"Sevmeye bile kıyamadığım bir yavru kuş vardı. Korurken bile incitmekten korktuğum bir yavru kuş. Fazla seversem sıkılıp gider, ilgisiz bırakırsam küser diye korktuğum bir yavru kuş. En büyük korkuma dönüşen, sonrasında beni korkuma aşık eden bir yavru kuştu bu. Yavru kuşun tek bir adı yoktu, benim içimde. O benim dört yapraklı yoncam, orkidem, sevgilim, hikayem, belki de masalımdı."
"Masallar gerçek olamaz, bayım."
"Biliyorum madam, o zaten gerçek olamayacak kadar güzel."
"Nasıl sevdiniz onu, hani sevmeye bile kıyamıyordunuz?"
"İncitmeden, kelimelerimi bile fazlasıyla düşünüp özenle seçerek; kalbimi, beynimi ve en önemlisi ruhumu ona adayarak."
"Peki korkmuyor musunuz, ya ona adadığınız şeylere zarar verirse, sizi incitirse?"
"Senin de söylediğin gibi, 'ona adadığım'. Zaten ona aitken, incitmesinde ne sorun var ki?"
"Yeterince yaralıyken ya daha fazlasına sebep olursa?"
"Başkalarının açtığı yaraları bile kaparken, kendi mi yara açacakmış? Beni öldürse bile darılmam ben ona madam, bir damla gözyaşı yeter affetmem için. Ah daha doğrusu, affetmem için küsmem lazım. İnsan her şeyine küsebilir mi madam?"
"İnsan sadece oksijensiz yaşayamaz bayım, elbet onsuz yaparsınız."
"İnsan sadece etten bir çuvaldan ibaret değildir madam. Hayatta olması için kalbinin atması yeterlidir ama yaşaması için ruhunun nefes alması gerekir ve benim ruhumun oksijeni de o. Haklısınız, insan sadece oksijensiz yaşayamaz."
"Demek bu kadar iddialısınız, aşkınızı hak edecek ne yaptı peki?"
"Aşk hak edilmez, seçilmez, ölmez, tükenmez ve sadece bir kereliktir. Net bir cevap verdiğimi düşünüyorum, aklınızdaki henüz sormadığınız diğer sorulara da."
"Evet, sanırım bu kadardı bayım. Hala aşka inanmıyorum ama aşk diye bir şey gerçekten olsaydı, sizin bunu tam anlamıyla yaşadığınıza şahitlik ederdim."
"Ben de öyleydim, onla tanışana kadar. Umarım siz de bir gün aşka inancınızı sağlayacak birini bulursunuz madam."
"Umarım, bayım. Yine de istediğimden pek emin değilim. Aşk beraberinde sadece güzellik ve iyiliği getirmiyor, acısı ve özlemi de cabası."
"Haklısınız madam, onu vazgeçilmez kılan da bu oluyor. O kadar acı ve özleme karşı, her şeye değecek tek bir kişi oluyor. Üstelik, sadece hayali bile yaşamaya devam etmeniz için en büyük sebep haline geliyor."
"Öyle bir anlatıyorsunuz ki insanın aşık olası geliyor bayım. Sanırım daha aşık olmadan, neden aşık olamıyorum diye acısını çekmeye başlayacağım."
"Hayatınızın en tatlı acısı olacak madam."
"Bir gün aşık olduğumda aklıma geleceğinizden emin olun bayım, umarım sizin gibi bir aşık olabilirim."
*Ayrılacakları sırada son bir söz etmek için seslenir, bayım.*
"Ah, bu arada madam. Sanırım konuşma boyu bana yanlış hitap ettiniz. "Madam" kullanmalıydınız, benim gibi."
*Şaşırarak arkasını döner, madam.*
"Nasıl olur, affedin ama hiç kadın gibi gözükmüyordunuz. Lütfen kabalığımı mazur görün."
*Kısa bir sessizlikten sonra aklındaki son soru işaretini gidermek amacıyla bir soru daha sorar, madam.*
"Ama konuşma boyu bir kadından bahsettiniz, aşık olduğunuz kişi..."
"Aşkın cinsiyeti yoktur madam, aşk insanlar tarafından sınırlandırılamaz."
*Yüzünde buruk ama tatlı bir tebessümle ayrıldı madamın yanından. Geride bir aşk hikayesi ve ayrılık kalmıştı.*
17.04.2023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portakal'dan Hikayeler
Short StoryBendeniz Portakal, sevgili okuyucular. Gerçek ismim yerine, kendime mahlas edindiğim "Portakal" tabirini kullanmayı tercih ediyorum. Aman diyeyim, bu "portakal" ı sıradan bir meyve olan portakal sanmayınız; rica ediyorum efendim. Portakal'ın; anlam...