Bölüm 2

120 2 1
                                    

Her geçen dün yeni bir deprem çöküyordu bazı insanların ruhlarına..........O depremlerden kurtulmak için biraz sevgi yeterdi aslında

.

.

.

Bu sözlerim sitem değil ama........yazık değil mi bana?

.

.

.

Arıyorum cebimde masalımın mutlu sonunu

.

.

Askerlik............

Askerlik bir üniforma bir rütbe değildir aslında.

 Askerlik ruhtur.........

"İLK ALLAHA SONRA KENDİNİZE EMANETSİNİZ KORKU TİMİ" dedi Albay. "SAĞ OL!" dedik. Sonraysa rütbe sırasıyla helikopterlere bindik. Hepimiz yerimize otururken Komutan görevi anlatmaya başladı.

  "Şimdi bir hastane var oranı bu itler rehin almış. İçeride sivillerde var. şimdi oraya vardığımızda  ben biraz orayı inceliycem. Sonra Alaz Kadir siz için bir yer bulucam. Siz keskin nişancısınız ve ben dediğimde ateşe geçicez. Diğerleriyle gizlin içeri giricez ve yavaşca itleri öldürücez. Silahlarınıza susturucu takın. Unutmayın ne sivillere nede size zarar gelmiycek. Anlaşıldı mı?" 

"Anlaşıldı Komutanım"

"Anlaşıldı mı!"

"ANLAŞILDI KOMUTANIM"

"Komutanım buradan ileriye gidemeyiz gidersek fark ediliriz.5 km yol var" dedi. "Korku timi düşüyoruz!" dedi Komutan. Helikopterin kapısı açılınca yavaşça aşağı indi ve bizde aşağı indik.

 Yolu yürüyorduk ve yavaştan varmıştık. Komutan bizi durdurdu. Etrafı inceledi. "Alaz sen o tepeye taşın arkasında Kadir sende o tepede taşın arkasına git" dedi.

"Emredersiniz komutanım" dediler ve ikisi de kendileri için belirlenmiş yere gittiler. Komutan bize döndü.

  "Ali sen Ömerle bende yalnız. Siz ikiniz sağdan bende soldan giricem. Ben telsize konuştuğumda ateş serbest. Hadi gidin" dedi.

  "Emredersiniz Komutanım" deyip yanından ayrıldık ve sağ tarafa gidip yavaşça hastaneye yaklaşmaya başladık. Varınca Komutan konuştu.

 "Ateş serbest" dedi. İşte en sevdiğim kısım. İt öldürmek.

 Biz onları gebertirken yavaşça içeri giriyorduk. 

Yuh içeride bunlardan sürü var.

  

Aradan biraz zaman geçmiş ve biz itleri gebertmiştik. Hepimiz bir araya gelmiştik ve Komutan konuşmaya başladı.

"Ali sen ve Alaz ikinizde odalara bakın ve kalan sivilleri getirin. Kadir ve ben koridordaki sivillere getirelim. Başak sen buradaki sivillere göz kulak ol" dedi.

 "Emredersiniz Komutanım!" deyip yanından ayrıldık. "Alaz sen o odaya bak ben buna" dedi. Başını salladı ve odalara girdik. Odaya girince etrafı taradı gözüm. Yerde bir kadın vardı. Kahverengi gözleri kendine çekiyordu. Saçları terden yüzüne yapışmıştı. Elleri ağzı bağlıydı. Ağlıyordu.

 Yanına gidince bana korku dolu gözlerle baktı. "Merak etme biz Askeriz" dedim. Gözleri bir azda olsun rahatlamıştı. Botum dan çakıyı çıkarıp ellerindeki ipi kestim ipi kenara attım. Çok sıkı bağlamıştılar itler. Bilekleri tahriş olmuştu.

   Ağzındaki bantı nazikçe çıkardım. Derin nefes aldı. Ağlamalarının arasında "Teşekkür ederim" dedi. Ayağa kalkıp elimi uzattım tutup ayağa kalkması için. Titreyen eliyle elimi tutunca için ürperdi. Ayağa kalkınca elimi bıraktı.

 "Beni takip et" dedi. Odadan çıkarken Alaz da eş zamanlı odadan çıktı. Oda  siville çıkmıştı. SIra sıra odalara bakmaya başladık. Bir odanın yanından geçerken ağlama sesleri geldi.

 Bir dakika........

Bu ağlama bir yetişkine ait değildi. Hızla odaya girdim. Bir çocuktu yere oturmuş sırtını duvara yaslamıştı. Ayaklarını kendine çekmiş başını da dizine koymuştu. Yanına gittim. Ayak sesleri duyarak başını kaldırdı.

 Kafası kanıyordu. 

Şerefsizler......

 Beni görünce korkudan daha fazla ağlamaya başladı. "Bana zarar verme" dedi işaret diliyle. İşaret dili biliyordum. Başımı salladım işaret diliyle cevap verdim. "Sana zarar vermeyeceğim. Yardım edicem korkma benden" dedim.

   Bana korkuyla baktı yine. Cebimden  çikolata alıp ona uzattım. Görev uzarsa diye getirmiştim. Kız çocuğuydu. Aldı ve göz yaşlarını silip gülümsedi. Yavaşça yanıma geldi. Aksıyordu. Kucağıma aldım. "Hadi gidelim" dedim.

 Odadan çıktım. Alaz, kucağımda çocuk ve bir kaç siville Komutanın yanına gittik. Onlarda gelmişti. Komutan kucağımdaki çocuğa baktı. Sonra her kese ithafen konuştu. "Sizi aparacakları yerde korkmayın orada sorgulandıktan sonra sizi serbest bırakacaklar"

 Her kes onaylayan sesler çıkarırken Komutan telsizle konuşmak için yanımızdan ayrıldı. Yanıma birisi geldi. Baktığımda ilk kurtardığım kızdı. "Çocuğu istersen bana ver zaten o kadar ekipman taşıyorsunuz" dedi. Bizi düşünmesi beni biraz şaşırtsa da bunu bildirmedim.

  Dediğini yapıp çocuğu ona verdim. Komutan yanımıza geldi. "Hadi gidiyoruz" dedi. Büyük ihtimalle helikopter istemişti.


Vardığımızda iki tane helikopter gelmişti. Siviller binerken bizde diğerlerine bindik. Helikopter havalanınca karargaha doğru gittik.


Vardığımızda Albay yanında iki erle bizi bekliyordu. Helikopterden sırasıyla inip tekmil verdik.

Sonra Komutan bir adım öne çıktı.

"Yüzbaşı/ Koray Aydın/ Bursa/ Görev başarıyla tamamlanmıştır Komutanım!" dedi. Albay "Rahat Asker dediğinde rahata geçtik. "Durum raporunu benim odama getirirsin. Hepiniz 2 gün izinlisiniz" dedi.

 "SAĞ OL!" dedik.

 Albay yanımızdan ayrıldı. Komutan durum raporu yazmağa giderken biz sinsice bir birimize baktık. "Her zamankinden yapıyoruz diymi?" dedi Kadir. Hepimiz gülerek "Evet" dedik. Bu gün eğlenceli olucak.

===========================================================================

Her kese Merhaba arkadaşlar.

Bölüm nasıldı?

Siz nasılsınız?

Umarım beyendiniz.

Gelecek bölüm güleceksiniz emin olun.

Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın.

Kendinize çok çok çok çok ama çok iyi bakın.

Görüşürüz bayu bayuu.

AskerWhere stories live. Discover now