yirmi iki ~ Balayı

2K 112 14
                                    

""Yüreğimi söküp aldı yerinden,
Gözlerin tesadüf değil ki bana...
Öbür yarım kaldı senin yanında,
Ne konuşur ne de susar..."
~

"Su gibi gözlerin yağmuru bahar..."

Kime olduğunu bilmeden , gençlik yıllarımda dinlediğim bu şarkıyı şimdi Barış'ın gözlerine bakarak söylüyor olmak benim için çok özeldi...

Onun gittiği sene , lise başlamıştı. Kimsesizlik hissi , beni her geçen gün dibe doğru çekerken dinlerdim bu şarkıyı.

Şimdi durum farklıydı. Onun arabasında , geç kalan balayımız için yolculuk yaparken dinliyordum bu şarkıyı...

"Bin hayat getirdin aşksız ömrüme!"

Ellerim , erkeksi yüzünü buldu. Sakallarını sevdim. Gülümsedi ve bana çevirdi bakışlarını. O da tıpkı benim gibi gözlerime bakarak okuyordu şarkıyı.

"Kalbim ebediyen bağlıymış sana ,
Her parçam seninle..."

Gözlerime bakarak söylediği sözler , içimin titremesine sebep oluyordu. Öyle mânalı bakıyordu ki yüzüme , araba kullanıyor olmasa çoktan öpmüştüm dolgun dudaklarını...

"Sıra bende!" diye atıldı , biten şarkı ile.

Yolculuk başlamadan anlaşma yapmış , sırayla şarkı seçeceğimize söz vermiştik. Benim açtığım şarkıdan sonra sıra ona gelmişti.

Merakla bekledim açacağı şarkıyı. Ve kulaklarıma tanıdık bir melodi doldu...

Barış ile çocukluk yıllarımızda , bizim için özel olan ve dinlemeye doyamadığımız birçok şarkı vardı. Şimdi açtığı şarkı da o şarkılardan bir tanesiydi...

"Beronasen beri na vorti skani..."
(Çocukluktan beri senindim...)

Gözlerimin en içine bakarak söylediği şarkı sözleri , resmen bizi anlatıyordu.

"Sin domevi do domxali gyuli ckimi!"
(Yaktın beni , kül ettin gülüm!)

Sol bacağımın üzerindeki elini kavradım. Barış , yıllar sonra adresini bulmuş bir mektup gibi güzellikler getirmişti hayatıma...

Her şey çok hızlı ilerliyordu , biliyordum. Vaktimiz kısıtlı gibi geliyordu bazı anlarda. Sanki , kısacık bir ömrüm kalmıştı da Barış ile birlikte geçirdiğimiz her dakika yanıma kârdı.

Akışına bırakmıştım. Hayat , bizi bir yerlere sürüklüyordu ve ben hiç itiraz etmeden ayak uyduruyordum bu akışa.

Bildiğim tek şey , onu deliler gibi sevdiğim idi.

"Bir şey mi oldu?" dedi.

Onu izlediğimi fark etmişti. Gülümsedim.

"Olmadı. İzlemek istedim seni." dedim itiraf ederek. Kocaman bir gülümseme büyüdü suratında. Ellerimi , dudaklarına götürdü. Uzun bir öpücük bıraktı sol elimin üzerine.

"Sende haklısın karım. Bu kadar yakışıklı bir kocan varken bakmayıp ne yapacaksın?"

'Konuştu , Bay Ego!' dedi iç sesim. Hak verdim ona. Ara ara geliyordu kendini övme perileri.

"Ne kadar kaldı?" diye sordum.

"Geldik , yavrum."

🎶

Otele geldiğimiz gibi eşyalarımızı yerleştirip denize koşmuştuk. Karadeniz'in hırçın denizine tezat , durgundu su.

Uzun bir süre yüzdük. Daha doğrusu Barış yüzdü. Balık gibi bir oraya bir buraya atıyordu kendini. Ben ise onu seyrediyor ve eğlencesine kahkahalar atarak eşlik ediyordum yalnızca.

Hatır Meselesi | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin