Doğayı tabutla mezarlığa taşıyan adamların arasından geçtim adamları durdurup tabuta sarıldım. Ortalardan bi adam:
-Hanımefendi,çekilir misiniz tabutu taşıyoruz.
Gerizakalı yok bende başka birşey zannettim.en agrasif halimle, ki şu anda nasıl agrasifliğı düşünüyorum anlamıyorum.
- görüyorum tabutu taşıdığınızı. Kör değilim herhalde. Of ya arkadaşımdan bir ayrılamadım.yok kaza anında, çekilir misiniz?
Yok hastanede, çekilir misiniz?
Şimdide mezarlıkta çekilir misiniz ne haliniz varsa görün be.
ben diyorum ki doğa da öyle düşünüyordur . Bu kızın hakkı helal olmasın size.
Koşa koşa arabaya gittim arkamdan ne diyo bu der gibisine uğultular yükseliyordu.
Derin ve emre de bağıra bağıra birşeyler soyluyorlardı. Yanımdan melisin arabası geçti melis ve nehir de gelmişlerdi.
Ama ben ağlıyordum. Tutamıyordum kendimi. Arabamın sürücü koltuğuna bindim. Araba suremezdim.
Ama doğa? Doğayla o
Mal adamlar yüzünden vedalaşmamıştım. Şu an son şansimdi çünkü toprağa girdikten sonra ona sarılamazdım.
Tüm cesaretimi toplayıp adamların yüzüne bile bakmadan doğayla vedalaşmalıydım.
Ya ben böyle biri değildim ki insanlarla kavga edeyim. Herhalde sinirlerim bozuldu. Bozuksada bozuk.
Cama biri vuruyordu. Emreydi bu!
Çocuk bana taktı herhalde. Neyse daha iyi .Hemen kapıyı açtım ve kendi kollarımda ağlamaya devam ettim.
Emre;
-ırmak iyi misin? Gel şimdi ben adamları durdurayım istediğin kadar sarıl kankamıza ne dersin? Haydi bak hepimiz üzülüyoruz ağlama boyle nehir melis güneş ve güneşin Tayfası da geldi. Hadi gel sende
"Güneşin Tayfası mı? Ne diyorsun sen emre?"
"Kızlar anlatmadılar mı hayret nasıl dillerini tutmuşlar anlamıyorum. Şimdi anlatırdım ama kızlar başımın etini yer onlara sor onlar anlatsin sana.
Haydi şimdi doğanin yanina
"Emre ben gelemiyecegim"
"Neden ırmak."
"O adamların suratını görmek ve onlarla muhattap olmak istemiyorum. "
" gelmen gerekiyor doğa yaşasaydı bunu isterdi. Haa bir de annem her yıl marina'da parti yapar. Benim arkadaşlarımdan birilerini de cagirmama izin verirdi. Geçen sene tüm Sınıf geldi ama sen yoktun bu sene de annem 1 kişiyi çağır dedi. Talep artmıştı çünkü. Bende sen hiç gormedin diye seni çağırayım dedim. Ne dersin gelebilir misin?"
İçimden çığlıklar atıyordum. ALLAH DERIM demeyecektim herhalde . Her kızın yaptığı gibi
"Olur herhalde"
"Bak şimdi o herhalde kelimesine hiç kanım kaynamadi."
Güldüm."tamam emre. Hem de herhalde'siz tamam."
"Oh be seni böyle gulerken görmek ne güzel. Hadi gidiyoruz şimdi."
E bunca tebessümden sonra gitmemek suratsızlık olurdu. Hiçbirşey demeden kapıyı açtım ve çıktım emre de çıkınca kapiyi kitledim emre ile birlikte mezarliga yürüdük.
Adamlar doğayı yere bırakmışlar ama daha gommemişlerdi. Onlara gozukmeden.( Ki ben öyle düşünüyorum görmüşlerdir.) Doğanın yanına gittim arkadaşıma dostuma sarildim. Ve ağladım, ağladım.
5 dk sonra adamlar benimle muhattap bile olmaksızın tabutu önümden aldılar. Ben de ağlamaya devam ettim bu sefer derin'e sarılarak. Kurekle doğanın üstüne toprak dokuyorlardi.
"Haklarınızı helal eder misiniz?"
"Helal olsun."
"Helal eder misiniz"
"Helal olsun"
"Helal eder misiniz?"
"Helal olsun?"
Bu andan sonra herkes uzaklaştı melis nehir ben derin ve emre haricinde.
Doğa buradayız biz bak arkadaşların bir mucize olsada buradan kalksan derken omzumdan tutup beni geri çeviren emreyle karşilastim. "Haydi ırmak yeter bu kadar"
"Doğam seni seviyorum aşkim"
Emre :
Haydi görüşürüz kizlar.
Ben hemen atıldim. Derin eğer işin yoksa bu gece bizde kalsana dertleşiriz.
Olur valla annemlere soyliyim gelemicem diye.
Haydi iyi akşamlar herkese dedik ve derinle arabaya bindik saat 19.00 di. Uyumayı düşünmüyordum belki derin düşünüyordur. Ama zaten ben derin olmasa bile uyumıyacaktım. "Tamamdir bu iş gidebiliriz."
Arabayı eve doğru sürmeye başladım derinin de onayiyla 10 tane büyük boy nutella alıp eve öyle gittik.
**********
Uzun yazmak istiyorum ama yeni bölüm istiyorsunuz sizce ne yapmaliyim yoruma yazarsanız. Uzun mu yazayım kısa mı. Eğer uzun isterseniz daha fazla beklemeniz gerekicek
Sizi seviyorum....
Öpuldunuz
