güneş holding (HanZeh)

3. Bölüm | Toplantı

3. Bölüm

- Zehra hanım, - Eda hocanın seslenişiyle kenara çekilip Zehraya yol açmıştı Hande, - Hoş geldiniz.

Edayla Zehra el sıkışırken Hande de onları izlemekteydi.

- Teklifimizi kabul ettiğiniz için minnetdar olduğumuzu bilmenizi isteriz, Zehra hanım.

Zehra gülümsedi.

- Hoş buldum, rica ederim. Umarım, iki taraf için de hayırlı olur.

- Sizi pişman etmeyeceğimizden emin olun, buyrun.

Zehra Edayı, Handeyse Zehrayı takip ederek içeri geçtiler.

Taraflar okulun mermer salonunda masa etrafına toplaşmışlardı. Bir tarafta Ayça, Zehra, İlkin ve Ebrar, diğer taraftaysa Hande, Simge ve Eda oturmuşlardı.

Eda söze girdi:

- Okulumuza hoş geldiniz. Yaşadığımız sorunlardan zaten haberiniz var. Bu sorunları gidermek için ortaklık teklifinde bulunmak istiyorum. Okulun maliyyesi sizin sorumluluğunuzda olacak. Tabi ki, okulumuz da Güneş holdinge tabi olacak. Böyle bir ortaklık teklifine ne dersiniz?

Hande dayanamayıp lafa atladı:

- Ortaklık mı? Bu resmen, satılmak. Okulu satıyoruz basbaya. Ne ortaklığından bahsediyorsunuz?

Tüm bakışlar Handeyi bulmuştu. Hande Zehranın bakışları altında ezilirken Eda devam etti:

- Kusura bakmayın, Hande hanım çılgın birisidir de... Neyse, biz devam et...

- Aslında, haklı Hande hanım. - Zehranın lafını bölmesiyle Eda afalladı.

- Bu bir gerçek ki, okulun tüm yetgileri bize ait olacak. Bu da okulu bize sattığınız anlamına gelir.

Hande yutkundu. Zehranın ağırlığını koyması onu çok rahatsız etmişti. Eda boğazını temizledi.

- Ben müdüre olarak durumdan şikayetçi değilim. Size güveniyorum.

Zehra iç çekti.

- Peki, bize okulu gezdirebilir misiniz?

- Tabi, buyrun, gidelim.

Ayağa kalktılar.

- Ebrar ve İlkin, siz Eda hanımla gidin! Ayça, sen...

Zehranın bakışlarını üzerinde hiss eden Simge söze girdi:

- Simge.

Zehra başını sallayıp devam etti:

- Simge hanımla gidin! Ben de Hande hanımla gezeceğim...

Hande duyduğu şeyle sertçe yutkundu.

"Hande hanımla gezeceğim".

Eda başını salladı.

- Tamam, gidelim. Zehra hanım, önden buyurun!

- Rica ederim, lütfen, siz buyrun.

- Peki.

Herkes salonu terkettiğinde ortamda yalnızca iksi kaldı: Hande ve Zehra...

- Sana eşlik edeceğimi düşünmüyorsun, heralde, di mi?

Zehra iç çekerek Handenin karşısına geçti.

- Senin derdin ne benle?

Hande iç çekti.

- Benim derdim falan yok!

- Ne bu tavrlar o zaman?

- Çok fazla sorguluyorsun.