3 - uyuyan güzel

23 4 27
                                    

Herkes bir şeyler konuşuyor, bir hareketlenme var. Etraftaki konuşan insanların sesleri kulağıma uğultu olarak geliyor. Çünkü benim gözlerim Tek bir kişiye kilitlendi.
Ve bu kişi, benim tüm gün göz hapsinde olduğum kişiydi. Ve hala tam göz bebeğime bakıyordu. Kimdi bu ?
Gözlerinde anlayamadığım bir duygu vardı.
Ve en önemlisi ve asıl soru bu kim?
Tam bunları düşünürken elime dokunulmasıyla bakışlarımı mı o yöne çevirdim. Barlas bana iyi olup olmadığımı tartan gözlerle bakıyordu. Yinede rolden çıkmayarak italyanca.

"Stai bene?" 'İyi misin?' Kafamı olumluca sallayıp, gizemli adamın olduğu yere bakışlarım döndü. Orada yoktu. Saniyeler içinde nereye kayboldu ki ? Gözlerimle etrafı taradım ama görünürde yoktu.

Barlas kulağıma eğildi "gidelim, şu an ceset için ne yapacaklarını düşünüyorlar, onların dikkati dağılmış ken bunu fırsata çevire biliriz. Seni tek burda bırakamam sen odaya geç. Joe denilen adamı neden öldürdüklerini ve kimin öldürdüğünü bilmiyoruz. Dikkatli olmalısın, odadan çıkma bir şey olursa" cebinden bir kutu çıkardı. "Bunun içinde akıllı saat var. Acil durumda yanındaki tuşa iki kere basarsan ve kalp atışında anormallik olursa benim saatime uyarı gelicek, odaya çıkınca saati tak. Şimdi çıkmamız gerekiyor." Diyerek, elimi nazikçe tuttu. Elimi tutunca garip hissettim.
Çıkışa doğru ilerlerken etrafıma da bakındım.

Barlasla bizim odanın katında ayrıldık. Odaya gelip hızlıca duş alıp, rahat kıyafetler giydim. Barlas ın bana verdiği içinde saat olan kutuyu alıp, Yatağa, bağcık kurarak oturdum. kutuyu açtığım da pahalı olduğu belli bir saatle karşılaştım. Saati elimde çevirdikten sonra, ekranını açıp kurcalamaya başladım. Kısa sürede saati çözmüştüm, Sol koluma taktım. Tam telefonumu elime alıp Mercan ve Kayra ile görüntülü konuşcakken, odayı sis kapladı.
Ne oluyor be. Ayağa kalkıp odadan çıkmaya karar verdiğimde. Ayağa kalkar kalkmaz öksürük tutu, ne yapacağımı düşünürken öksürük yüzüne sendeleyip çömelmek zorunda kaldım. Ne olduğunu kavrayamıyordum. Galiba birisi odaya gaz verdi ama ne gazı? Ve neden ?
Şimdi ne yapacaktım ayağa kalkamıyordum. Tam o anda saat geldi aklıma. Saate yönelecekken, gözüm kararmaya ve başım dönmeye başlamıştı. Miğdem kasılıyordu.
Allah yardımcım olsun, çünkü saate ulaşamadan bilincimi kaybediyordum.

Hafif Gözlerimi aralamaya çalıştığım da görüşümün bulanık şekilde maskeli birisinin bana doğru yaklaştığını gördüm. Ve bilincim kapandı.
Kapanmadan önce kucaklandığımı hissetmiştim.

Maskeli yabancıdan

Bayıltıcı gazı odaya verdikten sonra, bayıldığından emin olduktan sonra odaya girdim. Gece tamda tahmin ettiğim gibi bayılmak üzereydi. Bilinci kapandıktan sonra, düşmek üzereyken düşmesini engelledim.
Yavaş ve oldukça nazikçe kucağıma alıp yatağa yatırdım.
Bir süre yüzüne dikkatlice baktıktan sonra yüzüne gelen saçlarını yavaşça çekip, kendime işime dönmeyi hatırlattım.

Fazla zamanım yoktu. Gece 2 saate uyanıcaktı ve Alp şerefsizininde gelme ihtimali vardı.

Gecenin üstünü örtüp, bilgisayarımı elime aldım. Gecenin telefonunda güçlü koruma kalkanı olduğu için uzaktan kimse erişilemiyordu. o yüzden telefonu almam gerekliydi. Gecenin telefonunu alırken, Gecenin bir şeyler mırıldandığını duydum, demek rüyaya dalmıştı.
Elimi olabildiğince hızlı tutmaya çalışaraktan, telefonu bilgisayara bağladım. Tek istediğim, istediğim zaman konumuna ulaşa bilmek, olduğu için daha kolay olacaktı. Ama Gecenin güvenlik duvarı beni zorluyordu.

En sonunda işimi bitirdim. Bilgisayarı çantama koyduktan sonra, Gecenin telefonunu komedinin üstüne koyucakken, Geceye baktım, kabus görüyordu. Sıkı sıkı yorganı avuç içine almış sıkıyordu. Telefonu yavaşça koyup. Gecenin yanına oturdum, ellerini tutup yorgandan kurtardım. Gece cenin pozisyonunda bana doğru döndü. Gözünden bir damla yaş süzüldü.

Gecenin GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin