KAUDUPUL

~~20~~

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

~Alsu~

Yattığım yerden havalandığımı hiss etmemle irkilerek uyandım.

"Şş, malysh benim." Duyduğum sakin sesle rahatlamışdım. Vucudum soğuk zeminle buluşdu. Üstüme pikeyi örtüp kendisi de yanı başıma uzandı ve saçlarımı okşamaya başladı. Huzurlu halde ona daha da sokuldum. Dudaklarını saçlarımda hiss etmemle yeniden uykunun kollarına kendime bırakacakdım ki, aklıma gelen şeyle kafamı boynundan çıkardım.

"Saat kaç?" Çatallı sesimle sormuşdum.

"Aslında malysh, kalkman gerek, çünkü saat 5i geçiyor."

Saati duymamla hemen doğruldum yatakda.

"Ay gerçekden o kadar oldu mu?" Kafasını olumlu anlamda salladı yüzündeki tebessümle bana bakarken. En son hatırladığım öğlen yemeğinden sonra elime bir kitap alıp koltukda oturmamdı. Neredeyse 3 saat oluyor. "İçim geçmiş ya. Ben hemen hazırlanayım." Pikeyi ittirip kalkmaya çalışıyordum.

"Acele etme malysh, gec gitsek de sorun olmaz." Banyoya girerken sesini duymuşdum. Ama öyle bir şeye gerek olmadan hazırlanacakdım. Akşam yemeği için kiyafetlerim ve saç ve makyaj modellerim kafamda hazırdı. Aynaya dönüp saçlarımdakı tokayı çıkardım ve tarayıb bakım yağı uyguladım. Duş aldığım sırada saçımda kalması iyi olucakdı. Aynadaki yansımamı gördüğümde ise durup bir kaç saniye kendime bakdım.

"Evet Alsu Dragunova. Bu akşam yine babanla karşılaşacaksın. Onun karşısında güçlü durmak zorundasın. Açık vermemen gerek. Sinirlerine hakim olman gerek. Sana güveniyorum."

Evet, bir zamanlar babamı bulayım onunla konuşayım diyordum ama, artık onunla konuşma, ona kendimi tanıtma gibi isteğim kalmamışdı. Evliydi, çocukları vardı, o bir sahtekarın tekiydi. Öyle bir babamın olmasındansa, onun benim varlığımı bilmesindense buna gerek duymadığımı geç de olsa anladım. 24 yıl onsuz nasıl yaşadımsa, bundan sonrakı yıllarımı da onsuz mutlu olarak yaşaya bilirdim.

~~~~

"Ah.. Viktor, ah.. daha sert.." İnlemekden sesim kısılırken duvara yasladığı kollarına tutundum. Dudakları omzumda gezinip dişlerini geçirdi.
"Kızarcak, yapma..mmm"

Biraz önce Aleksey Sidorov'un doğum günü yemeğine gelmiş, her kesle görüşdükden sonra Viktor kolumdan tutarak beni arkada bir odaya sürüklemişdi. Odaya girdiğimiz anda ise resmen saldırmışdı desem yeridir.

"Sikeyim, mükemmelsin.. ahh.." Ellerini indirip belimi iki tarafdan tuttu ve durmadan kendisini itmeye devam etti. Kafam duvara çarpmasın diye alnımı koluma yasladım.

Biranda içimden çıkmasıyla boşluğa düşmüşdüm. Kafamı arkaya dönderip ne olduğunu anlamaya çakışacakdım ki, beni dönderip arkasındaki koltuğun başlığına oturttu. Elbisemi kaldırıp aletini içime konumlandırdı ve bir eli belime sıkıca tutunup kendisine çekti. Diğer eliyle ayağımı kaldırıp kolunun üstünde durmasını sağladı. Ve hızla içime girip çıkmaya devam etti. Artık yüz yüze bakıyorduk. Dudakları dudaklarımı bulduğunda hızlı öpüşlerine zor ayak uyduruyordum. Hızlı ve sıcak nefesleri yüzüme vururken bir eli kalçama inip sıkmışdı. Ağzına doğru inlediğimde zevkle karşılık vermişdi.