2.8

99 27 0
                                    

'sen, ben ve sonsuzluk'

"Minho! Dikkatimi dağıtıyorsun, yemeği yakacağım senin yüzünden." Hyunjin onu sayamadığı kadar fazla uyarmasına rağmen beline sarmış olduğu kollarını çekmeden yanağına öpücük kondurmaya devam etti Minho.

Hyunjin gözlerini devirerek ona baktığında sadece gülmekle yetindi. "Arkadaşlarının geleceği yemeğe yanık bir ana yemek çıkartmamı istiyorsan devam edebilirsin."

Zaten her şeyi hazırlamışlardı beraber, Hyunjin'in denemek istediği bir tarif olduğu için onu tek başına yapmıştı. Bu da Minho'nun ona yapışmasını sağlarken derin bir iç çekti.

"Açıkçası gelmeseler de olur, arayıp gelmemeleri için konuşmalıyım." Direkt geri çekilip tezgahtaki telefona ilerlediğinde bileğinden tutarak geri yanına çekti. "Saçma sapan davranma, zaten sürekli erteleyip durdun, ayıp olur. Birkaç saat dayan sadece, bir yere kaçtığım yok. "

Ocağın altını kapatıp Minho'ya doğru dönmüştü. Küçük bir çocuk gibi yüzü düşen Minho ile kahkaha atarak kollarını boynuna doladı. "Neredeyse üç aydır gelmek istiyorlar, her seferinde bir bahane buldun. Ben rahat edemem diye istemediğini biliyorum ama illa ki gelecekler."

Ellerini yanaklarına yerleştirerek konuştuğunda Minho iç çekti. Fark ettirmemeye çalışmıştı ama Hyunjin'in gözünden kaçmayacağını unutmuştu. "Biraz gergin olduğum doğru, yalan söyleyemeyeceğim ama sen olduğun için onu da kolayca geçireceğim gibi geliyor."

Bununla ufak bir tebessüm büyüdü yüzünde Minho'nun. Alnına bir öpücük kondurmuş ve iyice kendine çekerek sarıldığında, Hyunjin de boynuna bir öpücük kondurdu.

Bir süre o şekilde kalsalar bile bu anı bozmaya yeminli olan Jisung, mutfağın camına yaslanmış ve sert bir şekilde tıklatırken ikisi de oraya döndü. Yüzündeki hınzır gülüş ile onlara bakınca, Minho'dan gelen homurdanmaları da görmüştü.

Daha fazla bekletmemek adına ikisi de dış kapıya ilerlemiş ve önden Minho kapıyı açtığında tüm arkadaşların burada olduğunu gördü. Hemen arkasında duran Hyunjin bileğini tutarken, arkada duran Ryujin aralarından sıyrılarak en öne geçmiş ve Hyunjin'e sarılmıştı.

Başta şaşırsa bile hemen karşılık verdi gülerek. "Sarı papatyam ya! Nasıl özledim seni. Eve gelmeme de izin vermedi, aramızı bozuyor bu Minho."

Yan yan Minho'ya bakarken konuştuğunda diğerleri de beklemeden Minho ile sarılırken, Hyunjin ile henüz tam anlamıyla tanışmadıkları için sadece gülümsemekle yetinirken içeri geçmişlerdi.

Hepsinin işten geleceğini söylediği için masayı çoktan hazırlamışlardı. Onlar sırayla ellerini yıkamak için banyolara ilerlerken, ikili de yemekleri masaya koyuyorlardı. "Biraz gerildin sanki?"

Hiç sesi çıkmayan Hyunjin'e yönelik konuştuğunda direkt odağı Minho'ya dönmüştü Hyunjin'in. "Bazılarını görsem bile ilk kez doğru düzgün tanışacağız, garip hissettirdi."

Elindeki son tabağa yemeği koyarken mırıldanması ile yaslandığı tezgahtan ayrılarak yanına ilerlemiş ve başını omzuna koyarken yanağını kısa bir şekilde öptü. "Dert etme, hepsi oldukça sıcakkanlıdır. Kısa sürede alışacağına eminim ben."

Gülümseyerek ona döndüğünde Minho ufak bir sırıtışla konuştu. "Hem anlaşamazsan kovarım hepsini."

Hyunjin şokla ona bakarken ağzına sert olmayacak bir şekilde vurdu. "Ya saçmalama, kaç yıllık arkadaşların. Anlaşırız bence de." Minho'nun elleri belinde dolanırken gözlerini kıstı.

my demons, hyunho ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin