Milkshake

1.6K 20 70
                                    

Yeni hikayemize hepiniz hoş geldiniz,

ve keyifli okumalar!

Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayın.

*DİKKAT!

Bu kitapta intihar, psikolojik ve fiziksel şiddet, cinsellik, madde kullanımı, küfür gibi olaylar bulunmaktadır. İçerik olumsuz örnek oluşturabilir, rahatsız edici ya da tetikleyici olabilir. Yaşı küçük olanlar ve hassas kişiler için uygun değildir. Yetişkin okurlar içindir.

***

Sanırım çevresinde o kadar insan olmasına rağmen benim kadar yalnız hisseden başka biri yoktur. Dışarıdan bakıldığında, hayatıma imrenen yüzlerce insan tanıyordum. Onlara göre her şeye sahiptim. Ailemin sahip olduğu şirketin adını duyanlar bile bunu düşünmek için yeterli sebebe sahiptiler. İstediği her şeyi satın alma gücüne sahip olmanın insana yeterli gelebileceğini düşünüyorlardı. Üstelik, tek çocukları olarak, onlara göre dünyanın en şanslı insanıydım. Oysa gerçekler çok daha farklıydı.

Geniş bir ailem vardı; akraba ilişkilerimiz kuvvetliydi. Babam ve amcalarım, holdingin yönetiminde görev alıyordu. Teyze ve yengelerim ise neredeyse her gün bizim evdeydi. Sabahın yedisinde beni çileden çıkaran alarmın sesiyle uyanıyor, annemin zoraki sürüklemeleriyle spor salonunda en az bir saat kardiyo yapıyor, ardından her şeyin olduğu mükellef bir sofrada tadı tuzu olmayan, kalorisi düşük bir tabağa mahkûm ediliyordum.

Günlerim, evimizden hiç eksik olmayan akrabalarımızın bitmek tükenmek bilmeyen sohbetleri ve dedikodularıyla geçiyordu. Her biri kendi içinde dehşet mutsuz kadınlardı. İyi bir yaşam için seçtikleri eşlerinden zerre haz duymuyorlardı. Onlar için önemli olan şey, üzerlerindeki kıyafetlerin markaları ve ciltlerinin daima diri ve genç kalması için tonlarca para verip çektikleri acılı operasyonlardı. Ne var ki, hiçbiri ne kadar mutsuz olduğunun farkında değildi. Attıkları kahkahaların ve aldıkları hazların sahteliğine öyle inanmışlardı ki, doğal olanın bu olduğunu düşünüyorlardı. Ve tutkulu bir misyonla, bunu kendi çocuklarına da aşılıyorlardı.

Saçlarım her zaman taranmış, kıyafetlerim her zaman temiz ve düzenliydi. Salonumuza asla eşofmanlarımla inmemiş, o altın varaklı mobilyalarımızda asla sere serpe uzanıp keyif çatamamıştım. Bu, çocukluğumda da böyleydi. Hiçbir zaman normal bir çocuk gibi olmamış, sanki bir yarışa hazırlanan kısrak gibi sürekli eğitimlere tabi tutulmuş, her hal ve hareketim doğru ve yanlış olarak yorumlanmıştı.

Tüm bunlar, insanlarla olan ilişkilerimde de geçerliydi. Ailem, arkadaşlarımın listesini tutar, kimlerle ne derece görüştüğümü ve nerede ne şekilde bir ilişki içinde olduğumu didik didik ederdi. Bu yüzden o güne kadar hiç kimseyle gerçek bir yakınlık kuramamıştım. Bir sevgilinin tam olarak ne demek olduğunu bilmiyordum.

Lise yıllarımda, arkadaşlarım ders aralarında yaşadıkları aşklarını anlatırken, ben okuduğum kitaplardan, izlediğim dizi ve filmlerden zihnime kazıdığım sahneleri gerçek bir anı gibi anlatarak sözde aşklarımdan ve kaçamaklarımdan bahsederdim. Oysa birine dokunmanın nasıl bir haz verdiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Hatırladığım kadarıyla, cinsel olan her şeyden korkardım. Öpüşmenin bile düşüncesi terlememe neden olurdu. Yaşıtlarımın anlattığı hikâyelerde ne kadar rahat olduklarını gördükçe, içten içe kendime hayıflanırdım. Üstelik, bazen rüyalarımda gördüğüm şeylerle gecenin karanlığında tüm vücuduma ateş basmış şekilde uyanırdım. Bu uyanış, içime saplanan karanlık bir katran gibi beni sabaha kadar uyutmazdı.

KIRMIZILAR, KARANFİLLER VE GÖZYAŞLARI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin