bölüm 20

75 11 0
                                    

Vedanın en büyüğünü ölüm olarak kabullenmişken, bir tabutun ağırlığını kaldıramadı omuzlarım. Dört duvarlı odalarda sıkışıp kaldım. Ruhumun acıdan kıvrandığı gecelerde, boş gözlerle tavanı izleyip kendimi asmayı düşündüm defalarca.

Kimse fark etmedi.

Onlara göğsümü açıp, "Tam burada bir savaş var ve ben kaybediyorum!" diye haykırmak istedim. Kaburgalarımı gösterip, "Bak buraya gömdüm onu ama filiz verdi!" diyerek avaz avaz bağırmak istedim.

Lakin sesimi duyuramadım kimselere.

Derin bir nefes verip babamın mezarına bakarken Atakan elini omzuma koydu. "Ben sizi yalnız bırakayım."

Ona minnettarca bakıp gözlerimi yumduğumda arkasından gidişini izledim. O da benim gibi ailesinden yaralıydı. Küçük yaşta anne babasını kaybettiğini söylemişti.

Dizlerimin üzerine çöküp mezar taşına dokundum babamın. "Toprak sen kokuyor." dedim derince bir nefes alarak. "Her yerde sen varsın. Gözlerimi her yumduğumda yüzün gözümün önünden gitmiyor. Yalvarırım bir şey yap, dayanamıyorum."

Kendimi tutamayıp içli içli ağlamaya başladım. "Hiç beklenmedik bir anda gol yedim sen tarafından. Benden önce öleceğin düşüncesi hiç uğramamıştı ki zihnime. Ben ölünceye kadar yanımda olursun sanmıştım."

Ruhumun ince sızısı tüm vücuduma yayıldı. Elim yüreğime gitti. Ne abim ne annem ne de bir başkası umrumda değildi artık. Ben sadece babamı geri istiyordum.

"Babam..." Arkamdan gelen abimin sesini duymamla birlikte yaşlı gözlerle başımı kaldırdım. Bana tek kelime etmeden yanıma oturdu ve babamın mezar taşına dokundu. "Sen nasıl sığdın bu toprağa babam..."

Ağlamam şiddetlenirken abim ellerini dizlerine koydu. "Haklıydın." dedi sessizce. "Haklıydın Ahu, eğer babam sağ olsaydı böyle olmazdık."

İlk kez bana bakıp kafasını kaldırdığında gözlerinin dolduğunu gördüm. "Affet beni, abiciğim." dedi titreyen sesiyle. "Ben sana çok eziyet ettim, affet beni."

Burnumu çekerken tek titreyen şey abimin sesi değildi. Benim dizlerim ve ellerim de titriyordu. "Bazı yaralar iki güzel sözle, iki özürle düzelmez abi."

Benim gibi o da ağlamaya başlayıp kollarını bana doladığında gözlerimi kırpıştırdım. "Özür dilerim sana yaşattıklarım için Ahu. Keşke elim kırılsaydı da vurmasaydım sana."

Ne kadar istemesem de sarılışına karşılık verdim. Benim bu dünyada kimsem kalmamıştı. Babamdan bana emanetti abim.

"O çocuk," dedi sessizce. "O çocuk olmasaydı ben hatamı fark edemezdim."

Burukça gülümsedim. "Atakan öyle biri ki abi, ömrü hayatım boyunca çalışıp didinsem yine de onun gibi biriyle bir daha tanışamam."

"Aşık mısın ona?" diye sordu.

Duraksadım. Başımı kaldırıp ileriye baktığımda Atakanla kesişti gözlerimiz. Durgun bir ifadeyle bizi izliyordu. Derin bir nefes verdim, belki de bunu kendime ilk kez itiraf ediyordum.

"Evet." dedim tekdüze bir sesle. "Evet, aşığım."

yaşat beni | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin