⚜️ Bölüm-7: Son Mektup ⚜️

12 4 6
                                    

~Bölüm-7: Son Mektup~

---❣️✈️❣️---

Bulut, kalemini her çevirişinde düşürüyor ancak çevirmekten asla vazgeçmiyordu. Güneş'ten mektup beklemeyi kesmişti artık çünkü gelmeyeceğinin farkındaydı.

Belki de unutmuştu onu Güneş. Yada Bulut'u artık sevmiyordu.

Bu düşünceleri hızla kovdu zihninden. Bunlar gerçek olamazdı. Güneş, onu unutamazdı. Çünkü birbirlerinin çocukluk arkadaşıydılar. Bulut unutmamıştı. Boşa mıydı?

Değildi.

'Seni bulacağım Gökyüzünün Prensesi,' dedi içinden. 'Seni bulacağım ve o zaman ayrılmayacağız.'

Kalemi kaçıncıya düşürdüğünü bilmiyordu, tek bildiği her döndürmeye çalıştığında düştüğüydü sadece. Daha sonra kalemi sertçe masaya vurdu.

"Madem artık ondan mektup alamıyorum o da bir daha benden alamayacak." Bulut çok nadir sinirlenirdi ve bu da o anlardan biriydi. Çünkü Güneş'e her seferinde mektupları yolluyor, ondan bir mesaj alma umuduyla yanıp tutuşuyordu. Ama içindeki ateş her zaman yavaş yavaş Güneş tarafından söndürülüyor ve bir daha mektup yazma isteği gelmiyordu.

Bu sefer öyle olmayacaktı.

Sinirle hareket ediyordu ve sinir her zaman onun kötü şeyler yapmasına sebep olurdu. Ancak farkında değildi Bulut bunun. Kalemi masada olduğu yere bıraktı ve hızla babasının odasına kağıt almaya gitti.

Güneş'e son mektubunu yazacaktı.

Sevgili Güneş; (diye başlamıştı mektuba)

Sana, özenerek yazdığım mektuplara neden cevap vermiyorsun? Her seferinde senden bir mektup bekliyorum ama her seferinde sonuç hayal kırıklığı oluyor.

Ben yine de bu mektubu bunlarla doldurmayacağım.

Hangi mesleği yapmak iatediğime karar verdim, belki bilmek istersin. Gerçi bana geri yazmadığın için isteyip istemediğini de bilemiyorum. Ben pilot olmak istiyorum. Gökyüzü benim için her şey olmuş durumda ve ben böyle bir durumda gökyüzüne ihanet edemem. Aslına bakacak olursan birazda içimde var sanırım.

Peki sen ne olmak istersin? Eğer hâlâ en son bıraktığım halindeysen bir aşçı olmak istiyorsundur. Çünkü sen yemek yapmaya bayılırdın. Bende yemeye.

Ancak en son bıraktığım halinde olmadığını biliyorum. Mesela o eski halimizde ben her ne kadar inkar etsemde şarkıcı olmak isterdim. Yada oyuncu. Şu an tam hatırlayamıyorum.

Gerçi senin kimlerle arkadaş olduğunda biraz kimliğini belirlemiştir. Sonuçta bende Mert ve Yusuf sayesinde biraz biraz şekillendim. Biraz da yokluğunda.

Sen ayrıldığımız da ne kadar üzüldün bilemem ama ben çok üzgün değildim. O günkü üzgünlüğüm tamamen annemin yasıydı. Çünkü ben seninle bir şekilde iletişim kurabileceğimizi biliyordum. Yani şimdiki durumda tek taraflı bir iletişim olsa da.

Annemin yokluğu bazen öyle bir gösteriyor ki kendini saatlerce ağlıyorum. Ama kimseye söyleme lütfen, bunu sadece sana söyledim. Ve sana güvendiğim için söylüyorum. Yani umarım bahsetmezsin. Gerçi ben sana güveniyorum ama olsun, yine de söyleyeyim.

Bu arada lise sandığımdan da kolaymış, acaba üniversite nasıl? Yani felsefe baya bir saçma olsa da yada fen; kimya, biyoloji diye niye ayrılmak zorunda anlamasam da, iyi bir seneydi. İyi bir başlangıç.

Senin zorlanacağını düşündüğüm tek ders kesinlikle matematik. Yada bence en nefret ettiğin ders Felsefe olmalı.

Neyse, sana bunu söylemek zor olsa da bu sana yazdığım son mektup. Çünkü artık bana geri dönmemenden sıkıldım. Umarım ileride karşılaşırız.

~Seni her daim sevecek olan arkadaşın Bulut ☁️

Sert bir üslup kullanmamaya çalışmıştı Bulut, sonuçta onun arkadaşlığından sıkılmamıştı. Sadece onun ona mektup yazmamasından sıkılmıştı ve kim olsa bundan sıkılırdı. Ama kendini hiç suçlamadı Bulut bu konuda çünkü Güneş'in geçerli sebebi olmalıydı yoksa yazardı ona. Yazmaz mıydı yoksa?

Babasını tam evden çıkarken yakaladı Bulut onu ve eline mektubu sıkıştırdı. Babasına onu postaneye vermesini söyledi ve yine Güneş'e gideceğini belirtti. Daha sonra odasına geçti ve bu yaptığı hakkında biraz düşünmeye başladı. Acaba yaptığına kırılır mıydı Güneş? Ama sonuçta geçerli bir sebebi vardı Bulut'un. Yani tek yönlü bir iletişim hiç kimsenin hoşuna gitmezdi. Üzerinde fazla durmamaya karar verdi.

O gün fazla da bir şey yapmadı Bulut, sonuçta Güneş'e son mektubunu iletmişti. Artık her ne kadar bu işten zevk alsa da bir daha ona yazamayacaktı çünkü Güneş öyle biliyordu ve bunu kendi istemişti ve kendi kurallarını çok sık yıkan birisi değildi Bulut.

O mektupla bir iki arkadaşın arasında olan ince bağda yitip gitti.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Farkındayım, çok kısa bir bölümdü ancak bu bölümünde kısa olması gerekiyormuş. Aslında kitabı bir bütün olarak okuyunca nasıl durur bilmiyorum ama bu bölüm pek belli etmese de en önemli bölümlerden birisi. Çünkü o ince bağın koptuğunu görüyoruz ve bu da ileride işimize yarayacak.

Sizce nasıldı? Benim hoşuma gitti çünkü ikisinin arasında olan dinamik her zaman eskisi gibi kalamaz. İkisi de birbirlerine belli sebeplerden dolayı kızgınlar: Bulut, Güneş yazmıyor diye; Güneş, Bulut adres vermiyor diye.

Bir kaç bölüm daha Bulut'tan okuyacağız, ardından tekrar Güneş'e geçiş yapacağız. Bu bölümün kısalığını diğer bölümle kapatabileceğimi düşünüyorum.

Ayrıca küçük bir duyurum da olacak. Ama şimdiden vermeye gerek yok. Bir kaç bölüm sonra tüm gerekçelerimle size söyleyeceğim.

Kendinize iyi bakın, gelecek hafta görüşürüz. Sizi seviyorum matruşklarım.❣️❣️❣️

Bir Gökyüzü MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin