İyi okumalar:)
Gerçekler gün yüzüne çıktığında hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı. Tanrının oyunu bitecek, kuklaların oyunu başlayacaktı...
🌖
Olaydan bir gün önce
Her şey üst üste gelmeye başlamıştı. İlk başta kendimizin bir denek olduğunu öğreniyorduk, sonrasında ise kaybettiğim çocukluk arkadaşımın bir ajan olduğunu öğrenmiştik ve bir de ailemin bana ihanet ettiğini öğrenmiştim.
Bu küçük depoda herkesin kalbi çok hızlı atıyordu ve her kalp atışına bir gerginlik daha ortaya çıkıyordu. İçerisi çok gergindi.
Miraç'a baktığımda Soner'e baktığını gördüm. Donup kalmıştı sanki ve bu onun yüzünü komik gösteriyordu. Normal bir alanda olsak şu an bu yüze gülebilirdim ama bu alanda gülersem herkes beni deli sanardı.
Stew'e baktığımda ise daha demin oturduğu yerden kalmıştı ve ikizlerin yanına gitmiş onlarla bizi izliyordu.
Ahsa, bizden çok ayrıydı. Sessizdi ve gözleri doluyor, elleri titriyordu. Bunu neden olduğunu çok merak ediyordum ama bunu bu ortamda sorarsam da şu an sırası mı diyeceklerini düşünüyordum. O yüzden sessiz kalmıştım.
İkizler ise bizi izliyordu. Biri pek umursamıyor ve bu gerginliğin bitmesini istiyormuş gibi bakıyordu. Diğeri ise bu ortam hoşuna gitmiş gibi ne olacaklarını merakla izliyordu.
Soner ise direkt olarak ellerimdeki gri eldivenlere bakıyordu ve geldiğinden beri başka hiçbir yere bakmamıştı.
Ben ise her yere bakıyordum. Gözlerim fıldır fıldırdı. Herkesi teker teker analiz ediyor sonrasında başka taraflara bakıp duruyordum.
Miraç en sonunda şoku atlatmış olacak ki bir anda ayağa kalktı.
Soner'e doğru yürüdü ve aralarında iki adımlık mesafe kalınca durdu.
"S-sen Sonersin, benim kardeşimsin" dedi ve aralarındaki iki adımlık mesafeyi de kapatıp ona sarıldı.
Sanki onun olduğunu kanıtlamak istermiş gibi ona daha çok sarıldı.
Stew şaşkınlıkla olanlara bakıyordu. Ahsa bile üzgün havasından çıkmış Soner ve Miraç'a bakıyordu ve elli ağzındaydı.
İkizlerden biri çok şaşırmış görünüyordu ama diğeri sanki bunları biliyormuş gibi duruyordu.
Sıcakkanlı olan ikizin Stewin kulağına "bunu yaptığı için çok pişman olacak" dediğini duydum.
Ama onların beklediği şey olmadı.
Soner de ona sımsıkı sarıldı.
Ve sarılışına karşılık verdiğini gördüklerinde hepsinin ağzı o şeklini aldı ve biri küfür etmişti.
Sadece bir sarılmaydı ve bunu neden bu kadar abartıyorlardı.
İkisi birbirlerinden ayrıldığında Miraç bana döndü ve "Sonay bak Soner gelmiş" dedi.
Ben ise sadece bakmakla yetindim. Dün onu görmüştüm ama yine de bundan kimseye bahsetmemiştim. Rüzgâr ve benim aramda sır olarak kalmıştı.
"Evet biliyorum. Dün karşılaştık" demiştim. Gözlerimi kaçırıyordum çünkü konuşmak istemiyordum şu an sırası değildi. Miraç da bunu anladığı için yanımda olan sandalyeye oturmuştu.
Evime gidip yatağıma girmek ve ağlamak istiyordum. Kimseyi önemsemeden bağırmak çağırmak istiyordum.
Tüm gerçeklerin bir anda ve hemen ortaya çıkması bünyemi alt üst etmişti. Her şey ağır gelmeye başlamıştı.
Soner "Onlara anlatınız mı?" Diye sormuştu.
Stew "Evet anlattık ama daha ne isteyeceğimizi söylemedik. Gerçekleri kafalarına iyice oturtmalarını istedik ve sizin gelmenizi bekledik." Dedi.
Soner başını salladı ve direkt Ahsa'ya baktı.
"O iyi mi?" Diye sordu.
Stew başını salladı. "Yaşadığı şoku tam atlattığını sanmıyorum. Bizimle pek konuşmuyor. Şu an Ahsa değil gibi." Ahsaya bakarak söylemişti bunları, ben pek bir şey anlamamıştım.
"Nasıl yani şu an Ahsa gibi değil derken ne demek istiyorsunuz?" Bakışlarım Stewdeydi.
Stew yerine Soner konuşmaya başladı. "Ahsanın bir hastalığı var. Çoklu kişilik bozukluğu, şu an ise kendisi değil. Başka bir kişi olarak davranıyor. Stew'in telefonda anlattığı üzere sen birini öldürmüş ve ahsa da ona şahitlik etmiş. O sırada bizim tanıdığınız ahsa olmadığı için o olayı kafasında farkı bir şekilde tartıyor ve engel olmadığı için kendini suçluyor." Dedi.
Bakışlarım Ahsaya dönmüştü. Çok acı çekiyor gibi görünüyordu. Levin gibi bakıyordu gözleri, ona çok benziyordu. Bir şeyler yarım kalmış gibiydi onda da...
Soner içeride olan kasvetin artığını hissetmiş olacak ki konuşmaya başladı.
"Sizden bir şey isteyeceğiz. Biz beş kişi bildiğiniz üzere ajanız ve buraya sadece o embesili bulmaya gelmedik.
Başka bir amacımız da vardı buraya gelirken. Sizi bulmak, size bunları anlatmak ve sizden bir şey istemek. Sizin arkadaş grubunuz olduğunu biliyoruz. Eskiden o grupta bende vardım ama bu konular şu an bu ortamda konuşulacak şeyler değil onları daha iyi bir yerde konuşuruz.
Sizden istediğimiz şey bize bilgi vermeniz. Siz deneklersiniz. Eğer o gün ben kaçmasaydım bende denek olacaktım ama kaçtım. O yüzden denek olmadım. Ama siz deneksiniz. Aynı şekilde Bora ve Boran da denekler. Yani ikizlerde" İkizlere baktığımda birinin sırıtığını diğerinin ise göz devirdiğini gördüm ve bu beni güldürdü.
"Ve sizin denek olmanız avantajlı bir şey, evleriniz de gizli geçiş alanları bulunuyor oradan hastaneye geçebilirsiniz ve bu iyi bir şey. O gizli yeri bulmanız lazım. Aslında sizi bu beş kişilik ajan grubuna sizin ailesizinde katılmanızı istiyoruz. Üç gün süreniz var üç gün içinde kadar verebilirsiniz."
-bölüm sonu-
Arkadaşlar sizinle bir anket yapacağız. Şimdi size iki tane harf soracağım ve sizde o harflerden hangisi istiyorsanız o kısma yorum yapacaksınız. Bu diğer bölümün nasıl ilerleyeceğini belirleyecek bir şey...
-M
-B
Bu iki harften birini seçin ve diğer bölümü şekillendirin..
Oylarınız ve yorumlarınızı çok seviyorum ve mutlu oluyorum. Görüşmek üzere
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Ay
Science FictionBir imza, yirmi çocuğun hayatını değiştirdi. Tanrı yirmi çocuk için doğmadan ölümlerini imzalattı. O imza onların ölüm dilekçeleriydi. Yirmi çocuk için ölüm anne karnına düşmeden imzalanmıştı...