Aralık olan kapıdan içeri keçtiğimde içerisi kapkaranlıktı.Yavaş adımlarla içeriye adım attım.Birden ışıklar geldi ve her taraf aydınlandı.
Malikanenin bir çok tarafında yanan mumlar vardı.Duvarlar kırmızı renkti ve masaların üzerinde içinde kırmızı şarap olan kadehler vardı.Sanırım burası salondu.Ama bu kadar büyük bir malikanede yalnızca bir salon olamazdı değil mi?
Yavaşca masaya doğru yakınlaşmaya başlamıştım ki sağ tarafımda bir adam belirdi.
"Sende kimsin?"diye sordu.Ben ilk önce şok olsamda,"Ben Nur."dedim.Başka ne diyeceğimi bilememiştim.
Adamın kırmızımı desem pembemi desem saç rengi vardı.Gözleriyse mordu.
Yavaş-yavaş bana yaklaşarak,"Kokun tüm malikanede yayıldı."dedi.
Kekeleyerek,"K-kokum mu?"dedim.Bu adam ne diyordu böyle?
Birden üzerime saldırdı.Ne kadar çırpınsam da kaçamıyordum.
"NE YAPIYORSUN SEN.HEMEN BIRAK BENİ YOKSA POLİSİ ARARIM."dedim bağırarak.
Birden kahkaha atarak,"Öyle mi çağır bakalım."
Elimi cebime uzatarak telefonumu almak istemiştim ama aklıma telefonumun valizimde olduğu geldi.
Birden dişleri boğazıma değmişti.Tam bağıracaktım ki başka bir adam karşımızda belirdi.
Onun da kahve renkte saçları ve gözünde gözlüyü vardı.
"Edgar!Kızlara böyle terbiyesizlik yapılmaz.Derhal buna bir son ver!"dedi.
Demek adı Edgar'dı.Edgar'ın kafası dağılmışken fırsattan yararlanıp hemen ondan uzaklaştım.
Bunu gören Edgar'sa,"Avımı kaçırdın Lucian."dedi sakin kalmaya çalışarak.
Bende sinirenerek,"Ben av falan değilim anladın mı?"dedim.
"Sen kimsin?"dedi gözlüklü adam.
"Ben Nur.Babam beni buraya gönderdi ama buraya geleceğimi söylememişti."
"Ne kadar da dikkatsizim.Kendimi tanıtmadım.Ben Lucian.Sanırım bir yanlış anlama var.Hemen ikinci salona gel."dedi.
Hiç birşey söylemeden Lucian'ın peşine takıldım.
Salonun kapısını açtığında bana uzun koltuklardan birine oturmamı işaret etdi.Bana çapraz olan tekli koltuktaysa Edgarın oturduğunu gördüm.O neden gelmişti ki.
"Ben senin neden buraya geldiğini hala anlamadım."diye söze girdi Lucian.
"Şey...aslında bende tam olarak bilmiyorum.İlk önce dayım-"derken uzun merdivenlerin en başında Edgara benzeyen başka bir adam gördüm.Ama Edgardan farklı olarak yüzünde kendinden emin bir gülümseme vardı.
"Bak bak bak.Sanırım bir misafirimiz var değil mi Lucian."dedi aşağı inerek.
"Eddie senin burada ne işin var?"dedi Lucian ciddiyetini koruyarak.
Sanırım bu Eddie denen adam Edgar'la kardeşti.
Eddie merdivenlerden inerek,"Hiç sadece bu küçük prensesin nereden geldiğini merak ettim."dedi ve birden tam arkamda belirdi.
"Kokusu çok lezzetli.Kanı nasıldır acaba?"dedi.Bu adam sapıktı.Tam sinirlenerek Eddie'e dönüyordum ki arkadan iki el beni boğazımdan tutup boğuyordu.
Bu Eddie değildi.Daha çok kadın eline benziyordu.Dönüp kim olduğuna bakmak istiyordum ki boğazımı tutan ellerin sahibi konuşmaya başlardı.
"Bu davetsiz misafir kim bakayim."dedi.Bu bir kadının sesiydi.
"Victoria sen nereden anladı?"dedi Lucian.Bunlar kaç kişiydi böyle?
Victoria denen kadın boğazımı daha çok sıkarak,"Kokusu tüm malikaneyi yaydı.Gelmemek mümkün mü?"dedi ve boğazımı sıkarak diğer yanımda duran Eddie'ye "paylaşalım mı Eddie?"dedi.
"Paylaşalım Victoria."
Lucian yine sakin kalmaya çalışarak,"Eddie,Victoria derhal bu terbiyesizliğe son verin ve kızdan uzaklaşın."dedi.
İkisinin de gözlerini devirip benden uzaklaştıklarını gördüm.
Victoria boğazımı bırakır-bırakmaz yüzüne bakmaya çalıştım.
Benden biraz uzundu ceketinin kapşonu yüzünden ne saçlarını ne gözlerini göre biliyordum.
Bunu gören Edgar sinirlenerek,"Hepiniz kesin sesinizi!"dedi ve devam etdi "bu kız bendeniz'e ait.Onu ilk ben gördüm."dedi.
Eddie kıkırdayarak,"Kendine bendeniz demene bayılıyorum."derken karşımdakı koltukta uzanan hafif mor saçlı bir adam,"bir susmadınız be."dedi.
Onun ardından da kapı sesi duyuldu.Hepimiz oraya döndüğümüzdeyse kahve rengi olan saçları ensesine kadar olan adam onun yanındaysa ondan birazcık küçük olan beyaz saçlı bir genç geldi.
Saçları kahve rengi olan adam bana bir yerlerden tanıdık geliyordu ama nereden?
"Edward,Hunter neden geç kaldınız?"
Kahve renkli saçı olan adam beni görünce hiç şaşırmışa benzemiyordu.
Beyaz saçlı olan şaşkınlıkla,"Sanırım bir şeyler kaçırmışız."
Lucian ona cevap vermeden,"Madem ki hepimiz buradayız o zaman bu yanlış anlaşılmayı birlikte çözelim."dedi ve devam etdi "Çocuklar bu küçük hanım kendini burada bulmuş.Nedeniniyse tam burada öğreneceğiz."
Kısa bir ölüm sessizliyi oluştu.Sanırım benden açıklama bekliyorlardı.
İlk önce boğazımı temizleyerek söze girdim."Dayım bir kumar oynamış ve kaybetmiş.Bahse benimle girmiş.Adamlar belki de beni almak için şimdi evime gitmişlerdir.Bu yüzden babam beni bir arkadaşına emanet etdi ve arkadaşı beni buraya getirdi."
Tam devam edecektim ki koltukta uzanan mor saçlı adam,"Bir açıklama yapmana gerek yok.Her şeyi biliyorum."dedi.Adama şaşkınlıkla bakarken Lucian,"Ne biliyorsun Silas."dedi.
Bunlarında adı bir garipti.
"Az önce bir adam benimle telefonda iletişime geçmeye çalıştı.Bana buraya 15-16 yaşlarında bir kız geleceğini söyledi ama onu öldürmemiz hakkında hiç bir şey söylemedi çünkü telefon bozuldu."
Kekeleyerek,"Ö-öldürmek mi?"dedim.
Lucian gözlüklerini düzelterek,"tamam o zaman.Ortada bir yanlış anlaşılma yokmuş.Yeni evine hoş geldin.Sana kardeşlerimi tanıtayım."dedi.
Yeni ev mi?Kardeşler mi?Ne diyordu bunlar hiç bir şey anlayamamıştım.
"İlk önce ben en büyük kardeş Lucian."diye söze girdi ve devam etdi "orada görmüş olduğun beyaz saçlının yanındakı adam ikinci kardeş Edward.Koltukta uzanan mor saçlı,üçüncü kardeş Silas.Senin ilk önce tanıştığın dördüncü kardeş Edgar.Arkanda duran kadın,beşinci kardeş Victoria.Diğer yanındaki adam Eddie ve beyaz saçlı olan en küçük kardeş Hunter."
Vay be.Bunlar kaç kardeş böyle?
Birden odada bir ölüm sessizliyi oluştu.
"Ben anladım da.Sizden bir şey sormak istiyorum."dedim.Bir cevap gelmeyince devam etdim "Siz çok garip görünüyorsunuz.Sanki bir insan değil de bir-"derken işıklar gitdi.O an bir şey gördüm.Hepsinin gözleri kırmızıydı ve hepsi bana bakıyordu.Ne olduğunu anlamıştım.
"Olamaz.Vampirler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampirlerin Gecesi
Vampire"Korkuyorum"."Neden korkuyorsun" diye söyledim iç sesime."Korkuyorum","korkuyorum","korkuyorum".Bu ses beynimde yankılanıyordu ve ben bu hissi ikinci defa yaşıyordum.Her şey bir kaç dakika içinde mahv olmuşdu.Şimdi bir şeyi daha iyi biliyordum...Her...