Karşımda duran iri adama baktım. Bakışlarında meymenet yoktu ki?!Minho: Jisung benimle geliyorsun
Bileğimden tuttu. Beni çekiştirmesiyle Minho nun bileğimi tuttuğu elinin üstünde bir el daha belirdi. Jenniem Minho nun bileğini tutup sıktı.
Jennie: Üzgünü bay zorba ama önüne gelene "Benle gel" diyemezsin.
Jisung: Bay zorba?
Dudaklarımın arasında çıkan kısık sesli kelimeler çok belli etirmedi kendini. Beynimi içinde tek bir kelime dolaşmaya başlamıştı. Bay zorba...
O... O nasıl zorbaydı? Melekten bile iyiydi... Nasıl zorba olabilirdi?
Minho: Jennie elimi bırak
Jennie: Jisung u rahat bırak
Kendi aralarında bağrışmaları çok boğuk geliyordu kulağıma. O an hiç bir şey mantıklı gelmiyordu. Herkes etrafınmıza toplamıştı. Ben... Onun zorba olduğunu nasıl anlamamıştım? Beni bu hale getirenlerden biri olduğunu...
Gözlerim dolmaya başladı. Ben ona güvenmiştim. İyi biri sanmıştım. Bana o kadar şey verdikten sonra ne çabuk geri almıştı? Tek kelimeyle...
Gözlerimden akan yaşlar dudağıma geliyordu. Dilimi çıkartıp alıyordum hepsini. Azına gelen tuzlu tadı beni sakinleştirmeye yetmiyordu. Elimi çekip iki adım geri attım. Bağrışmayı kesip bana baktılar. İkisi de ellerini ellerinden çekti.
Jennie: Jisung gidelim
Minho: Jisung gidelim
İkisi de aynı anda söylemişti. Sadece yüzlerine baktım. Göz yaşlarımı silip etrafıma baktım. Herkes benden gelicek cevabı bekliyordu.
Kafamı hayır anlamında sallayıp arkamı döndüm. Kalabalığı yarıp okulun içine koştum. Arkamdan gelen ayak seslerini umursamayıp erkekler tuvaletine girdim. Kapıyı kilitleyip tuvalete oturdum. Saatlerce ağladım. Gerisini hatırlamıyorum. Gözümden kan akıp uyumuştum her halde. Uyandığımda önümde temizlik görevlisi vardı.
Aplağ: Oğlum napıyon burda?! Ödüm koptu vallağa. Öf çık okuldan hemen
Ayağa kalkıp sınıfa gittim. Kimse yoktu. Her yer karanlıktı. Çantamı alıp çıktım. Okul kolidorlarında hızlıca koşuşturuyor, merdivenlerden atlayarak iniyordum. Telefonumu açıp otobüs kalmış mı diye baktım. Son bir tane 7C vardı. Okulun kapısına geldiğimde telefonumu çantama koydum. Otobüs durağına koştum. Otobüs daha gelmemişti. Arkama yaslanıp otobüsü beklemeye başladım.
...
Banyodan çıkıp yatağıma uzanmıştım. Telefonumda geziniyordum. Telefonuma gelen bildirime baktım.
053***
Pşt Jis. Benim Jennieeee. Gel senle park a gidekHemen mesajlaşmaya girip cevap yazdım
Jisung
Tamam sana sormam gereken bir şey vardı zatenJennie🦫
Okiii. Şu bizim gittiğimiz parka haaJisung
Anladım zaten. Orda görüşürüzDolabımdan bol kıyafetler seçip giydim. Hızlıca dışarı çıktım. Parka doğru yürüdüm. Vardığımda Jennie salıncakta oturuyordu. Yanına gizlice gitmek isterdim ama ben artık çocuk değildim. Yanına gidip salıncağa oturdum. Zaten fark etmediği için korkmuştu.
Jennie: aay. Korktum bee!
Hiçbir şey demeden önüme bakmaya devam ettim.