Karışık Kaset

Çarşamba ve Cumartesi (1/?)

Not: Bu serinin kaç bölümlük olduğuna açıkçası karar vermedim, bir serilik amacı ile de yazmadım. O yüzden bölüm adı (1/?) şeklinde çünkü gerçekten devam edip etmeyeceğimi kestiremiyorum. Sadece dom/sub (BDSM 101 dersine giriş, merhaba, Google search'um korkutucu bir hal almaya başladı) olayları özelinde hiç yazmadığımı fark ettiğim için, çıtır çerezlik dünyasında yer alması gerektiğini düşündüm. Daha karışık, daha karanlık ve konu içeriği göz önüne alındığında daha porn with a plot kıvamında.

Size uymazsa (ki yine etik ahlak değerlerini bir kenara atıyoruz o yüzden uymayabilir) diğer çerezlik serilerde buluşabilmek, ve kendimde yazabilecek gücü bulabilmek dileğiyle 🥰

İyi okumalar🤍

—
Alaz, geldiğinde Asi tamamen giyinikti ve Alaz'ın verdiği talimatlara uymuştu. Beklerken Asi, yediği yemeği temizleyip, bulaşık yıkamaya karar vermişti. Öyle ki, pis tabakları bulaşık makinesine koymaktansa, elinde yıkamayı istemişti zaman geçirmek için. Şimdi yıkadığı tabaklar, bir yandan, Alaz'ın neredeyse kullanılmayan mutfağında bir tezatlık yaratırken, bir yandan da Asi'nin günün yorgunluğunu üstünden atmasını sağlıyordu.

Eliyle salata kasesini ovarken, Asi kapının açıldığını ve Alaz'ın içeri girdiğini bile fark etmemişti. Şimdi, Alaz, Asi'ye doğru yaklaşırken, kravatını gevşetmiş ve üst düğmesini çözmüştü, ama Asi'nin arkasına geçmeden önce hiçbir kıyafetini çıkarmamıştı. Alaz, Asi'nin arkasından uzanarak sessizce musluğu kapattığında Asi, arkasını dönmüş ve ellerini havada tutmuş, Alaz'ın ellerini havluyla kurulamasını beklemişti. Alaz'da fırının sapına asılı havluyu sessizce almış, Asi'nin ellerini, yüzüklü elleri ile kavrayarak, nazik ama kararlı bir şekilde kurulamıştı.

Nazik olmamı ister misin?

Evet.

Gerçekten istediğin bu mu Asi kız? Nazik olmam?

Zaman zaman.

Ellerini kuruladıktan sonra Alaz, havluyu özenle katlayıp fırının sapına geri asmıştı. Asi ise, Alaz'ın hareketlerini merakla izleyerek bekliyor, önünde sessizce, ama heyecanlı bir şekilde dikiliveriyordu. Asi'nin bu aralar, hayatının bir çoğu, önce çarşamba ve cumartesiyi, sonra da o günün getirdiği direktifleri beklemekle geçiyor gibiydi. Kendi kişiliğine aykırı bir durum olduğunun farkındaydı, ama Alaz'ın kendisine verebileceği en küçük ilgi tanesine bile dünden razıydı Asi. Nasıl bu hale geldiğini bilmiyordu. Özellikle nasıl başladıkları düşünüldüğünde. Asi, Alaz'ın yanından uzaklaştığında, zaman zaman aralarındaki bu durumun kendisini küçülttüğünü düşünse de, bu ruhsuz eve adım attıktan sonra ama yörüngesine girmeden hemen önce bu fikirleri tamamen yok olup gidiyor, Alaz'dan gelen her şeyi olduğu gibi kabul ediveriyordu.

Alaz, Asi'yi yavaşça soymaya başladığında, herhangi bir aciliyeti yoktu – bir yere yetişiyor gibi değildi. Günün sonunda kendisini soyuyormuş gibi hareket ediyor ve Asi'nin önünde kıvranmalarını umursamıyordu.

Yine ilk andan Asi, Alaz'a teslim oluvermişti ve bundan utanmıyordu.

Emir almayı seviyorsun.

Hayır, sevmiyorum.

Denedin mi?

Evet, işte pozisyonum gereği hep emir alıyorum. Biliyorsun.

O anlamda sormadığımı biliyorsun.

Hayır.

O zaman sevmedigini nereden biliyorsun?