Oy vermeyi unutmayın lütfennn iyi okumalar💙♡
Aşağıdan gelen seslere aldırmamaya çalışarak tekrar uykuya dalmaya çalıştım. Ama Müjde Hanımın sesi saolsun olmuyordu. Yastığı kulaklarıma bastırarak sinirle ofladım. Susmayacaktı bu kadın belli ki.
Kendi evimdeyken bu kadar uyanmıyordum. Evde tektim ve oturduğum sokakta sadece iki evde insanlar vardı. O yüzden sokakta sesler olmazdı. Ama bu evde o kadar çok insan vardı ki deliksiz uyumak imkansızdı. Zaten sıkıntılı olan uykum bu evde tümden bozuluyordu. Keşke bana çatı katını verselerdi. Daha az ses gelirdi en azından.
Dün Rüzgar'la duygusal anlar yaşadıktan sonra beraber aşağı inmiştik. Cihangil de kalkıyormuş biz indiğimizde. Tanıştığımıza memnun oldum cart curt akşam yemeği derken uyumuştum.
Müjde Hanımın susmayacağını anladığımda yastığı ileriye fırlatıp doğruldum. Ama yastığın altındaki silah kafama batınca inleyerek doğruldum. Bunun burda olduğunu ne zaman unutmuştum ben ya? Tekrar yastıkla üzerini kapayıp yatağı topladım.
Esneyerek kalkıp banyoya girdim. Diş fırçamı alıp dişimi fırçalarken klozete oturup işemeye başladım. Gece yatmadan su içmeyi bırakmam gerekiyordu artık.
Banyodan çıkıp komodinin üzerindeki gözlüğümü takıp aşağı inmeye başladım. Sabahın 9'unda merdivenlerin başında biriyle görüntülü konuşan Müjde Hanım beni görünce gülümsedi. Fısıltıyla "Günaydın." Diyip tekrar kiminle konuşuyorsa ona döndü.
Salona ilerleyip boş koltuğa kendimi bıraktım. "Sabahın köründe görüntülü konuşacak kadar acil ne vardı acaba ya?" Diyerek sızlandım kendi kendime.
"Katılıyorum." Arkamdan gelen sesle irkilerek sesin sahibini döndüm. Asrın uykulu gözlerle gelip karşımdaki tekli koltuklardan birisine bıraktı kendisini. "Bugün Rize'ye gideceğiz ya, yengemlerle konuşuyor." Benimle konuşmasına şaşırsam da belli etmedim.
"Bu annelerin bağırarak görüntülü konuşma huyu ne ya böyle?" Diyerek Lodos da pijamalarıyla ikili koltuğa attı kendini.
"Hepimizi uyandırmak için yapmadıysa bir şey bilmiyorum." Rüzgar da giriş yapmıştı sonunda. Kendini yanıma bırakıp başını omzuma yasladı. "Günaydın çiçeğim." Dedi mırıltıyla. "Günaydın." Diye karşılık verdim.
"Diğerleri de gelir birazdan herhalde." Dedim Rüzgarın başına yaslanarak. "Toprakla Atahan top patlasa uyanmaz. Sezgin de aşağıdaki spor salonundadır. Sabah koşusu yapıyordur."
Aşağıda spor salonu mu vardı?
"Spor salonu mu var evinizde?" Diye sormadan edemedim. "Poyraz ve Sezgin istediği için yaptırıldı orası. Tabi hepimizin işine yaradı o ayrı. Bu kaslar kolay yapılmadı hanımefendi." Diyip tişörtünün yakasını yukarı çekerek alt karın kaslarını gözüme soktu.
Ananı avradını...
"Gördüğüm en iyisi değil ama idare eder." Dememle birlikte başımın altındaki Rüzgar'ın kafası öyle hızlı kalktı ki çarpışmamızdan 'tak' diye bir ses yükseldi. "Sen kimin kasını gördün la?"
Kafamın acısından Rüzgar'ın hiddetli sorusuna cevap vermeden önce sakinleşmek için gözlerimi kapattım. Olmayınca benden cevap bekleyen yakınımdaki yüzünü sertçe kendimden ittirip uzaklaştırdım. "Hayvan mısın sen amına koyayım az daha hızlı kalksaydın!" Diye bağırdım. "Hay kasına da sporuna da..." diye söylenerek mutfağa gitmek için kalktım.
"Çok acıdı mı?" Asrından gelen soruyla biraz daha sakinleşip ona baktım. Neden soruyordu ki? Geldiğimden beri yaptığı gibi görmezden gelmeye neden devam etmiyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAUDADE
Novela JuvenilVuslat Kaplaner... Dedesi tarafından koltuğuna oturtulabilmek için küçük yaştan itibaren türlü eğitim ve zorluğa katlanmak zorunda kalmış küçük varis. Bedeni 24 yaşında genç bir kadının görünüşüne sahip olsa da gözlerinde, ruhunu haykırıyormuşçasına...