Ada'nın Korkusu Ne?

6 2 0
                                    

Telefonumu açıp "Efendim İdil'im." Dedim. Arkadaşlarımla sanki sevgilimmiş gibi konuşmayı seviyordum nedense.

"Kanka ya evde canım çok sıkılıyor gel dışarı çıkalım." Demişti. Ama bana Serhat buluşmak için mesaj atacaktı. Olcay sevimsizini ikna edebilirse. Serhat nedense onsuz yapamaz gibiydi çok bağlanmıştı o umutsuz vaka olan herife.

"Ya bebeğim ben aslında hani sana anlattığım Serhat diye bir arkadaşım vardı ya liseden onunla buluşacaktım arkadaşını ikna edebilirse o da gelecekti ama istersen sen de gel."

"Dörtlü date diyosun yaniii. O Serhat dediğin de taş gibi kütür kütür adam he kesin geliyorum."

"Ya ne dörtlü datei arkadaşı patronumuz zaten huysuzun teki bi görsen suratı beş karış her seferinde." Dedim ve telefonum çalmaya başladı. Serhatişkom arıyordu bu yüzden Kumsal'ımın ne dediğini duyamadım.

"Bir tanem şimdi Serhat arıyor gelicek herhalde beni almaya hazırlan sen de ne dediğini de duymuyorum bay." Dedim.

Telefonu kulağımdan çekip aramayı yanıtladım. "Efendim Şahin'im." Dedim. O da bana "Şşşt Sarı hazırlan on dakika içerisinde seni almaya gelicem. İkna ettim Olcay beyefendiyi sonunda."

"Şey Serhat benim bir arkadaşım gelebilir mi ya bayağıdan beri görüşemiyorduk da birazcık."

"E gelsin bebiş. Güzel kız mı bari?"

"Serhaat,Serhaaat götün başın ayrı oynamasın bak kızın yanında bozuşuruz."

"Nasıl da tanıyor arkadaşın seni." Olcay bey miydi o? Harbici oydu bu arada. Ona böyle konuşmalar ters değil miydi yani?

Ben de yanlış anlaşılmasın herkesin içinde böyle konuşmuyorum diye "Pardon Olcay bey sizin yanınızda da böyle konuştum ama Serhat'tan bahsediyoruz eli işte gözü oynaşta olduğu için onun normali."

Kahkaha sesi yükselmişti. Ama bana garip gelen bu sesin Olcay beyden olmasıydı. Ulan adam çok güzel gülüyordu... Maşallah Allah sahibine bağışlasın artık ne diyim.

Serhat'ta "Aaaaa bunlar da karı koca benimle uğraşmaktan zevk alıyorlar." Dedi. Ben de donup kaldım mal gibi ama aynadan kendime baktığımda sırıttığımı gördüm. Noluyo bana lan? Sonra Olcay beyin sesi duyuldu.

Sessiz söylüyordu muhtemelen ama ben duymuştum. "Serhat sus çenenin yayını sikecem." Dedi.

Ben de kendimi tutamadım ve "E adam haklı Şahin hak ediyorsun sen de arsız,sapık."

"E siz olmuşsunuz harbiden." Yeterdi ama artık.

"Serhat suscan mı güzel kardeşim."
"Serhat sus." Demiştik aynı anda.

"Ben bir kelime daha söylersem Olcay beni siker gibi bakıyo Allah'a emanet ol sarışın az kaldı sizin eve."

"İyi,tamam beni de konuşturuyosun hazırlanamadım daha hayvan." Dedim ve suratına kapattım.

İdil'e hemen hızlı hızlı mesaj yazdım.

Siz;
Güzelliğim Serhat'lar beni alamaya gelecek simdi sen de hazirlan cabucak optum optum optum😘😘😘

Etek ve crop kombini yapmıştım hızlıca nasıl durduğuna bile bakmadan Olcay beyden mesaj gelmişti. Engelini sonradan açmıştım.

Olcay Ömer Polatoğlu;
Balın kapının önündeyiz,koruma geçmemize izin vermiyor. Çabuk gelebilirsen gel,yoksa Serhat korumayla daha çok zıtlaşıp bizi attıracak.

Siz:
Hemen geliyorum Olcay bey Serhat basina bi is acmadan durmaz

Annemlere de haber verememiştim. O yüzden herkese "Benim dışarı çıkmam lazım arkadaşlarımla buluşucam siz gelmeden önce ayarladığımız için red edemedim de görüşürüz." Demiştim ve koşa koşa çıkmıştım.

Harbiden Serhat kavga edicekti adamla neredeyse. "Yavuz abi kusura bakma arkadaş biraz sakat da." Demiştim.

"Sorun değil kızım da emin misin onlarla gitmeye?" Eliyle Serhat'ı gösterip "Şu çocuktan uzak dur da." Dedi sonra eliyle Olcay beyi gösterdi. "Şu oğlum aklı başında biri."

"Eminim Yavuz amca o öyledir biraz deli de o psikiyatriste gidiyor zaten, düzelicek merak etme." Arkamda Olcay bey kıkırdama şeklinde gülüyordu. Hayret ettim bugün bu adama he o kadar komik birisi miydim ben?

Serhat da "Püh püh püh bunca yıldır koynumda yılan beslemişim a dostlaaar." Demişti. Ben de arkamı döndüm "Serhat uzatma hadi daha kızı alıcaz." Dedim.

O da "Onun da gönlü var mıymış bu işte aney? İster miymiş beni?" Şu çocuğun esprilerinden bıkmıştım. "Of Serhat kes ya." Diyip arabasına doğru ilerledim. "Aney neden susarsın de hele ister miymiş istemez miymiş?" Dedi. peşimden geldi. Ben de kaşlarımı çatıp "Bu işin tadı kaçtı Şahin." Dedim. Sonra da tırnağımla göğsünden ittim.

Olcay bey de kaşlarını çatmıştı. "Harbiden Serhat bak işine uğraşma kızla." Dedi.

Sonra da kapımı açıp "Buyrun Balın hanım" dedi bana gülümseyerek. Açıkçası şaşırmıştım. Bana böyle davranacağını düşünmezdim hiç.

"Çok kibarsınız Olcay bey teşekkür ederim." Dedim.

Serhat "Aman Tanrım gözümün önünde yiyişiyorlar imdaaaattt." Dedi sesli bir şekilde içerde babamlar vardı. Senin ses tonuna sokayım Şahin. "Serhat içerde babamlar var farkında mısın iyice şımardın he çocuk gibisin şu anda."

Olcay bey de "Serhat'tan olgun davranışlar görmek bayağı şaşırtıcı olurdu zaten." Demişti. Artık gitmek istiyordum. O yüzden hızlıca arabaya bindim. Olcay bey de kapımı kapattı.

Ben Kumsal'ımın ev adresini vermiştim. Bir süre sonra gelmiştik. Dışarı çıkmasını söyledim.

Ve gelmişti ben de Kumsal'ımı gösterip "İşte benim biricik arkadaşım İdil Kumsal Levent. Canım hemen arabaya binelim yoksa Serhat çok konuşuyor onun dırdırı çekilmez." Dedim. Öyle bir bakıyordu ki Serhat'a içimden inşallah o münasip bir yerin kaynamıyordur dedim. İkisi de donup kalmışlardı sanki.

Elimi ikisinin önünde salladım. "Alooo abi dakika bir gol bir başladınız hemen ya. Konuşucaz bunları ikinizle de." Diyip işaret parmağımı salladım. Serhat "Ya kızım ne bölüyorsun bizi. Sen arkaya otur Olcay,ben bu güzel hanımefendiyle yan yana oturmak istiyorum." Dedi.Sabahtan akşama kadar flört ederdi artık İdil'le.

İdil'in kapısını Serhat, benim kapımı da Olcay açtı. Bu sırada Serhat İdil'in elini öpmekle meşguldü. Hepimiz arabaya bindik. Olcay'ın bacağı bacağıma değiyordu ama önemsemedim olabilir adamın boyu upuzun sığamıyordu. Benim gibi yer elması değildi. Hayatımın çoğunu keşke uzun boylu olabilseydim demekle geçirmiştim.

Bir süre sonra mekana gelmiştik. Serhat bu işi biliyordu. Burası harikaydı. Mekandan içeriye girdik. Ve herhangi bir masaya oturduk. Olcay beyin kibarlık yapası gelmiş olduğu için sandalyemi çekmişti. Serhat zaten dünden razıydı.

Biz oturup sohbet ederken birbirimiz hakkında bilmediğimiz bir çok şey öğrenmiştik. İdil ile Serhat birbirlerini gördükten beri flört etmeye başlamışlardı zaten. Ama bir sorunumuz vardı. İdil alkolü aşırı fazla kaçırmıştı herkesin her sırrını ortaya döküyordu.

İdil beni gösterdi sonra da şöyle dedi "Bu var ya asansörlerden niye korkuyo biliyor musun?" O anda bunu söylemiş olmasına inanamadım. Serhat bu durumu bildiğinden susturmaya çalışıyordu. Benim ise gözlerimden hayal kırıklığı okunuyordu. Bunu söylerken çok üzgün ve her an ağlayacak gibi bir şekilde söylemiş olması bir şeyi değiştirmiyordu.

~BÖLÜM SONU~

Sizce İdil,Ada'nın neden asansörlerden koktuğunu söylemiş midir?

Ne yazık ki Ada zor bir duruma düştü bakalım İdil gerçekleri söyledi mi söylemedi mi?

Ada ve İdil bundan sonra arkadaş kalırlar mı?

Tesadüfî Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin