Erkut abi herkese kısa bir bakış atıp Esra'ya döndü. "Tekrardan geçmiş olsun Esra" düz bir sesle geçmiş olsun dilkelerini iletip odadan çıkınca arkasından bakan tek kişi Enes'di. Bir kapıya bir Esra'ya dönen bakışları en sonunda oturduğu yerden kalkmasıyla son buldu. "Ben yolcu edip geleyim" diyerek koşar adımlarla kapıdan çıkınca bakışlarımı Esra'ya çevirdim. Artık daha emin bakışlarla Enes'in arkasından bakıyordu.
Esra ile göz göze geldik, bakışlarındaki hüzne rağmen gülümseyince zar zor karşılık verebilmiştim. Esra'nın bakışları yanımda duran Cenk'e dönünce başından beri onları tanıştırmadığımı hatırladım.
"Cenk ile tanış, mahalleden arkadaş" diye tanıtınca Cenk'in muzip gülüşüyle birlikte bakışları anlık olarak bana döndü. Utana sıkıla bakışlarımı ondan çekerken o da elini Esra'ya uzatmıştı. "Memnun oldum Esra"
"Ben de memnun oldum da.. sen şu Enes'in sinir olduğu Cenk misin acaba ?" Esra nasıl tepki vereceğini bilemeyerek sorunca Cenk bıyık altı güldü, "aynen, o benim."
Enes'in ağzından ;
Koşar adımlarla çıktığım odadan az ileride gördüğüm Erkut ile yavaşlattım adımlarımı. Ağır ağır çıkışa doğru yürüyen adamı izledim adımlarımı durdurmadan. Kimin yanından geçse dönüp bir kez daha suratına baktırtıyordu. Tıpkı geçmişte benim yaptığım gibi. Bakardım ve kendimi durduramayıp yeniden bakardım. O ise her zaman ki bilmiş bakışlarını yollar sonra da hoşuna gitmiş gibi gülerdi. Benim ona tutulduğumu biliyordu. Ta ilk günden beridir ona tutulduğumu biliyordu çünkü ikimizde aynı anda aynı saatte aynı saniyede birbirimize tutulmuştuk. Çıkışa doğru yaklaşınca ona seslenmeye karar verdim sonunda.
"Erkut"
Yürümeyi bıraktı, arkasını dönmedi. Omuzlarını düşürdü sanki bu anın geleceğini biliyormuş gibi. Usul usul yanına gittim, sonunda yüzünü bana döndürdü. Elim saçlarıma çıktı, birkaç kez karıştırdım saçlarımı. Neden onu durdurduğumu ben de merak ediyordum şimdi.. Bakışları saçlarıma çıktı, her zaman ki gibi saklamıyordu bakışlarını benden. "Hemen mi gideceksin ?" diyerek saçmaladım. Dudakları sorduğum soruyla kıvrılır gibi oldu, bakışlarım dudaklarında kalınca çoktan yakalanmıştım. Sorduğum soruyu es geçmiş, dudaklarında olan gözlerime bakıyordu. Gözlerimi ağır ağır gözlerine çıkarınca yıllar sonra yine o bakışı attı ; biliyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
meyus (bxb)
Teen FictionOkul-ev arası gelip giden, okul çıkışlarında abisine yardım eden Bora ile her gün arabasıyla son ses müzik açıp mahallede dolaşan Cenk'in ilişkisi.