1.6

644 74 6
                                    

İyi okumalar dilerim

Abim usulca yerinden kalktığında sesimi çıkartamadım. Kötü durumdaydım ve beni görmüştü bu halimle, ötesi yoktu onun için. Ne kadar ciddi olduğunu da biliyordum. Beni çok önemsiyordu.

Elbette kararlarıma saygı duyuyordu ama kararlarım beni kötü etkilediği zaman karışmaktan da hiçbir zaman çekinmemişti. Şimdi de çekinmezdi, bundan emindim.

Karşımda bir kaç saniye durup yüzüme baktı. Beni kendine çekti. Sarılacağını anladığım için tereddüt ettim. Arkamda duran alfanın beni bu kadar savunmasız bir anımda gördüğü yetmezmiş gibi bir de üstüne üstüklük böyle bir sevgi gösterisi içinde görecekti. Kaldıramayacak gibi hissettim. İçten içe paniklediğimi fark ettim.

Göz ucuyla arkama baktım. Alfayla göz göze gelmem için hiçbir çabaya gerek olmadı. Zaten pür dikkat beni izliyordu. Gerginliğini içimde hissedebiliyordum, alfanın. Huzursuzluğunu da keza aynı şekilde...

Alfa bize arkasını döndüğünde bir anda, nefesim kesildi. Aynı benim onun hislerini hissettiğim gibi o da benimkileri hissettiğinden miydi bu davranışları? Hislerimden yola çıkarak düşüncelerimi bu denli anlayabiliyor muydu gerçekten? Çok korkutucuydu, bu. Zihninde tek değilmişsin gibi. Kafanın içinde başka biri daha var gibi hissettiriyordu.

Kollarımı abimden tarafta biraz olsun iki yana araladığımda, hızla sarıldı bana. Kollarını sıkı sıkı bedenime doladığında bende ona hafifçe sarıldım. Yüzümü hafifçe omzuna yasladığımda boğazım düğüm düğümdü. Aldığım her kararı bozuyor, kendime verdiğim hiçbir sözü tutamıyor gibi hissediyordum.

Eskisi kadar güçlü değildim. Ben bir alfaya muhtaç hale geliyordum.

Anne, çok korkuyorum...

Abim çok uzatmadan geri çektiğinde kendini, dolu dolu olmuş gözlerini gördüm. Dolu dolu gözlerini gördüğümde, ne halde olduğumu belli etmemek adına, kendimi her zaman yapacağım şeyleri yapmaya zorlayarak alayla gülümsedim.

"Koskoca alfa oldun, ama bir omegadan daha duygusalsın. Gözyaşlarını silmemi ister misin?" Kısık bir sesle dediğime gülerken elinin tersiyle gözlerini sildi.

"Alfalar ağlamaz, diyen halt etmiş! Asıl bir alfa küçük omegasına ağlayamıyorsa işte o zaman ondan şüphe etmek lazım!" Kalbim abimin bu sözleriyle teklerken yüzümde zorla oluşturduğum ifade bir anlığına dağıldı. Zihnim alfanın benim için endişelendiğinde oluşan yüzüyle doldu, bir anda.

Endişeli bakışları, yaşarmış gözleri ve titreyen bedeniyle...

Zorlukla yutkunurken abime gülümsedim. "Haklısın, alfalar da ağlar..."

Abim ise sanki bir şeyleri fark etmiş gibi yüzüme baktı, ardından usulca arkası hala bize dönük olan ve saygıyla bizi bekleyen alfaya... "Evet, Alaz'ım biz de ağlarız."

Şebek bir edayla bana göz kırparak evden hızlı hızlı adımlarla ayrılan abime arkasından bakmakla yetindim.

Kapının örtülme sesiyle ortamda tam anlamıyla bir sessizlik oluştu. Çıt çıkmıyordu. Birkaç saniye içinde alfa tereddütle arkasını döndü. Bakışları odada dolandı, bir süre. Sonunda yüzümü buldu.

Boş bakışlarla yüzüne baktım. İlk defa bu kadar nötr hissediyordum, karşımda duran alfaya karşı. Ne olursa olsun, ben kötü hissettiğim için buraya gelmişti. Belki kendi de benim hissettiğim acıyı hissettiğinden gelmişti, bilmiyorum hangimizi düşünerek geldiğini ama sonuçta gelmişti. Bu ondan nefret etmeyi bırakmam gerektiğini gösteriyordu, bir nebze. Ruh eşi olmamız onun suçu değildi.

Hilaf&Berceste(Gay)+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin