"Hayalim üç kelime , o da şöyle;
Evli, mutlu , çocuklu!"
~Üç Ay Sonra
Galatasaray'ın müthiş şampiyonluk gecesinin üstünden üç ay geçmişti. Bu üç ay içinde , Barış milli takıma çağırılmış , 21 numaralı forması ile ülkesini temsil etmişti.
O nereye giderse peşinden gitmiş , elimden geldiği kadar destek vermiştim kocama.
Beyaz - kırmızı formanın içinde , her zaman olduğundan daha da yakışıklı olmuştu sanki.
Tribünde , onu desteklediğim anlar gözlerim hep dolu doluydu.
Biz henüz çocukken , "Ben futbolcu olacağım!" diyen Barış Alper geliyordu aklıma. Gurur duyuyordum onunla!
Ülkesini temsil ederken sarf ettiği çabayla da , küçük ilçemizin küçük okulunun maçında attığı golle de gurur duyuyordum...
Bu süreçte ilişkimiz de iyice ilerlemiş , birbirimize mümkünmüş gibi daha da çok bağlanmıştık. Hayatımın en orta yerine kocaman bir taht kurmuştu Barış Alper.
Öyle ki ; aldığım nefes , uyuduğum uyku , içtiğim su bile ona endeksli bir hal almıştı. Bu durumun sağlıksız olduğunu her ne kadar bilsem de büyüsüne kapılmaktan geri duramıyordum.
Yaşadığımız onca şeye rağmen , ayakları sağlam basıyordu yere ilişkimizin. Çok değil , bundan altı ay önce Barış ile bu durumda olacağımızı birisi bana söylese güler geçerdim.
Biz , birbirine düşman iki çocuktan farklı değildik benim gözümde. Belki de bu , benim kaçmak için ardına sığındığım bir bahane idi.
Barış'ın , Rize'den taşınması ve bir daha beni aramaması ile ardına sığındığım bir bahane...
Öfkem , zihnimdeki tüm güzel anıları silip atmıştı o zamanlar. Hatırımda yalnızca didişip kavga ettiğimiz zamanlar kalmıştı.
Şimdi anlıyordum gerçeği. Tabii , kavgalar da ediyorduk ama çoğunlukla iyi anlaşıyorduk biz. Birbirimize arka çıkıp birbirimizi hep kolluyorduk.
Ben , bu durumu çocukluğumuzun bize getirdiği bir bağ olarak görsem de Barış'ın duyguları çok başkaydı.
"Sen , benim en içime sakladığım nadide bir çiçeksin Efsun. İsterim ki bir ben göreyim seni , bir ben bileyim kokunu..."
Aklıma gelen diyaloğumuz ile bir gülümseme büyüdü yüzümde. Ara ara romantik olası tutuyordu ve böyle zamanlarda ağzından çıkan cümleler , zihnimde aylarca yankılanıyordu.
"Çok seviyorum seni... Öyle çok seviyorum ki , sevgiler bile yetersiz geliyor bazen... Dünyadaki tüm sevgileri toplayıp versem kucağına , sana duyduğum sevginin yanında az kalır gibi..."
Bu cümleyi kurduğu zaman , kıpır kıpır olan içimi anımsadım. Onun , beni heyecanlandırmak için böyle süslü cümlelere ihtiyacı yoktu. Gözlerimin içine baksa da heyecanlanıyordum zaten ben...
"Barış... Benim böyle süslü cümlelerim yok , bilirsin. Ama bil ki bende çok seviyorum seni. Canımdan bile çok..."
Kurduğum cümle ile onun da parlamıştı yüzü. Hatırlıyordum. Barış , onu sevdiğimi her söylediğimde kalp krizi geçirecek gibi oluyordu. Yıllar boyunca bizi kendi içinde imkansız etmesinin de tabii bunda etkisi vardı...
"Bil isterim ki , bende toplasam dünyadaki sevgileri... Alsam , getirsem , koysam kucağına-"
Dudaklarım üzerine kapanan işaret parmağını , sanki o anı yeniden yaşıyor gibi hissettim. Lafımı , önce işaret parmağı daha sonra dudakları kesmişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hatır Meselesi | Barış Alper Yılmaz
FanfictionYıllar önce , dedelerinin verdiği söz nedeni ile istemeyerek de olsa evlenmeyi kabul eden Barış Alper Yılmaz ve Efsun Göktepe. Bu istenmeyen evlilik ile açılan geçmişin tozlu sayfaları ve bir türlü silinmeyen çocukluk anıları... Telafisi olmayan hat...