'Sadece bana özel olmanı ve beni sevmeni istiyorum.'
"Bunu nasıl yapabilirsin Minho? Bu imkansız."
Hyunjin şaşkınlık ile ona bakarken yavaşça kendini biraz geri çekti. "Bunu halledeceğim, benimle gelmek istiyor musun?"
Hyunjin hâlâ nasıl yapacaklarını anlamasa da onayladı. "O hâlde biraz beni beklemen lazım, hemen geleceğim."
Cümlesini bitirir bitirmez odasına gidip yedek kıyafetlerini bir sırt çantasına koymuş ve koridorda gördüğü Ryujin'i de hızla tutarak Hyunjin'in odasına geri döndü.
Ryujin ne olduğunu anlayamazken Minho'ya baktı. "Neler oluyor Minho? Niye buraya getirdin beni?"
"Senden ilk kez bir iyilik isteyeceğim"
Tek kaşını kaldırarak ona baktı Ryujin. "Bu gecelik burada kal, Hyunjin'i dışarı çıkartacağım."
"Sen deli misin Minho? Yakalarlarsa mesleğin biter direkt, ayrıca güvenliği nasıl halledeceksin? Kart ile çıkabiliyoruz sadece."
Minho elini ensesine atarak konuştu. "Sadece bugünlük Hyunjin'e kartını vermeni istiyorum, saçlarınız aynı renk zaten. Yüzünü kapatabilirsem yakalanmayız ama senin yardımına ihtiyacım var. Hatrım için..."
Bir süre odada hiç ses çıkmadı, ikili pür dikkat Ryujin'e bakıyordu. "Resmen tüm ergenliğin boyunca bir şey istemeyip bu anı bekledin değil mi? Sadece bu seferlik, Hyunjin tedavisini tamamlayana kadar bir daha tekrarlanmayacak bu."
"Sana minnettarım, bunu asla unutmayacağım Ryujin. Saat şu an dokuz buçuk, bir saat içinde kontrole gelecekler. Hyunjin istemediği için kapıdan kontrol ediyorlar, arkanı dönüp yatarsan direkt hallederiz."
Ryujin kollarını bağlayarak Minho'ya baktı. "Bugün olan güvenlik James, ona fark ettirmeden nasıl çıkacaksın?"
"Yarım saat içinde Mike ile nöbet değişimi yapacaklar, o zaten direkt bakmadan geçiriyor. Kartın okunması yeterli, fark etmeyecek."
Yarım saat içinde Hyunjin saçına Ryujin gibi birkaç minik örgü eklemişti. Taktığı şapka yüzünü tolere etmiş, tek problem boy kalmıştı. Onun için yapılacak bir şey olmaması yüzünden Hyunjin gerilsede, ikili onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Hyunjin, Mike ile göz temasına girme. Önden ben çıkacağım, kartı okutup çıkacaksın direkt."
Hyunjin'den gelen onayla Ryujin Hyunjin'in yatağına yerleşmişti. Hyunjin'i birkaç adım arkasına alarak dışarıya yöneldi Minho. Kartını okutup çıkmasıyla, yavaşça Hyunjin'e döndü.
Kafasını eğmiş kartı okuturken Mike'ın bakışları üzerindeydi. "Ryujin iyi akşamlar demek yok mu artık?"
Hyunjin direkt paniklerken Mike hâlâ cevap bekliyordu. "Kulaklık var son ses, seni duymuyordur şu an Mike"
Minho hızla duruma el atarken Hyunjin hâlâ aşırı panik yapmıştı. "Anladım Bay Lee, iyi akşamlar."
Ufak bir baş selamı vermiş Hyunjn çıktığı gibi de beraber arabaya ilerlediler. Uzun zaman sonra hastane bahçesi dışında bir yere çıkmak Hyunjin'e mutlu hissettirirken el titremesini gizlemek adına sımsıkı yumruk haline getirdi ellerini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my demons, hyunho ✓
Fanfiction"Zaten bir savaşta değil miyiz doktor? Yaşam savaşı gibi." elindeki kağıdı parçalamaya devam ederken konuştu. "Buna hangi gözden baktığın önemli; sana göre bir savaş gibi gözükse de, çoğu kişi bunlar için hayatın ufak acıları der."