Limonlu Kurabiye (3.)

194 13 2
                                    

Alkan soykan

"Sarı kızım benim korktun mu sen?"
Önümde huzursuzca kıpırdanan ineğin kafasını sevdim biraz daha.
Demin yaşanan olaydan epey huzursuz olmuştu.

Yan tarafımdaki siyah inek uzunca mö'ledi.
Siyah ineğe doğru döndüm. Elimin bir tanesini büyük gövdesinde boylu boyunca gezdirdim.

"Ne oldu daha demin sana yemek verdim beni istemedin." Sesim alaylıydı. Tekrardan mö'ledi. " Ama olsun ben yinede senide seviyorum kara kız." Geniş gövdesine dostane bir şekilde hafifçe vurdum.

Diğer ineklerde mö'leyince hepsini görebilmek için ahırın tam ortasına geçtim.
"Merak etmeyin ben hepinizi çok seviyorum." Dedim gülerek. Halkını selamlayan bir başkandan hiçbir farkım yoktu.

Hepsi uzunca mö'ledi. "Evet evet biliyorum sizde bana bayılıyorsunuz ben farkındayım zaten." Büyük bir kahkaha attığımda gülüşümü kesen şey Zelal'in dışarıdan bağıran sesiydi.
"Böyle şakamı olur densiz." Diye bağırıyordu.

İneklere geri çevirdim kapıya bakan yüzümü "demek ki bu kızın şiddet girişimleri tek bana değil. Ben gidip bir bakayım sonra görüşmek dileği ile hoşçakalın gençler." Dedim. Yüzümdeki tebessümü silip ahırın büyük kapısından dışarı çıktığımda yerde iki büklüm olmuş Hozan'ı ve onun tepesinde ellerini belinin iki yanına koymuş ayağı ile Hozan'ı dürten Zelal'i görmeyi planlamıyordum.

"Ne oldu? Burada" Sorumla Hozan kafasını kaldırdı. "Ne olacak bu salak benim malafatı sakat etti." Diye sinirle açıkladı durumu.

Zelal ayağıyla birkez daha Hozan'ın kıçını dürttü. "Salak sensin! Böyle eşek gibi eşek şakası yaparsan işte böyle takımların bozulur!" Elinin baş parmağını dişlerinin arasına sıkıştırp ısırmaya başladı. Parmağını ısırdığını sabahta görmüştüm ama neden yaptığına dair hiç bir fikrim yoktu.

"Hozan kalk işe yoksa çocuğun olmaz." Sesim oldukça ciddi çıkmıştı.
Hozan yüzündeki korku dolu ifadeyle bana döndü. "Abi çok ciddi söyledin. Harbi böyle bişey mümkünmü?" Diye sordu. Fazla tedirgin olmuştu. "Kesin değil. Ama ihtimalde yok değil." Dedim bu sefer tavrım herzaman olduğu gibi umursamazdı.

"Zelal sıçtım gevşek ağzına" Ayağa kalktı Zelal'in yanından geçerken kafasına bir sille çaktı.
Zelal bu hareketine fazlasıyla sinirlenmiş olacak ki Hozan'ın kıçına bir tekme savurdu. Karlı zeminde ayağında pof duran ev ayakkabıları yüzünden kıçının üstüne yere yapıştı.

Hozan'la ikimiz aynı anda kahkaha attığımızda Zelal delirdi. Yerden aldığı kar'ı önce Hozan'ın sırtına sonra benim yüzüme fırlattı.

Kaşımın yarık olan kısmı yüzüme vuran soğuk kar'la sızladı ama bu gülmemi durdurmadı.
"Allah belanızı versin!" Diye cırlayan Zelal'in sesi ağlamaklıydı.
Karnımdaki yara sızlamaya başlayınca Zelal'in yanına çöktüm.

"Acayip komik düştün he." Gülmekten bütün yaralarım sızlamaya başlamıştı. "Kesinlikle Alkan'a katılıyorum." Zelal, Hozan'a ters bir bakış attı. "Kisinlikli Avkan'a kıtılıyırım." Zelal sesini garip bir şekilde incelterek Hozan'ı taklit edince kolumla omuzunu ittim.
" Dikişlerim patlıycak kızım yapma" Dedim gülmeye devam ederken. İlginç bir şekilde gülmeme hakim olamıyordum.
"Dikişine sıçıyım senin! Salaklar." Zelal tükürür gibi konuşurken omuzuma bir tane şamar attı. Ayağa kalktı söyle söylene odasının camından içeri geri girdi.

LİMON KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin