Volkan

161 3 2
                                    

Merih'in kollarında dinlenirken, terasta uzandığımız koltukta sıcaklığını hissetmek huzur vericiydi. Gökyüzünde parlayan yıldızlar bize eşlik ediyordu. Kalbim hala hızlı atıyordu. Merih'in nefesi kulaklarımda yankılanırken, derin bir sessizliğe bürünmüştük. Bu sessizlik, sözlerle bozulmak istemeyen bir büyüydü adeta. Ancak içimdeki arzunun, dile getirilmemiş duyguların ve tutkuların daha fazlasını istediğini biliyordum. Üstelik Merih için bir şeyler yapmak istiyordum. Onunda benim gibi titremelerine mani olmamasını, kasılmasını ve dünyadan uzaklaşarak bir anlığına uzay boşluğunda savrulmasını istiyordum.

İçimde bir yerlerde rahatsız bir kıpırtı yok değildi. Korku parmak uçlarımı buz gibi yapmıştı. Üstelik hava hatırı sayılır derecede sıcakken oluyordu bu. Annemin zihnimde uyanmak isteyen varlığını bastırmak için çabalıyordum. Tüm bu yaptıklarım bana da çok doğru gelmiyordu fakat onca zaman sonra biri tarafından sevilmek kendimi iyi hissettiriyordu. İçimdeki kişiliklerin birbirine zıt tavırları yorucuydu. Kaygıyla durmadan her şeyin en kötüsünü düşünen bir tarafa karşı en olmadık şeyleri yapmaya meyilli bir benlik savaşa tutuşmuştu. Arzu korkuyla körükleniyordu. Heves tüm o ezilmişlik hissine karşı zaferini kutlamak istiyordu. Doğrucu tarafım bir şeylerin yanlış olduğunu haykırıp ahlak ile masaya yumruğunu vursa da çılgınlık ve baş kaldırma onları muzip bir gülümsemeyle karşılıyordu. Sevgi, özlem, tutku ve şehvet ise harmanlanıp içimde dev bir benliğe bürünüp özgürlükle maceraperest yanımı kamçılıyordu.

Merih'in gözlerine bakarak, "Bu gece gerçekten unutulmaz," dedim. Giderek değişen kişiliğime hayret ediyordum. Çok kısa bir süre önce anne ve babasının şekillendirdiği dünyada kendine yazılan senaryoyu oynayan mutsuz ve umutsuz bir mahlukken şimdi içimdekileri pat diye söyleyiveriyordum.

Şekilli yüzüne inceledim. Onun da daha fazlasını söylemesini istiyordum. İçimde doğan ve korkularımla bir yanıma ızdırap olan hislerin onda da olup olmadığını öğrenmek istiyordum.

Merih hafifçe gülümsedi, başını salladı ve "Evet, gerçekten öyle. Ama bence bu sadece bir başlangıç," dedi. Sesi yumuşak ama derin bir tutku taşıyordu. Elini saçlarımın arasına geçirip nazikçe okşarken, dudaklarını tekrar kulak mememle buluşturdu. Bu öpücük, daha önceki öpücüklerden çok daha derindi, çok daha şehvetliydi. Ellerim yeniden onun vücudunda gezmeye başladı. Parmak uçlarım kaslarının üzerinden geçerken, içimdeki ateşin daha da körüklendiğini hissediyordum. Onun için bir şeyler yapmak istiyordum. Onun otoritesi ve beni yönlendirmesi hoşuma gidiyordu.

Yine de tüm gece dudaklarımdan uzak durmuştu. Evet bu bir bakıma benim hatamdı. Eğer ilk meylettiği zaman kendimi çekmeseydim dudaklarım onun tadına bakabilirdi. Ama olsun dudaklarına değmeyecekse bile dudaklarım onun etinin tadını almak istiyordu.

"Merih, seni daha fazla istiyorum," dedim fısıldayarak, nefesim hızlanmıştı. Ellerim göğsünden karnına doğru kaydı, bedenimizin birbirine olan yakınlığını artırdıkça aramızdaki elektrik daha da güçleniyordu.

Merih, dudaklarını boynumdan aşağı doğru kaydırarak, "Beni istediğin kadar alabilirsin," dedi. Sesi düşük ve baştan çıkarıcıydı. Elleri yavaşça vücudumda dolaşıyor, dokunuşları her zamankinden daha derin bir haz veriyordu. Parmakları ince bir sanat eseri gibi, her detayı özenle keşfederken vücudum ona karşılık veriyordu.

Birlikte olduğumuz o an, sadece fiziksel bir bağdan çok daha öteydi. Ruhu ve bedeniyle beni sarıp sarmalayan Merih, her hareketiyle beni kendine daha da bağlıyordu. Dudakları göğsümde dolaşırken, elleri bacaklarımın arasına tekrar kaydı. İçimdeki yangını daha da körüklüyordu. Dilinin her hareketi, dudaklarının her öpücüğü damarlarımda kaynayan lavları harekete geçiriyordu.

Merih'in dokunuşları daha da yoğunlaştığında, içimdeki arzunun kontrol edilemez hale geldiğini hissediyordum. Parmakları en hassas yerlerime ulaştığında, bedenim istemsizce onun hareketlerine karşılık veriyordu. Nefesim hızlanmış, kalbim hızla çarpıyordu. "Daha fazlasını istiyorum," diye fısıldadım, sesim titrek ve arzulu çıkmıştı.

Merih, dudaklarını kulaklarıma yaklaştırarak, "Beni durduramayacaksın," dedi. Bu sözler, içimdeki ateşi daha da körükledi. Elleri bedenimde dolaşmaya devam ederken, kalçalarımdan tutup beni kuçağına aldı. Göğsümdeki öpücükleri derinleşti, inlemelerimiz birbirine karıştı. O an, zaman durmuş gibiydi. Sadece biz vardık ve birbirimize duyduğumuz tutku.

Dudakları ve elleri vücudumda dolaşırken, hissettiğim her dokunuş beni daha da şehvetli bir hale getiriyordu. Bedenim ona tamamen teslim olmuştu. "Merih, durma," diye mırıldandım. Ellerim onun sırtında geziniyor, tırnaklarım hafifçe kaslarına batıyordu. İçimdeki arzuyu daha da serbest bırakmak istiyordum.

Merih, ellerini boynumdan aşağı kaydırarak göğüslerime ulaştı. Öpücükleri ve dokunuşları bedenimde sihirli bir erki yaratıyor gibiydi. Parmakları en hassas yerlerimde dolaşırken, dilinin dokunuşları tüm bedenime yayınlan bir titreme gönderiyordu. İçimdeki arzunun doruk noktasına ulaştığını hissediyordum.

"Nefesin kesilene kadar devam edeceğim," diye fısıldadı Merih, dudakları göğüslerimde geziniyordu. Elleri bedenimde dolaşırken, dudakları ve dili her hareketiyle beni daha da derin bir hazza sürüklüyordu. İçimdeki arzunun kontrol edilemez hale geldiğini hissediyordum. Parmakları en hassas yerlerime ulaştığında, bedenim istemsizce onun hareketlerine karşılık veriyordu. Nefesim hızlanmış, kalbim hızla çarpıyordu. Sertliğinin karşı konulamaz varlığı etime baskı yapıyordu. Kendimi geri çekerken gözlerim onunkiyle buluştu.

Merih'in yürek hoplatan gülümsemesiyle bende gülümsedim. Bu sefer ben onun boynuna eğildim ve yapabildiğim kadar dudaklarımı ve dilimi kullanarak teninin tadına varmaya çalıştım. Gergin, sert ve baş döndürücü bir histi. Romantizmin içerisine vampirlerin neden bu kadar seksi ve ısırığa meraklı tasvir edildiğini şimdi çok daha iyi anlıyordum. Merih'in tenini bir vampir gibi dişlemek inanılmaz bir haz uyandırıyordu. Bir kaç kıvırcık tüyün bittiği göğüslerinden ince bir çizgi olup kasıklarına uzanan ve tatlı bir koku yayan hattı izledim. Pantolonunun düğmelerini açarken acemi ve heyecanlıydım. Hayatımda ilk kez bir erkeğin organını görecek olmak kalbimi gümbürdetiyordu. Saçlarımdaki elleri narince beni okşuyordu. Bende yanlış bir hareket yapmamak için işi ağırdan alıyordum.

Sonra tutku tavan yaptı. Unutamayacağım bir an içinde etinin tadı iştahımı kabarttı. Doğru yapıp yapmadığımı bile bilmeden o anın sürüklenişine kendimi kaptırmıştım. Kendi duygular alemimde savrulurken kulaklarıma Merih'in inlemeri, aşk sözleri sokuluyordu. Saçlarımdan sertçe tuttuğunda bacaklarının kasıldığını hissettim. Bu kasılma tüm vücuduna sirayet ettiğinde büyük bir volkanın lavlarında dans ediyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KIRMIZILAR, KARANFİLLER VE GÖZYAŞLARI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin