Bölüm 13

591 32 8
                                        

Güzel bir uyku çekmişim ki duş alıp 7 de yattım. Saat şu an 14.00 annemle babam gitmişler bile.. acaba doğaya ne oldu. Hiç haber de alamadım. Doğanın yanına gitmeliydim. En zor gününde yanında olmalıydım.

Bordo ojelerimi sürdüm. Bordo kot pantolon ve salaş beyaz bir üst giydim. Saçlarıma fön çektim ve arkadan topladım. Yedek beyaz arabama bindim.Gitmeye hazırdım.

Arabayı yavaş yavaş sürerken kırmızı ışık yandı. Birden yanımdaki arabadan biri bana sesleniyordu Dönüp baktım. Bu Güneşti.

"Selam ırmak nereye böyle"

"Güneş, doğa kötü bir kaza geçirdi şu an yoğun bakımda.Doktorlar durumunun kötü olduğunu söyledi. Derin,melis,ege,uzay,ece ve nehirde orada. Ben de gidiyorum şimdi. "

" aaa çok üzüldüm.  Ben sudem simay ve yağmur'a da söyleyeyim gelsinler. Ben de geliyorum seninle."

"Tamam. *** hastanesi."

Hastanenin otopark'ına geldiğimde güneşte arabasını benim yanıma park etmişti.

Bu taraftan dedim güneş'e geldiģimizde emre gelmişti. Hemen dalgamı geçtim.
"Ooo emre erkencisin uyku mu tutmadı."
"Senin kadar uykuma düşkün değilim uykucu. 2 saat uyudum geldim.
"Yanlız şimdi ezilen büzülen ben oldum.

Her neyse doģanın durumu nasıl??"

Nehir;
-doktorlar iyice kötüye gidiyor dedi.

"Doğamm!!"

Daha sonra gözümün kapandığını hissettim emre bana sarılıyordu evet emrenin nefesini yüzümde hissettim daha sonrası büyük bir boşluk.

Emre'den

Irmak ırmak bayılmıstı. Doğaya şu anda her ne olursa olsun diyorum. Ama ırmağa bir şey olmasın. O bilmiyorum ilk geldiği günden beri hayatıma anlam kattı. Her neyse saçmalıyorum.

Kızlar ağlamaya başladı. "Doğamız gidiyor! Bir de ırmağımız gitmesin diye ege ve uzay kızları sakinleştirmeye çalışırken. Ben de ırmağımın, ırmağımın mı?
O benim değil ki niye sahipleniyorum? O bana ait degil. Bende ırmagın başında doktor gelmesini bekliyordum. Şükür  ki nefes alıyordu.

Doktor geldi. Irmağa birseyler yaptıktan sonra "ufacık bir heyecanlanmadan dolayı bayılmış önemli bir şey yok 5-10 dakika içınde ayılır. Bunu aglayan kızlara sakinleşsinler diye hemen anlattım. O arada yoğun bakımdan doğanın  doktoru çıktı.

"Siz doğa hanımın yakınları mısınız?"

Hemen atıldım evet durumu nasıl?

"Üzgünüm ama......"
Ne diyordu bu eğer öyleyse ben ırmağa ne derdim.
"... doğa hanımı......." bitmişti evet söylüyor acı haberi söylüyordu.
".... kaybettik. Başınız saģolsun." o dakikalardan sonra güneş yağmur ve sudem affedin bizi diyip ağlayarak gittiler.

Derin hemen ırmağın yanina geldi melis aglıyordu ece ve nehir de melisi teselli etmeye çalısıyorlardı ama onlar daha kötüydü. Ege ve uzayda oturmuş mal mal bakınıyorlardı.

Irmak uyanmıştı. Derin bağırdı:
-arkadaşlar gelin ırmak uyandı.
Irmağın söylediği ilk söz" doğa doğa nasıl? "Oldu. Derin
- ırmak doğa öldü. Başımız sağolsun.
"Irmak bak sakin ol doga bizi böyle gormek istemez dedim.
"Nasil olayim emre ölmuş benim doğam ölmüş. Benim doğam öldü. Artık o yok."

Bak şimdi sahile gidiyoruz sen açılıyorsun ve biraz içki içiyorsun bunları unutuyoruz seni sonra evine götürüyorum. Uyuyup sabah sahile gidip biraz yüzüp okula gidiyorsun. Tamam mı?

Melis
-hay aklına bin yaşa emre ne kadar güzel düşündün.
"Tamam öyle olsun"

Irmaktan
Emre beni sahile götürdü.  Giderken bardan istedigim içkileri aldı orda bir banka oturduk emreye " Ben 20 şişe içerim sana 5 şişe yeter mi? " Yok ben içmiyeceğim eğer başlarsam duramam."

Emre'den                                           Bu kızın bünyesi 20 şişe içkiyi nasıl kaldırdı anlamiyorum. Neyse icti icti bende onun fotoğraflarını çektim. E ne yapayım o istedi sonrada sende kalsın dedi. Ben de hiç şüphesiz kabul ettim. Sonra da onu evine bıraktım. Benim görevim bu kadardı. Artık gidebilirdim. Irmağa hoşçakal dedim. Ve arabama bindim son sürat sürdükten sonra 3 dakika içinde evdeydim artık dayanacak gücüm yoktu koltukta uyuyakalmışım.

Irmaktan
Sabah uyandığımda saat daha 08.00 di ama annemler gitmişti bende meşhur dert ortağım banyoma girdim 1 saat boyunca ılık suyun altında kaldım.

Çıktıktan sonra spor şortumu ve yüzücü atletimi giyip yeni beyaz oje sürdüm ve anahtarımı alıp evden çıktım. Evin yakınlarındaki koşu parkına gittim. Orada da 1 - 1,5 saat boyunca aralıksız kostum. Karnım acıkmıştı. Bu yorgunluktan sonra herhalde eve gidip kahvaltı hazırlayamazdım gerçekten.

Annemin gittiği ve bize de önerdiği yıldız cafe ye gittim. En gözün önünde olmayan bir yere oturdum. Börek ve limonata aldım. Yavaş yavaş yedim. Hesabı ödeyip kalktım. Saat 11 : 30 du. Acele etmem gerekiyordu. Çabucak eve geldim.

Bugün bakım yapmak uygunsuz olurdu. Yastaydık. Bu yüzden siyah şortumu giydim ojelerimi de beyaz bıraktım. Ayağıma da Beyaz ve siyah çizgileri olan NIKE AIR MAX lerimi giydim. Artık hazırdım.

Okula gittiğimde derin beni bekliyordu. Aynı doğa gibi herhalde bana doğanın yokluğunu hissettirmemeye çalısıyorlar. Haydi çabuk ol ırmak derse geç kalacağız dedi. Bende onun arkasından yürüdüm.

Sınıfa girdiğimizde erkekler emre ege ve uzayın başına toplanmış doğayı soruyorlardi. Ayla öğretmen içeri girer girmez hepsi yerlerine geçtiler. Ben gün boyunca bütün öğretmenlere Doğayı anlattım. Son ders ilk defa bu kadar uzun süre saate baktim. Öğretmen görmüs oldu ki " neden saate bakip duruyorsun ırmak cok mu sıkıldın?: " Pardon hocam saat 5 de doğanın cenazesi var da."
"Ama şimdi önüne bak önemli bir konu."
Tamam hocam pardon desemde gözüm sürekli saate kayıyordu. Konudan da bir şey anlamadım. Sınavda ne yapardım bilmem. Sonunda zil çaldı ben hemen arabaya kostum. Derin arkamdan sesleniyordu ama onu duymak istemiyordum. Arabama bindim ve mezarlığa doğru yola koyuldum.

KANKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin