11

261 15 2
                                    

Bölümde ki şarkı 🫶🏻

Enes boy aynasında kendini süzüyor bir yandan da bana laf yetiştiriyordu. "Ya oğlum ne demek gelmeyeceğim düğüne ? Sen gelmezsen benim düğünüme kim gelecek ?" Mahalleden bir arkadaşımızın düğünü vardı, abim oraya hazırlanıyordu. Beni de peşine takmak istiyordu fakat evden çıkasım yoktu hiç. "Abi sen gidiyorsun ya bana ne gerek var, Allah aşkına sal beni yatayım evde güzel güzel." derken kendimi yatağa bırakmıştım bile. "Lan şerefsiz kim naptı sana da bu hale geldin, anlatmıyorsun da günlerdir"

Sesli bir nefes bıraktım odada. Günlerdir ne araması ne de mesajları bitmiyordu. Geri dönmüyordum, yüzünü dahi görmek istemiyordum. O kadar öfke doluydum ki kendime... "Hiç kimse bir bok yapmadı ben kendime yaptım yapacağımı" diye mırıldanınca abim anlamaz bakışlar atmıştı. Kafamı salladım birşey yok dercesine. Son bir kez kendine bakıp bana döndü tekrar. "Hadi bekliyorum seni aşağıda, itiraz istemiyorum" deyip odadan çıktı.


Üstüme bir pantolon bir tişört geçirip çıkmıştık evden. Abimin beni dışarı çıkarmasının asıl sebebinin arabayı bana sürdürtmek olduğunu anlayınca gözlerimi devirdim. Yola odaklanmıştım fakat aklım ondaydı. O da gelecekti düğüne ve ben onu görmeyi istemiyordum. İçimde birşeyler sıkışıyordu, nefes alamıyor gibi hissediyordum. "Emine de gelecekmiş, Esra da geliyor amına koyayım böyle şansın" diye söylenen Enes'e bir bakış atıp önüme döndüm. "Sen Esra'nın yanından ayrılma bugün en iyisi" dedim, Enes kafasını salladı. Yavaş yavaş davul zurna sesleri gelmeye başlamıştı, yaklaşmıştık. Enes "sen beni burada indir, git park yeri bul gelirsin sonra" deyince onu arabadan indirip ben devam ettim. Şansıma boş bir yer vardı, arabayı oraya park edip indim. Hava biraz serindi ve huzursuz. Arabayı kitleyip düğün alanına doğru yürümeye başladım. Düğün açık havada, evlenen arkadaşımızın sokağındaydı. Kalabalık görününce gözlerim Enes'i aradı. Ayakta Erkut abiyle konuşuyordu, Esra da yanlarında onları dinliyordu. Daha fazla etrafı süzmeden onlara doğru ilerledim. Erkut abi beni görür görmez sırıttı, "oo paşam hoşgeldin" deyince ben de gülümsemiştim, Erkut abinin enerjisi karşısındaki insanı da güldürüyordu. "Hoşbuldum abi" diye karşılık verip Esra'ya döndüm. Yine yüzünden düşen bin parçaydı. Ne oldu dercesine göz kırpınca iyice asıldı suratı. Enes'e döndüm, dikkatlice Erkut abiyi dinliyordu.

"Ondan sonra buna bir yapıştırdım koşarak kaçtı hemen, neymiş abisine söyleyecekmiş o da gelip beni sikecekmiş" derken gülerek anlatıyordu fakat abim cümlenin her bir kelimesinde ayrı sinirleniyor gibiydi.

"Ben onu da abisini de bir sikerim" diyerek dişlerinin arasından sinirle konuşunca Erkut abi gülmeyi kesip garip bir ifadeyle abime baktı. Ben ise ikisinin arasında gidip geliyordum. Erkut abi boğazını temizleyip bakışlarını abimden çekip bana döndü. "Sen napıyorsun aslanım, görüşemiyoruz" diyerek koluma girdi. "İyidir abi aynı işte, okul ev arası" bir yandan sohbet ediyor bir yandan da yürüyorduk. Boş sandalye bulup yerleştiğimizde ikimizde sohbeti kesmiştik. Arkama yaslanıp etrafı süzdüm. Gelin ve damat dans ediyorlardı, onlara eşlik eden birkaç çift daha vardı. Cebimden sigara çıkarıp dudağıma yerleştirdim, yine canım çekmişti. Çakmağı çıkartıp sigarayı yakarken gözlerim onu buldu. Birkaç kişinin daha olduğu bir masada oturmuş, arkasına yaslanıp gözlerini bana dikmişti. Sohbete katılmıyor sadece bana bakıyordu. Gözlerimi ondan çekmedim, gözlerinin içine baka baka yaktım sigarayı. Dudağının kenarı kıvrılınca çektim bakışlarımı. Onu sinir etmek için yaptığım şey aksine güldürmüştü. Sinir olan yine ben olmuştum, piç kurusu.


Bir saat geçmişti aradan, yolun ortasında halay çekiliyordu. Halay çeken çoğu kişiler erkekti, düğündeki tüm kızlar oturmuş hayranlıkla halay çekenleri izliyorlardı. Birbirleriyle konuşup gülüşen iki kızın gözlerinin ben de olduğunu anlayınca küçük bir gülümseme ile baktım onlara. Girdiğim ortamlarda dikkat çeken bir tiptim fakat hiçbir zaman bu özelliğimi kullanmamıştım. Kızlar gülümsediğimi görünce daha çok gülüştüler aralarında, onlara son bir kez bakıp önüme döndüm. Oturduğum yerde arkama yaslandım, geldiğimden beri beni izliyordu. Bir kez olsun çekmemişti gözlerini, ben de bir kez olsun bakmamıştım ona. Halay başındaki abimi ve Erkut abiyi izliyordum. İkiside kendilerinden geçmişcesine oynuyorlardı, abim her bana baktığında gel gel yapıyordu bense hep bir bahane bulup reddediyordum. Gülümseyerek onları izlerken o geldi. Erkut abinin elindeki mendili sağ eline aldı, Erkut abiyle birşeyler konuştu. Gözlerim sonunda pes edip ona bakmıştı. Takım elbise giyindiğini yeni yeni fark ediyordum. Onu süzdüğümü hissetmiş gibi gözlerini bana dikti. Pişkince gülerek Erkut abiye ayak uydurmaya başladı. Gözlerimi kapatıp açtım, bir şekilde gözümün önünde olmayı başarıyordu. Kızların ilgi odağı olmuştu kısa sürede, sadece Cenk'i izliyorlardı şimdi. "Şerefsiz" diye mırıldandım. Ona olan sinirli bakışlarım hoşuna gitmiş olmalı ki iyice sırıttı. Oynarken bile gözlerini ayırmıyordu gözlerimden, hiç korkusu yoktu. Bakışlarımı ondan çekip etrafta gezdirirken tanıdık bir sima ile karşılaştım.

meyus (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin