Mutluluğun anahtarını asla başkasının cebine koymayın
.
.
.
Anlamlı sessizlik anlamsız kelimelerden iyidir
.
.
.
Vedalar ancak güzel yürekleri acıtır
.
.
"Al bakalım bu da senin" deyip çocuğa çikolatayı uzattım. Çocuk alıp utanarak yanımdan gitti. Cidden çok tatlıydılar. Timle beraber yetimhaneye gelmiş çocuklara aldığımız bazı erzak, kıyafetleri veriyorduk.
Kucağımda yaklaşık 5-6 yaşında kız çocuğuyla oturuyordum. Timde işini hal etmiş olacak ki yanıma geldiler. Çocuğu görüp gülümsediler. Oysa çikolatasını yiyordu. Siyah saçlarını okşadım. Mavi gözleri adeta bir denizi andırıyordu.
"Sizde mi Askersiniz?" dedi küçük kız. "Evet küçük hanım" dedi Koray komutanım. "Benim annemle babamda Askerdi" dedi küçük kız. Kaşlarımı çattım ama sonra korkmasın diye düzelttim.
"Şimdi neredeler?" dedi Kadir. "Biy tane Asker gelip onların melek olduğunu dedi. İyi bir yerdeymiş." deyince yüzümüzü hafif hüzün kapladı. Küçük olmasına rağmen hayat onu küçük olduğuna bakmamıştı.
En acı tarafından vurulmuştu. İlerde bunun acısını anlayacaktı.
"Onlar iyi yerde sen merak etme" dedi Komutan. "Bizi beklemediniz ha?" dedi Ahu. Kadirin manitiydi. Yanında da diğerleri. Bizimkilerin manitiydi onlarda. Sap kaldım ulann.
Kucağımdaki kız çocuğu kucağımdan inerek Ahuya gidip sarıldı. "Ahu abla. Çok özyedim seni" dedi. Ahu onu kucağına alıp "Bende özledim Melisa hanım" dedi hafif burnuna vurarak. Poşetten çikolata uzatıp ona verdi ve aşağı koydu.
"Hadi git arkadaşlarınla oyna" dedi. Melisa başını sallayıp arkadaşlarının yanına gitti. "Bizsiz demek?" dedi Asya. "Kızlar geçen bunlardan gizlin gittiğimiz barı biliyorlar mı?" dedi Burcu. Bizimkiler hemen ayağa kalkıp "Ne" dediler.
Tabi ki kızlar yalandan diyorlardı. Hepsini tanıyorum bara gidecek bir kız değildiler. Sadece şaka yapıyorlar. Ahu Korayın yanınına gidip "Size mükemmel bir şaka yaptık beğendiniz mi?" dedi. Onlardan ses çıkmayınca göz devirip "Hadi kızlar bunları verelim çıkıp gezeriz" dedi.
Hepsi okula girerken bizimkilerde arkalarıyca gitti. Bense oturduğum yerde durdum. Ayaklarıma sarılan iki elle aşağı baktım. 6-7 yaşında erkek çocuğuydu ve ağlıyordu. Onu tutup yanıma oturttum.
"Ne oldu? Neden ağlıyorsun?" dedim. Çok kibarım diyilmi? "yere düştüm" dedi. "Neren acıyor?" dedim. Ellerini uzattı. Hafif kızarmıştı ve bir kaç küçük taş yapışmıştı eline. Taşları hafifçe attım. Sonra yanımdaki suyu ellerine döküp yıkadım.
"Birazdan geçicek" dedim göz yaşlarını silerek. Başını sallayıp gülümsedi ve "Teşekkür ederim" dedi. Saçını karıştırdım ve "Git hadi" dedim gülümseyerek. Başını sallayıp gitti. Giderken yeniden yıkıldı.
Allah affetsin güldüm.
Ayağa kalktım giderken bir daha düştü.
Allah affetsin yine güldüm.
Bu sefer ayağa kalktım ve düşmeden gitti. Çok şükür Ya Rabbim. Çocukların gülmesine vesile olmak beni daha mutlu ediyordu. Masum kalple kalsınlar istiyordum hep. Şu dünyada bir tek iyi olanlar onlardı.
Bir çocuk yanıma geldi 12-13 yaşındaydı. "Abi valeybol oynayalım mı?" dedi. Gülümseyip başımı salladım. Gülümsedi. Her zaman gülün siz. Ayağa kalktım ve oynayacağımız yere geldim. Bir kaç çocuk vardı.
Benle beraber 4 erkekti. 4 tanede kız vardı. "Hadi başlayalım" dedim. Oyuna başladık. Hepsinin yaklaşık 13-14-15 yaşı olar dı. Hepsi gül gibiydiler. Buralarda harcanıyorlar dı. Hepsi çok güzel oynuyorlardı sanki bunun dersini almış gibi.
Kızlar erkeklere karşı oynuyorduk. Aslında ben normalden biraz kötü oynuyordum kızlar kazanmağı için. Erkeklerde öyleydiler. Bilerek kötü oynuyorlardı. Aslanlarım benim. Oyu bitince kazanan tabi ki kızlar oldu.
"Tebrikler dedik" onlarsa utandı. Çok sevimliydiler. Başımı kaldırdığımda bizimkilerin bana gülümseyerek baktığını gördüm. Onların yanına gittim. "Nereye gidelim" dedim. Ömer "Çok güzel bir baba olucaksın" dedi.
Nasib et Allahım.
Utançla ensemi kaşıdım. "Hadi bizim parka gidelim." dedi Yağmur. Oda Askerdi. Hepimiz onaylayınca oraya gittik.
Saat yaklaşım 15-15.30 arası olar dı. Komutana arama gelince hepimiz sustuk. Karşı tarafı dinledikten sonra kaşlarını çattı. Daha sonra kapatıp ayağa kalktı.
"Görev var hadi karargaha" dedi. Hepsi manitleriyle vedalaştıktan arabaya bindik ve karargaha gittik. Albay görevi anlattıktan sonra hepimiz yakınlarımızı arayıp vedalaştık. Daha sonra hazırlanma odasına gittik.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bu ve daha fazlasıydı. Tuttuğumuz yük bazen kendi kilomuzu geçiyordu. Hadi Allaha emanet
