Gizemli geçmiş

13 3 1
                                    

Keyifli okumalar sevgili okurlarım.

"Babanı öldürdüler."
Annemin söylediği şeyle telefon, ben haberim olmadan elimden kayıp düştü. Hayır kendimi kaybetmeyecektim.

Yere düşen telefonu tekrar elime alıp,  konuşmaya başladım.

"N-nasıl? Nasıl yani? Ben hiç bir şey anlamadım anne." dedim zar zor.

"Baban şimdi hastanede yatıyor. Yaşıyor ama durumu ağır. Zor durumunda bile buraya gelmemeni söyledi."

"O nasıl oluyor anne? Babam hastanede yatıyor, bense burada kalacam öylemi? Olmaz öyle şey."

"Nur sakın buraya gelme!" dedi annem sinirli şekilde. Ama ben söz dinlermiydim?

"Ama anne-"

"Aması falan yok Nur. Orada kalacaksın dediysem kalacaksın. Eğer buraya gelirsen, adamlar seni babanı göremeden götürürler."

Kısa bir sessizlikten sonra "Tamam." dedim. "Görüşürüz."

"Görüşürüz." dedikten sonra telefonu kapattım ve başımı yastığa gömüp ağlamaya başladım. Ben nasıl bu hale gelmiştim?

***
Edward'lar eve gelmişti ve artık sabah olmak üzereydi.

Birlikte kahvaltı yapıyorduk. Babamın durumuda beni etkiliyordu. Ben yemek yemektense, yemekle oynuyordum. Hiç iştahım yoktu.

"Küçük prenses neden yemek yemiyor. Bak yemek yemezsen, kanının tadı da kaçar." Eddie bunu söyleyince her kesin yüzü bana döndü ve Edward Eddie'e ters bakış attıktan sonra, "Neden yemiyorsun Nur." dedi.

"İştahım yok." Diyip cevap beklemeden koşarak odama çıktım çünkü tek kelime edersem ağlayacaktım. Edward'ın ise arkadan Hunter'e bana ne olduğunu sorduğunu duydum ama odamın kapısını kapattıktan sonra tüm sesler kesildi.

Birden kapı sesi duydum.Ne ara yaa.

"Nur gele bilirmiyiz?" bu Edward'ın sesiydi. Üstelik 'gele bilirmiyim?' demedi, 'gele bilirmiyiz?' dedi.

Çok geçmeden "gelin." dedim.

Hepsi içeri geldikten sonra kapıyı kapattılar. (Hepiniz niye gelionuz lan) Kısa bir sessizlikten sonra Edward, "ne oldu?" diye sordu.

"Hiç." diye cevap verdim.

Edgar'ın arkasında duran Victoria, "Boşuna kendini yorma. Bir şey olduğunu biliyoruz." dedi.

Direnmenin bir anlamı olmadığını anlayıp onlara her şeyi anlatmaya karar verdim ve gözlerim dolmaya başladı.

Anlatıp bitirdikten sonra sessizlik oldu.Hala ağlıyordum ama bana 'ağlama' demediler.

Gözlerimden yaş akarken Edward'ın "Anladım. Üzgünüz. Kendini daha fazla üzme." dediyini duydum. Daha sonraysa hepsi odadan çıktılar. Sona kalan Edward'sa "Ha birde...Baban için bir kaç adam göndericem. Güvenliğinden tam emin olmalıyız değil mi? Ama karşılığında sen de yemeğine iyi devam edeceksin ve kendine iyi bakacaksın. Bu gün ya da yarın ne olacağını bilemeyiz." Dedi ve odadan çıktı.

***
Odada kaç saat kaldım bilmiyorum ama tek bildiğim artık öğlendi.

Odamın kapısını açıp bahçeye çıkmaya karar verdim. Merdivenlerden indiğim zaman terasta birini gördüm. Victoria'dı.

Terasın kenarında oturmuş öylece dışarıyı izliyordu. Üzgün görünüyordu. Gözlerini görmesemde bunu hissede biliyordum. Çok geçmeden yanına gittim.

"Düşeceksin." diyerek yanına yaklaştım.

"Düşersem nolur?" dedi yüzüme bakmadan.

Bende şaşırmış şekilde "Ölürsün." dedim.

Vampirlerin GecesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin