~ KAYIP ~

87 6 0
                                    

Merhaba Sevgili Ruh-u Revan Okurları 😊

Bu Benim Sizlere İlk Yazdığım Kitabım.
Bir Çoğunuz Beni Okuduğum ve Paylaştığım Kitaplar ile Tanıyor Olabilir ama Ben Galiba Beni Yazdığım Bu Kurgu ile Tanımanızı da İstiyorum. Neyse Çok Fazla Uzatmadan Bölüme Geçebiliriz Nasıl Olsa Önümüzde Uzun Bir Süreç Var Yani Öyle Olmasını Umuyorum.🙏🏻

Okuduğunuz Tarihi Buraya Not Düşmeyi Unutmayı Canımın İçleri 🙏🏻🩷

~~~~~

"Ne içimdeki sokaklara sığabildim. Ne de dışardaki dünyaya.."

Sabahattin Ali

"Toprak Sevdiklerimizi Aldığı İçin mi Böyle Güzel Kokar?"
Şu sıralar kendime en çok bu soruyu soruyor yine kendimi her sorduğumda verdiğim cevabı tekrar verirken buluyordum. Bir ay öncesine kadar mezarlık kapısının önünden bile geçerken ürperen ben değilmişim gibi bir aydır bu mezarlıktan; annemden, babamdan ayrılamıyordum.

Ailem dediğim insanları yine kaybetmiştim evet beni doğurmamış olsa da beni anne sevgisinden mahrum etmeyen bir kadın ve bana baba şefkatini aratmayan bir adam...

Aslında her şey o gün ne kadar güzel başlamıştı bilebilir miydim günün sonunda onları kaybedeceğimi onlarsız kalacağımı...

Bir ay önce;
Deren Sezgin;

Her sabah olduğu gibi bu sabahta annemin mutfaktan gelen neşeli sesi ve ona eşlik eden babamın gülüşmeleri ile güne gözlerimi açmıştım..

Bugün ekstra bir mutluluk ile uyanmıştım tabii ki bu mutluluk hâlim boşa değildi. Aylar sonra hemşire olarak göreve devam edeceğim yer belli olmuştu ve bugün içerisinde bakanlık tarafından onaylanmış evraklar elime ulaşacak, bununla birlikte artık yeni haftaya yeni görev yerim olan Erzurum'da, biricik halamın yanında başlayacaktım. Mutluluk hâlim her ne kadar baskın olsa da annem ve babamdan ayrı kalmanın içimde oluşturduğu bir burukluk ve korku vardı. Onların öz çocukları olmasam da biyolojik annemin doğumda ölmesi ve biyolojik babamında doğduğum gün beni bir çöpmüşüm gibi hiçe sayması sonucu beni evlat edinip, bu yaşıma kadar okutup yetiştirdikleri için onlara minnettarlık duyuyordum..

Düşüncelerimden sıyrılıp kendimi hemen odamdaki banyoya attım. Aynada gördüğüm kan ile durakladım yine burnum mu kanamıştı? Bu ara heyecanımdan mı olduğunu bilmediğim bu kanamalar bir iki defa daha olmuştu o yüzden çok umursamadan burnumda ki kanı temizleyip kısa bir duş aldım. Ardından sabah rutinimi tamamladıktan sonra yatağımı düzeltip merdivenlere yöneldim ki babamın, "Deren güzel kızım hadi kahvaltı hazır uyan artık." diye konuşarak merdivenleri çıktığını gördüm. Tam döndüğünde merdivenlerin başında beni görmesi ile yüzündeki tebessüm biraz daha arttı ve "Aman aman benim güzel kızım çoktan uyanmış." derken bana kollarını açmayı da ihmal etmemişti.

Koşarak ilk merdivenlerden iner inmez hemen babama sarılıp yanaklarını öperken, merdivenin sonunda bizi gülerek izleyen annem konuşmaya başladı. "Baba kız olarak yaşadığınız aşka hayranım ama biraz daha orada öyle sarılmaya devam ederseniz masada bizi bekleyen menemen ve çaylar soğuyacak, o zaman ikiniz de söylenmeye başlayacaksınız." annemin söylediklerine babam ile gülerken merdivenleri indik ve merdivenin trabzanına kolunu dayamış hâlde duran anneme aynı anda sarıldık.

"Günaydın annelerin en güzeli, en tatlısı, en ponçiği." derken yanaklarına öpücük kondurmayı da ihmal etmiyordum. Annem belime doğru ellerini koyup önce burnumu sonra yanaklarımı en sonda alnımı öptükten sonra "Günaydın dünya güzelim." diye karşık verdi. O sırada babam kulağıma doğru eğilip "Bak kızım annen biz sarılıyoruz diye kahvaltıyı bahane etti ama şimdi nasılda kendi öpüp sarılıyor. Aramızda kalsın ama annen bizi kıskanıyor prensesim." derken gülmeyi de ihmal etmiyordu.

RUH-U REVAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin