Uyandığımda saat 08.00 di. Kendi evimi emrenin evi olarak görmüşüm. Emreye de iftira attım. Her neyse iftira sayılmaz ki...
Yataktan kalktım ve o meşhur dert ortağım kurtarıcı banyoma girip bir saat ılık suyun altında duş aldım. Sonra şortumu ve yüzücü atletimi giyip yeni beyaz oje sürdüm ve anahtarımı alıp evden çıktım.
Evin yakınlarındaki koşu parkına gittim. Orada da 1 - 1,5 saat boyunca aralıksız kostum. Karnım acıkmıştı. Bu yorgunluktan sonra herhalde eve gidip kahvaltı hazırlayamazdım gerçekten.
Annemin gittiği ve bize de önerdiği yıldız cafe ye gittim. En gözün önünde olmayan bir yere oturdum. Börek ve limonata aldım. Yavaş yavaş yedim. Hesabı ödeyip kalktım. Saat 11 : 30 du. Acele etmem gerekiyordu.
Çabucak eve geldim. Bugün bakım yapmak uygunsuz olurdu. Yastaydık. Bu yüzden siyah şortumu ve siyah t- shirtlerimden birini giydim. ojelerimi de beyaz bıraktım. Ayağıma da Beyaz ve siyah çizgileri olan NIKE AIR MAX lerimi giydim. Artık hazırdım.
Okula gittiğimde derin beni bekliyordu. Aynı doğa gibi herhalde bana doğanın yokluğunu hissettirmemeye çalısıyorlar.
Derin
"Irmak bugün doğanın cenazesi kalkacak haberin olsun."ona doğaya son bir kez sarılacaktım. "Tamam derin."Sınıfa girdiğimizde erkekler emre ege ve uzayın başına toplanmış doğayı soruyorlardi.
Ayla öğretmen içeri girer girmez hepsi yerlerine geçtiler. Ben gün boyunca bütün öğretmenlere Doğayı anlattım. Son ders ilk defa bu kadar uzun süre saate baktim.
Öğretmen görmüs oldu ki " neden saate bakip duruyorsun ırmak cok mu sıkıldın? : " Pardon hocam saat 5 de doğanın cenazesi var da. " şimdi önüne dön önemli bir konu anlatıyorum. "Tamam hocam özür dilerim. Desemde gözüm sürekli saate kayıyordu. Konudan da bir şey anlamadım. Sınavda ne yapardım bilmem.
Sonunda zil çaldı ben hemen arabaya kostum. Derin arkamdan sesleniyordu ama onu duymak istemiyordum. Arabama bindim ve mezarlığa doğru yola çıktım.
Yolda son gaz araba sürmek bana artık eğlenceli gelmiyordu çünkü doğayı hatırlıyordum. Mezarlığa yaklaştım. Tabelada mezarlık yazıyordu.
Zaten başka ne olabilirdi ki?
Ama önündeki kelime beni mahfetti. KİMSESİZLER mezarlığı.
Evet doğa kimsesiz di ama biz vardık.Herhalde ilk gelen bendim. 10 saniye sonra cenaze arabası geldi.
Doğayı tabuta bindirmişler. Ağlıyorum evet ben ağlıyorum.Derin ve emre birlikte geldi. Ayy! Doğru ya derini ben getirecektim. Ay kıza ayıp oldu.
" ay derin özür dilerim. Doğama kavuşmanın heyecenıyla çıktım."
"Önemli değil ırmak, biliyorum ne durumda olduğunu ama şimdi gitmezsek doģayı gömücekler.
Hemen o tarafa doğru koştum.