3.Bölüm

300 27 1
                                    

Doğum günü konusu biraz fazla uzadı gibi o yüzden bu bölüm bitiriyoruz inşallah o konuyu.

Hadi iyi okumalar size.

🌺

Bir başkası vermiş olsaydı bu pastayı, hiç düşünmeden alır yerdim fakat, Kartal abi olunca birazcık çekiniyordum.

Her ne kadar pastayı yemek için can atsam da ayıp olmaması için, "Kartal abi, ama o senin pastan." dedim gözlerimle pastayı gösterirken.

Hafifte olsa gözlerini devirdi. "Ye, Ahu." sadece bunu demiş sonra da sohbetine dönmüştü.

Tabağı önüme çektikten sonra, parmağımla - yani birazcık da tırnağımla olmuş da ola bilirdi - kolundan dürttüm onu.

Kafasını bana doğru eğince "Teşekkür ederim." dedim. Bakışlarını kısaca bana doğru çevirip, dudağının kenarını kıvırdı. Sonra da önüne döndü.

Tam canım pastamdan yiyecekken, yine Ela, "Hediye zamanı!" diye bağırarak ortamdaki tüm sesleri kesti.

Mecburen masadakilerin birçoğu gibi ben de hediyeyi vermek için, mecburen ayağa kalktım.

Ay bir dakika, benim hediyem çantamla beraber Esma ablaların evinde kalmış ya. Of.

Fazla geç olmadan gidip alsam iyi olurdu. Kimseye bir şey demekle zaman harcamak istemiyordum ama evin anahtarı bana.

Bir dakika ya, Ela hediyesini evde unuttuğunu söylemişti ama abimler gelince gidip almaya fırsatı olmamıştı, onunla beraber gide bilirdim.

İnsanların arasında onu bulunca gözden kaybetmemeye çalışarak hızlıca yanına gittim.

Meğersem o da annesinden anahtar alıyormuş eve gitmek için. "Ela, benim hediye, yani çantam filan da sizin evde kalmıştı. Beraber gidelim." deyip peşine takıldım.

Biz eve varmış, hediyeleri alıp çıkacaktık ama tam biz kapıyı açmış çıkacakken Esma abla elinde kocaman tepsi içi dolu bulaşık vesaire şeylerle kapıda duruyordu.

Bu kadar çabuk dağılımamışlardı herhalde. Yani, bence. Daha biz geleli ne kadar olmuştu ki, en fazla 7 dakika filandır.

"Anne? Sen ortalığı toparlamak için mi geldin, yoksa ortam mı dağıldı?" diyerekten aklımdaki sorulara tercüman oldu, Ela.

Esma abla elindeki tepsiyi yukarı kaldırınca, kapıda bekletmeyerek kenara çekilerek ona yol verdik.

Tepsiyi mutfak tezgahına bıraktıktan sonra "Millet hediyeleri masaya bıraktı, tebrik etti, yerine oturdu. Kısa sürdü o yüzden." diye cevapladı bizi.

"Peki abimler hâlâ orada mı? Bizim hediyeler kaldı." diyen Ela'ya "Yok, onlar hediyeleri de alıp, gittiler." diye cevap verdi Esma abla.

"Nereye?" refleksle sordum.

"Erkek-erkeğe takılmaya gittiler." demesiyle Ela'yla bir-birimize baka kaldık.

Ela'nın işi kolaydı. Abisiydi sonuçta, eve ne zaman gelirse, o zaman verirdi hediyeyi.

Aslında ben de öyle yapa bilirdim. Yani, Esma ablalarda oturup Kartal abiyi bekleyecek değildim tabii ki.

Ama hediyeyi benim yerime vermesi için, Ela'ya bıraka bilirdim. Ne de olsa kendi hediyesini verecekti. Benimkini de onun yanına katardı.

Muhtemelen meydandakilere yardım için giden Esma ablanın ardından Ela'ya dönerek "Madem öyle, ben de hediyemi sana bırakayım Elacım. Sen verirsin artık Kartal abi'ye" dedim.

AgapetosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin