Yeni bölümden hepinize merhaba.
Satır arası yorumlarda buluşalım.
Keyifli okumalar.Zelal Aktan
Göğüsümde ki hissettiğim ağırlıkla gözlerimi araladım. Kulaklarım çınlıyor, göğüsüm sızlıyordu.
Bulanık gören gözlerimi yavaş yavaş kırpıştırdım. Ağzım kupkuru olmuştu.
Sağ kolumu gıdıklayan birşeyler vardı. Görüşüm netleşmeye başladığında fark ettim odayı gece lambası aydınlatıyordu.Bir süre dümdüz tavana baktım.
Ardından sol el bileğimi tutan biri olduğunu fark ettim.
Belki ben uyurken Reyhan yanıma girip yatmıştır diye düşünüp umursamadım.Sağ elimi havaya kaldırdığımda elime dolanan Reyhan'ın, kıvırcık sarı saçlarıyla karşılaştım. Tam tahmin ettiğim gibiydi. Yorgun bir tebessüm yayıldı dudaklarıma.
Ardından fark ettiğim detayla gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Reyhan sağ tarafımda yatıyordu.
Sağ kolum tamamen çıplaktı.
Pekii ben ne zaman soyunmuştum?
Daha önemlisi beni kim soymuştu?
Hassiktir! Asıl soru sol elimi tutan kimdi?Yaşadığımız bölge teröristlerin bol olduğu bir bölgeydi. Acaba Reyhan camı açık unutmuştu da içeri bir terörist mi girmişti?
Korkudan altıma edicektim.
Yanıma bakma cesaretini bir türlü gösteremiyordum."Zihninden saçma sapan senaryolar uydurup kendini korkutmayı kes!"
Diyen bir kadın sesi doldu kulaklarıma. Yanımdaki kişi bir kadınmıydı yani? Sanki bu kadının sesini daha önce duymuştum, ama nereden?"Nabzın yükselmeye başlıyor. Sakin olsan iyi edersin çünkü kalbin ikinci bir spazmı kaldıramaya bilirmiş"
Bakışlarımı yanımda dümdüz yatan kadına çevirdim. Gözleri hala kapalıydı.Bir süre yüzünü izledim konuşamayacak kadar yorgun hissediyordum.
Baş parmağıyla tutuğu bileğimi yavaşça okşadı.Hayat çok garipti işte daha sabah gülüp eğlenirken öğleden sonra kalp spazmı geçirmiştim.
Yani hatırladığım kadarıyla öğleden sonraydı.Yanımda yatan kadın yavaşça gözlerini açtı bir kaç saniye bakışları tavanda asılı kaldı. Ardından karanlıktan rengini seçemediğim gözlerini bana çevirdi. Yüzünü yüzüme eşitledi.
Elinin içindeki bileğimi bırakmadı.
Baş parmağı usul usul nabzımı okşadı.
"Sen kimsin?" Diye sordum güçlükle kadın hem çok tanıdık hemde bir okadar yabancıydı.Yorgun bir tebessüm peydah oldu dudaklarında. "İsmim Başak. Alkan komutanın timinde askerim." Dedi baş parmağı durdu hafifçe nabzıma baskı uyguladı. Çekmedim avucundaki bileğimi ne yaptığının farkındaydım. Ses çıkarmadım.
"Bende Zelal Aktan." Diyebildim güçlükle sesim bir fısıltıdan ibaretti.
Beni duyduğundan bile emin değildim.
Göğüsümde hissettiğim hafif sızıyla yüzümü buruşturdum."İyimisin?" Diye sordu Başak.
İyi olup olmadığımı bile bilmiyordum.
Tek bildiğim çok yorgun olduğumdu.
Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladığında boğazımdaki kuruluk tekrar kendini hatırlattı.Gözlerimi kapatmadan önce dikkatle beni izleyen Başak'a, "su verir misin?" Dedim. Başak yavaşça elindeki elimi yatağa bıraktı. Yattığı yerde doğruldu, sırtını yatak başlığına yaslayıp yatağın yanındaki komidinin üzerindeki sarı sürahiye uzandı.
Sürahinin yanındaki üzerinde sarı çicek desenleri olan bardağı suyla doldurdu. Bardağı komidinin üzerine geri bıraktı. Yönünü bana çevirdi. Göğsümün üzerinde yatan Reyhan'ı dikkatlice benden ayırıp yastığa bıraktı.