4. Bölüm (Kaza)

824 60 46
                                    

4. Bölüm.

Hande Baladın.

- Zehra, bırak kolumu, bırak!

- Kes sesini de, yürü hemen!

Zehranın kolumdan çekiştirerek beni nereye götürmeye çalıştığını anlamıyordum. Tek hiss ettiğim kolumdaki baskının oluşturduği acıydı.

- Şu an senin de ondan bi'farkın yok, biliyosun, di mi?

- Hande, o sesini kes, yoksa, ben keseceğim!

Tehtitten öteydi bu. Şu an o kadar sinirliydi ki, dediğini yapardı, yeminle.

Kolumdan çekiştirerek beni arabasının yanına getirdi.

- Aç kapıyı!

Sanki işe yarayacakmış gibi karşı çıktım.

- Açmıyorum. Salona gidelim, hadi, tamam.

- Sen o şansını kaybettin, Hande. Şimdi kapıyı aç, arabaya bin!

- Zehra, lütfen.

Kolumdaki baskısını daha da arttırdı.

- Hande, bir daha uyarmayacağım.

İç çekerek çaresizce ön kapıyı açıp içeri geçtim. Zehra arabaya binmemle kapıyı arkamdan sertçe itti. Ben kapatırdım ya...

Zehra Güneş.

Arabadan uzaklaşıp kenarda duran Eren'e yaklaştım.

- Handeyi benim eve götür! Ben gelene kadar dışarıya adımını atmayacak!

- Emredersiniz, Zehra hanım.

Eren arkasını dönüp arabaya yönelirken seslendim:

- Eren!

Yüzünü bana dönünce ona doğru iki adım atıp devam ettim:

- Hande sana emanet. Ona bir şey olursa, senden bilirim.

Eren başını sallayıp arabaya yanaştı ve içeri geçti. Araba gözden kaybolana kadar arkasından baktım. Ardından içeri geçtim.

Semih adındaki  şerefsiz Handeyi kaçırmaya çalışmıştı. Onu Semihten korumak için bi'süre kendi gözetimimde tutmaya karar vermiştim.

Salona giriş yapmamla tüm gözler beni bulmuştu. Beni sorgularcasına süzen bakışların hedefi, tabi ki, Handeydi.

- Ben Handeyle konuşmaya çalıştım, - boğazımı temizleyip devam ettim, - Ama beni dinlemeyip gitti.

Masaya geçtim.

- Merak etmeyin. Ben onunla konuşurum.

- Sorun değil, Eda hanım. İş hayatında olur böyle şeyler. Ben anlıyorum onu. Zamanla bu sorunları çözebileceğimize inanıyorum.

- Umarım.

Hande Baladın.

Okuldan ayrıldığımızdan beri stresden gebermek üzereydim. Bu kadın kim oluyordu beni kaçırıyordu. Okulu satın aldı diye, beni Semih'in elinden kurtardı diye alı koyabileceğini mi sanıyordu beni?

Hayır, ona teslim olmayacağım. Güneşlere boyun eğecek göz yok bende.

Bu arabadan inmenin bir yolunu bulmalıyım.

Aklıma gelen şeyle elimi çantama attım. Polisi arayacaktım.

Bir şey olmazdı. Hem kurtulduktan sonra şikayetçi olmazdım, olur, biterdi.

Telefonu elime aldım. Tam arama yapacaktım ki, Erün adındaki yaratık telefonu elimden kaptı.

- Sen naptığını sanıyosun ya? Ver şu telefonu!

güneş holding (HanZeh)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin