"Anlamam , dinlemem , ben değişmem sen değiş!"
~
Üzerime çöken ağırlığın sebebi , insanların kem gözlerinin bana değdirdiği nazar eminim değildi. Üzerime çöken ağırlığın yegâne sebebi , Barış Alper ve onun beni saran güçlü kollarıydı.
Dün gece , uyumadan önce aramıza olabildiği kadar mesafe koymuş öyle kapamıştım gözlerimi fakat şimdi bakıyordum ki koyduğum mesafenin hiçbir tesiri kalmamıştı.
'Efsun! Efsun , kalk bu ırz düşmanı sana sarılıyor!'
Aklımın tamamen başıma gelmesi ve uykumun açılmasıyla vurdum Barış'ın sarı kafasına. Kendisi demirden bir insan olduğu için tabii hiçbir etkisi olmamıştı.
"Barış! Barış , kalk ulan! Ahtapot gibi sarmışsın beni!"
Kısık fakat bir o kadar da sinirli çıkan sesimle açtı gözlerini. Kaşları çatıldı.
"Efsun , bırak da uyuyayım yavrum ya!"
'Yavrum? Yavrum , kim? Sana , yavrum diyor bu kalas Efo!" dedi çığlık çığlığa iç sesim. Ona kulak vererek bir daha vurdum kafasına.
"Barış , uyan! Bıraksana beni , sapık!"
Sert çıkışım ile bu sefer tamamen açtı gözlerini. Durumun farkına yeni varıyordu. Kollarını , doladığı belimden çekti ve yatakta doğruldu.
"Efo , özür dilerim kızım ya... Uyku hali işte." dedi. Uyandığında sesi ayrı mı güzeldi bu adamın?
'Salak , bu mu konu?'
"Başlarım , uyku haline! Ulan fırsatçı , resmen sarılmışsın bana!" deyip kafasına attığım yastığı son bir hamleyle tuttu ve başının altına yerleştirip uzandı yatağa.
"Bir şey olmaz , kızım! Ne olacak yani sarıldıysam sana? Kocan değil miyim ben senin?"
'Hem suçlu hem güçlü Efo! Yapıştır ağzına!"
"Değilsin canım , başka soru?" diyerek çıktım yataktan. Bir daha da onunla uyursam ne olayım!
Telefonumu elime alıp baktığımda birkaç İnstagram bildirimi , annemden bir cevapsız arama ve grup mesajları dışında herhangi bir şey yoktu.
Saat , öğleni çoktan geçmişti ve biz bu saate kadar mışıl mışıl uyumuştuk. Emine teyzeye çok ayıp olmuştu...
Çalınan kapı ile telefonumu kenara bırakıp seslendim ;
"Gel!"
Komutun karşı tarafa ulaşmış olacak ki kapı açıldı ve ardından Yelda göründü.
"Vay , çifte kumrular!" dedi alaycı bir tonda. Rezil olmuştuk! "Uyanmışsınız sonunda! Sizi beklemekten midem sırtıma yapıştı. Haydi kalkın , sofraya!"
Kapanan kapı ile okkalı bir küfür savurdum. Barış'a dönüp baktığımda o istifini bozmadan yatmaya devam ediyordu. Tekrar bir yastık aldım yataktan ve fırlattım kafasına.
O ise hiçbir şey demeden yalnız gülümsemek ile yetindi. Güzel gülüyordu , salak..!
🎨
Aceleyle yapılan kahvaltı ardından sofrayı toplamış , bulaşıkları Yelda'ya devretmiştim. Hızlıca kendimi duşa atıp güzelce yıkandıktan sonra yeniden odaya geçtim. Valizime koyduğum birkaç elbiseyi yatağın üzerine bıraktım ve kararsızlıkla onları izledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hatır Meselesi | Barış Alper Yılmaz
FanfictionYıllar önce , dedelerinin verdiği söz nedeni ile istemeyerek de olsa evlenmeyi kabul eden Barış Alper Yılmaz ve Efsun Göktepe. Bu istenmeyen evlilik ile açılan geçmişin tozlu sayfaları ve bir türlü silinmeyen çocukluk anıları... Telafisi olmayan hat...