14. Bölüm - Kalp Kırıklığı

363 31 149
                                    

(Medya): Merdomun çekiciliği peki😮‍💨🫦🔥

~~~
Akşam olmuştu, gün boyu odasından çıkmamıştı Mert, yerinden bile kıpırdamadı, aynı şekil yatağın dibinde oturuyordu hiçbir şey yapmadan. Bu sinirle sevdiği kıza zarar vermekten korkuyordu, beklemekten başka yapacak bir şeyi de yoktu zaten. Birden ani hareket ile toparlandı, evdeki kullanılmayan eski telefonu yanına alıp hızlıca çıktı, rastgele bir mekana girdi, o bile kendinden beklenmeyen şeyi yaptı, gece boyu içmişti.. Sigarayı bırakmışken bu yaptığı çok aptalca bir hareketti, "Ne yapıyorum ben?" Diye düşünsede durduramıyordu kendini, bu kız mıydı onu bu hale getiren? Sadece bir fotoğraf ve abuk sabuk sözler... Telefonu çıkardı ve Mina'yı aradı, çok sarhoş olmuştu nasıl konuşacaktı kendisi bile bilmiyordu, bu haline üzülür müydü? Gelir miydi yanına? Deneyecekti bir kere.

Bir kaç saniyenin ardından kız telefonu açmıştı, Mert sarhoş sesiyle bir şeyler mırıldandı.

"Sevgilim, Seni çok özledim.."

Saate baktı Mina, 01:45'di, ne olduğuna anlam veremedi, üstelik bu ses tonu.. Korktuğu şeyin başına gelmemesini ümit ederek cevapladı.

"Mert? Sen iyi misin?"

"İyi değilim, ne zaman geleceksin kollarıma? Yine yanımda, koynumda uyusan olmaz mı? Seni çok seviyorum.. Lütfen yanındaki şerefsizden uzaklaş ve bana gel sevgilim.."

Evet korktuğu şey başına gelmişti, tam cevaplayacakken yüzüne kapandı telefon, içten içe pişmanlık duydu, göz yaşlarına hakim olamadı, yastığını sevdiği adam gibi hayal edip sıkıca sarıldı ve ağlamaya başladı. Bir tane fotoğraf ne hale getirmişti Mert'i, nasıl affettirecekti kendini? ama suçlu kendisi değildi ki, yine de gönlüne söz geçiremezdi, en azından şu anda bulunduğu durum benim yüzümden diye düşünüp pişmanlık duyuyordu...

Mert telefonu kapattıktan sonra devam etmişti içmeye, en son çalışan adam durmuştu, getirmeyecekti artık, bittikçe durmadan istiyordu, hali hal değildi bu çocuğun, "Ne derdi var ki?" Diye düşündü adam, daha önce hiç bu kadar ısrarcı müşteri görmemişti, dayanamadı ve masadaki telefonu alarak rehbere girdi, Mert kendisinde değildi ki farketsin.. Rastgele aramıştı birisini ve durumu anlattı, 5 dakika sonra gelmişti kahraman'ı, Mert'i görünce bağırarak yanına koştu hızla.

"OĞLUM NAPIYORSUN SEN DELİRDİN Mİ?!"

"Kubi..? Sen mi geldin.. Mina'm nerede?"

"Ağzına tüküreyim senin kalk gidiyoruz"

"Y-yok, yok ben biraz daha devam edeceğim, sende eşlik et bana.."

"Sana bir çakarım, bir de duvar çakar, yürü gidiyoruz!"

Sürükleyerek zorla arabaya bindirmeyi başarmıştı, Mert baygın haliyle yayılmıştı koltukta, arabayı çalıştırmadan önce bir kaç saniye nere gideceklerini düşündü, eve götüremezdi bu halde, kendiside ailesiyle yaşıyordu, en iyisi otellerine gitmekti. Otel numarasını arayıp çalışan kıza bağlandı, bu işin gizli kalması gerekiyordu, kısa bir plan sonrası gizlice, en üst kata varmışlardı zar zor, yardım eden çalışanları iyice tembihledi, duyulmamasını ümit ederek Mert'i yatırıp evine gitti..

~~~
Sabah şiddetli baş ağrısıyla gözlerini açtı Mert, birden etrafına bakındı, kim getirmişti buraya? Ne olduğunu hatırlamaya çalıştı ama bir şey çıkaramadı, elini yüzünü yıkayıp banyodan çıktı ve kapı çalmıştı, oldukça yavaş hareket ediyordu etkisi geçmiş sayılmazdı, kapıyı açtı ve Kubilay hiç beklemeden omzuna çarparak hızla içeri geçti, afallamıştı Mert.

"Gerizekalı mısın lan sen? Ne yaptığını sanıyorsun oğlum?!" Dedi hesap sorar sesiyle.

"Ne yapmışım lan? Sana kurtar diyen mi oldu!" Dedi Mert sinirlenerek.

Uzaklardan YakınlaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin