Not: Üzerinde çalıştığım diğer hikayeler devam ederken (aynı zamanda el mahkum çalışmaya da devam etmem gerekiyor) bazı talepler ışığında, minik bir bonus bölüm yazdım bu ikiliye hiç aklımda yokken - yine bolca +18 olacak şekilde.
Umarım seversiniz. Smut sevmiyorsanız bu bölümü hızlıca geçmenizi tavsiye ederim:)
—
Bir salı günü ofiste bunalmış bir şekilde hamile Rüya'nın aşermelerini dinlerken, telefonuna Alaz'dan gelen "on dakikaya ofisime geç" mesajı ile kan dolaşımının hızlandığını hissetmişti Asi. Mesaj gelince hızlıca ayağa kalkınca da yanlarında oturan Çağla sadece "Bilmek istiyor muyum?" diye sormuş, Rüya'da elindeki şeftalinden büyük bir ısırık alarak "Çağla'cım hassas kulakların zarar görmesin sonra? En iyi arkadaşımın heyecanla kalkışına bakarsak yapacağı şeyleri kestirebiliyorum" demişti sırıtarak.
"Hala mı aynı konu? Seneler geçti artık - Asi benim en iyi arkadaşım. Ayrıca Alaz, annemle birlikte toplantı için dışarıda - seni bu kadar heyecanlandıracak ne yapıyor olabilir?"
"Yineliyorum duymak istediğine emin misin?" diye sormuştu gülerek Rüya, Asi ise hızlı hareket ettiği için sabah Alaz'ın içine yerleştirdiği zevk topunun hareket etmesiyle derin bir nefes almak zorunda kalmıştı. Aldığı nefesi ve kızarmasını sadece Rüya fark etmişti, suratındaki pis gülüş daha da artmıştı.
"Ben gelirim 10 dakikaya"
"İddialı - 10 dakikada işiniz biter mi?"
"Saçmalama Rüya, toplantımız var zaten 10 dakikaya - yine ofisinden bir belgenin fotoğrafını çekip atmamı istiyor o kadar"
"Tabi tabi .. ben de Yaman'ın odasına IK prosedüründeki maddeleri görüşmeye gidiyorum hep"
"İğrençsiniz" demişti Çağla yemeğinden son kez kaşık alırken.
"Bu iğrenç senin yeğenini taşıyor, yeğenini - az saygı" diye cevap vermişti Rüya, Çağla'nın bıraktığı yemeği önüne çekerken. İkili sıkı bir tartışmaya tutulmuşken, Asi aradan sıyrılıp elinden geldiğince hızlı hareket etmeye çalışmış, ama Asi'nin içindeki top bunu zorlaştırmıştı.
Şimdi Alaz'ın ofisindeydi; ve sabırsızlıkla onu aramasını bekliyordu. Asi'nin kalbi ağzında atıyordu. Masanın üzerindeki fotoğraflara bakarken, gözü geçen yaz Yunanistan'da çekildikleri fotoğrafa gitmişti, Alaz'ın midesi bozulduğu için ağızlarında kötü bir tat bırakmıştı bu tatil ama yine de, Alaz söylenerek poz verdiği bu fotoğrafı da masasına koymayı ihmal etmemişti. Hemen yanlarında kedilerinin tekli resmi vardı. Hamur, Alaz'ın, Asi'yi paylaşabildiği tek canlıydı sanki. Yakın zamanda bu değişecekti; Asi bu akşam, Alaz'a bu sürpriz haberi vermeyi planlıyordu.
Fotoğraflara bakarken Asi, zamanın nasıl geçtiğini unutmuştu - o yüzden telefonu çalınca irkildi, ama hızlıca toparlanarak elini telefonuna götürdü ve hızlıca yanıtlandırdı.
"Sana ne söylediğimi hatırlıyor musun?" dedi Alaz telefonun diğer ucunda usulca merhaba demek yerine. Hareket ediyor gibi gelmişti Asi'ye sesi, arkadan uzaklaşan sesleri duyunca da Alaz'ın toplantıdan yeni çıktığını anladı. Anlaşılan Alaz, toplantıdan vakit bulur bulmaz Asi'yi aramıştı.
Asi heyecandan kıpırdanarak "evet, hatırladım." dedi sessizce.
"Peki sözümü dinledin mi?" diye sordu merakla Alaz. Sesindeki tını bile Asi'yi heyecanlandırmaya yetiyordu, çok ıslanmıştı.
"Dinledim." dedi mırıldanarak.
"Aferin karıma." dedi Alaz mırıldanarak.
"Karım" sıfatı, kulağa ne kadar saçma gelirse gelsin, Asi'yi heyecanlanıyordu ve Alaz'ın ağzından her karım sözcüğü döküldüğünde ya da Alaz'ın parmağında alyanslarını gördüğünde iki saniyelik küçük errorler veriyor, kalp ritmi değişiyor ve gereksizce ıslanıyordu. İki sene geçmişti evleneli ama hala ilk günkü gibi Asi heyecanlanıyordu işte. Alaz da bunu bildiği için en uygunsuz zamanlarda söylemeyi bir oyun haline getirir olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karışık Kaset
FanfictionAdından da anlaşılacağı üzere karışık kaset; alternatif bir evrende geçen çerezlik mini hikayeler serisi.