İsterdim gerek bir hisle sevilmek
.
.
.
Köşede bırakılmış bir mektup gibiyim
.
.
.
Kalbimdeki kırıklara tükeniyordum
.
.
Önümdeki daha adını bile bilmediğim kız bakıyordum. Ne işi vardı evimde.
"Anne ne işi var bunun burada?" dedim ciddi bir ifadeyle. Annem hafif omzuma vurdu "Odun musun sen oğlum. Misafire öyle denilir mi?" dedi.
"Oğlum bu kızım Yeşim. Bu gün taşındı annesiyle. Annesi akrabalarına gitmişti çağıramadım." dedi. Kaşlarımı çattım. "Kızın falan değil tek çocuğun var oda benim" dedim. "Kızım sen kusuruna bakma. Biraz kıskançtır kendisi" dedi.
Kız gülümsedi.
Gülüşünde kayboldum.
Düşüncelerimden sıyrılarak kafamı iki yana salladım.
"Yok Fatma teyze. Kendisi zaten bu gün bana yeterince yardım etti." dedi. Annem şaşırarak baktı. "Nasıl?" dedi.
"İkimizde aynı karargahta çalışıyoruz anne" dedim. Annem gülümsedi. "O zaman Aliyle gidersiniz" dedi. Anneme döndüm. "Hayı-" derken sözümü kesti. "Oğlum kabul ettiğin için teşekkürler. Hadi odana git uyu. Yoruldun o kadar."
Annem demesiyle ayağa kalkıp odama gittim. İlk duş aldım. Sonra üzerimi giyip yatağa uzandım. Annemin dediği gibi yorgundum. Ağırlaşan göz kapaklarımı daha fazla tutmadım ve kapattım. Kapattığım gibi de uykuya daldım.
Sabah annemin odamın içinde sesli bir şekilde temizlik yapmasıyla uyandım. Saate baktığımda altı buçuktu. Saat daha 6 olmamış annem neden temizlik yapıyor? Hemde benim odamda. Gözlerimi geri kapattım.
Aklıma gelen şeyle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bu gün içtima vardı saat altıda ve ben daha uyanmamış dım. Hemen ayağa kalkıp tuvalete girip işlerimi hal ettim. Çıkıp dolabımın önüne geldim ve siyah eşofman takımını giydim.
(böyle hayal ede bilirsiniz. beğenmediyseniz nasıl isterseniz onu hayal edin)
Aşağı inip kahvaltı masasına oturdum. Hızla kahvaltımı bitirdim ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Ayağa kalkıp annemin alnından öptüm. "Çıkıyorum annecim bir şey lazım mı eve gelince alırım" dedim.
"Yok oğlum sağ salim git gel o yeter bana." dedi. Evden çıkarken "Yeşim kızımı almayı unutma" dedi. Oflayarak evden çıktım. Aşağı indiğimde Yeşimde benle birlik de yan daireden çıkmıştı. Çantasında bir şey ararken ileri doğru yürüyordu.
Onu takmadan arabama binecekken önden hızla gelen arabayı gördüm. Ve tam Yeşimde doğru geliyordu. Hızla kolundan tutup kenara çektim. Endişeyle ona baktım. "İyi misin?" dedim. Korkuyla bana baktı.
"İ-iyiyim" dedi. Sinirle derin bir nefes aldım. "Senin aklın neredeydi? Önüne bakamıyor musun?" dedi sinirle. Yeniden ağzımı açıp konuşacaktım ki gözlerinin dolmasıyla sustum.
Arabaya doğru gittim binmezden önce konuştum. "Hadi bin arabaya" dedim ve bindim. Usulca ön koltuğa oturdu. Çalıştırmaz dan evvel torpidodan su alıp ona verdim. Suyu alırken "Teşekkür ederim" dedi. Başımı sallayıp arabayı çalıştırdım.Karargaha varınca arabayı park ettim. Yeşim revir giderken bende kendi odama gittim ve Askeri formamı giydim. Kendimi bu formayla daha iyi his ediyordum. Odamdan çıkınca direk dinlenme odasına gittim her kes buradaydı. Koray Komutan hariç.
Gidip yanlarına oturdum. "Selam beyler" dedim. "Selam kardeşim" dediler. "Komutan nerede?" dedim. Ömer cevap verdi. "Albay çağırdı" dedi. Sırıttım. Albay Komutanı çağırmışsa demek ki görev vardı.
Kapı açıldı ve içeri Komutan girdi. "Görev var Korku timi" dedi. Hepimiz sırıtırken Koray Komutan yanımıza oturdu.
Seviyorduk işte dağda it avlamayı. Hobimiz haline gelmişti. Şehitlerimizin de kanı yerde kalmıyordu. Savaşarak Vatanımızı korumaya And içmiştik. Biz bu Vatanı koruyacaktık! Ne pahasına olursa olsun.
===========================================================================
Herkese merhaba arkadaşlar.
Bölüm nasıldı?
Siz nasılsınız?
Acaba yeni görevde bunları neler bekliyor olacak.
Sizce Yeşim nasıl birisi?
Umarım beğenmiş sinizdir.
Vote (yıldız) atmayı ve yorum atmayı unutmayın.
Kendinize çok çok ama çok iyi bakın.
Görüşürüz yıldızcıklarım bay bayy.
YOU ARE READING
Asker
ActionÜsteğmen Ali Aydın timle gittiği bir görevde bir düşman esiri bir kız bulur.........