5. Bölüm

298 27 10
                                        


Oy vermeyi unutmayın lütfen. İyi okumalar♡♡




Koridordan gelen adım sesiyle gözlerimi araladım. Gece yine sürekli uyanıp durmuştum. Gözlerimi ovuştururken aklıma dün gece geldi. Asrın gelip beni yatağıma yatırmıştı. Dün gece balkonunda oturduğunu farketmiştim ama görmemişim gibi davranmıştım. Uyuyakaldığımda beni görüp odama gelmiş olmalıydı. Bir süre kucağında benimle dikilmişti. Muhtemelen beni izlemişti.

Bunu sonra düşünmeye erteleyip yatağımdan çıkıp peluş terliklerimi giydim. Banyoya girip işimi hallettikten sonra elimi yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçalarken giyinme odama girip kombin hazırlamaya başladım. Bugün Atahanla kahve içmeye gidebileceğimizi düşünmüştüm.

Güzel bir kombin hazırlayıp odadaki pufun üzerine koydum. Tekrar banyoya girip ağzımı çalkaladım. Gözlüklerimi mendille silip taktım. Saçlarımı da tarayıp dağınık bir topuz yapıp odadan çıktım. Ben odadan çıktıktan sonra karşımdaki kapı açıldı. Poyraz da odasından çıktı. Bir süre birbirimize bakıp aynı anda merdivenlere yöneldik. Tek kelime etmeden beraber yemek odasına indik. Girdiğimizde Lodos ayağı kalkıp kapıya yürürken beni görünce durdu. "Ben de seni uyandırmaya geliyordum." Dedi ve gülümsedi.

Ben de gülümseyerek konuştum. "Teşekkür ederim. Erken uyanırım ben genelde." Dedim ve hepimiz yerlerimize oturduk. Boş yer Toprak ve Lodos'un arasıydı. Oraya ilerlerken Toprak ayağı kalkıp Atahan'ın yanına yürüdü. "Abicim yer değiştirelim." Atahan abisine onaylamaz bakışlar atarak ayağı kalkarken ilk defa duyduğum Poyraz'ın sesiyle herkes ona döndü. "Sabrımı sınama Toprak." Ben şaşkınlıkla ona bakarken o önündeki tabağa bakıyordu.

Adam dilsiz değilmiş Vuslat...

Toprak'ın yutkunma sesini duyarken tekrar yerine oturdu. Ben de onun yanına otururken sadece onun duyabileceği sesle fısıldadım. "Ben de sana çok meraklıyım ya." Elindeki çatalı sıksa da bana dönmedi.

Fatih Bey ve Müjde Hanım yemeğe başlarken hepimiz yemeğe koyulduk. Geniş tabaktaki patates kızartmasından biraz tabağıma alıp bir kaç tane de kahvaltılık aldım. Masadaki el yapımı olduğu belli olan sıcak simitlerden birisini Lodos alıp tabağıma koydu. "Annem yapıyor bu simitleri. Çok güzel. Kesinlikle yemelisin." İlgili ve yumuşak sesiyle gülümsedim ona. "Teşekkür ederim." O da bana gülümseyip gözlüğümün önüne gelen perçemlerimi kulağımın arkasına sıkıştırdı.

Bir yandan yemek yerken Atahan'a hitaben konuştum. "Atahan bugün okuldan geldikten sonra kahve içmeye çıkalım mı? Canım sıkılıyor 3 gündür." Atahan'ın hevesli bakışları bendeyken Müjde Hanımın neşeli sesi kuş cıvıltısı gibi çınladı. "Ay ne güzel olur kızım. Bu buluşma abla kardeş arasında mı yoksa annelerin de gelmesine müsade var mı?"

"Elbette Müjde Hanım. Ben sizin işiniz vardır diye sormadım size. Gelirseniz çok sevinirim." Dedim kıkırdayarak.

Müjde Hanım çocuk gibi ellerini birbirine vururken Fatih Bey çayını rakı içermiş gibi kafasına dikti. "Çocuklarım ve karım beni dışlarken nasıl yaşayayım ben ulan kader!" Müjde Hanım gülerek kocasının yanağına öpücük kondurdu. "Hayatım senin işe gitmen gerekiyor. Başka zaman da hep birlikte çıkarız. Ne dersin Vuslat?"

Kafamı sallarken ağzıma zeytin attım. "Çıkarız tabi. Mutlu olurum."

Kahvaltının geri kalanı Müjde Hanım'ın şen şakraklığı ve komiklikleriyle geçmişti. Kocasıyla tatlı atışmaları ve oğullarını sohbete dahil etmeye çalışması çok tatlıydı.

Yemekten sonra mutfağa ilerleyen Müjde Hanıma seslendim. Merdivenlerin başındaydım. "Müjde Hanım cilt maskesi yaparken kahve içelim mi? Bana biraz daha ailenizden bahsedersiniz hem?" İşim var diyip rezil olmaktan korkuyordum açılçası. Anksiyete krizim tutardı vallahi.

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin