"Dönemin en iyi partisi diyecek kadar iddialısın yani ha?"
"İddia falan değil. Gayet de öyle olacak!"
"Peki. Sen nasıl diyorsan. Benim daha önce parti verme tecrübem yok sonuçta. Ne yapacağız peki? Balon falan mı şişireceğiz?"
Asi'nin ciddiyetle sorduğu bu soru Alaz'ı sesli bir şekilde güldürmüştü. "Hayır tabii ki. Sen belli ki çok kötü partilerde bulunmuşsun. Balon falan şişirmeyeceğiz."
"Tamam, ne yapacağımızı söylersin. Onları yaparım o zaman."
"Çok bir şey yapmana gerek yok aslında. Dün seninle tanıştırmaya çalıştığım arkadaşımı onunla ilgili çağırmıştım. İçkileri ondan tedarik ediyoruz genelde. Yani babasının bira ve şarap fabrikaları var. Dün biraz senden korktuğu için vermeyebilir diye düşünmüştüm ama aradım, sorun yokmuş. Onun dışında da DJ'i de ayarladım. Ha bir de geçen partiden kalan birkaç süs ve disko ışıkları vardı. Çok istiyorsan onlarla evi süsleyebilirsin ama çoğu kişi bakmayacak bile. Müziğe ve beleş içkiye geliyorlar."
Çoğu kişinin umrumda olmadığı yorumunu duymamazlıktan geldi Asi. "Tamam o zaman ben evi süslerim. Merak etme, balonsuz!" dediğinde güldü Alaz.
Asi yanından geçip tuvalete yöneldiği anda Alaz gülmeyi kesip konuştu. "Sosisli yumurta yapmıştım. Soğumadan gel, olur mu?"
Asi ona sahte bir şaşkınlıkla bakakaldı. "Sen bir şeyler pişirdin öyle mi? Yumurta kırabilmene bile çok şaşkınım şu an biliyor musun."
Alaz gözlerini kısarak "ha ha." Demekl yetindi sadece ve Asi gülümseyerek yüzünü yıkamaya gitti. Geri döndüğündeyse masada oldukça güzel görünen bir sosisli yumurta buldu. Alaz çoktan masaya oturmuş, onu bekliyordu.
"Çok güzel görünüyor, eline sağlık ama benim çok acil hazırlanıp çıkmam gerekiyor. Okuldaki kafeteryadan bir şeyler yerim diye düşünmüştüm. Yine çok etken dersim var."
"En azından biraz ucundan yesen?" diye rica edince kendisi için açtığı servisteki çatalı alıp masanın üstüne eğilerek büyük bit parça kesip ağzına götürdü.
"Mmm! Çok iyi olmuş. Bunu başka, daha rahat kahvaltı edebileceğimiz bir gün de yap olur mu? Ben odama geçiyorum şimdi."
"Olur tabii de sen de bu akşama kalan yemek sözünü unutma!"
"Tamam unutmam!" dedikten sonra odasına girip hazırlandı ve odasından çıktığında Alaz da masayı topluyordu. Asi Hamur'a mama verdikten sonra çıkıp okula gitti.
Dersinin olduğu binaya yürürken normalden daha fazla bakış hissediyordu üzerinde. Normalde de kimse ona bakmadığı için şu an yalnızca fakülte sınırlarında yürürken yoldaki her üç kişiden ikisinin ona sanki üzerinde bir şey varmış gibi, bir şey yapmış gibi bakmalarına anlam verememişti. Belki de abarttığını düşünüp binaya sonunda girdi ve geniş bir amfide gerçekleşecek ders için ön orta sıradaki boş yere attı kendini.
Bu iyi bir karar belli ki değildi çünkü amfiye giten herkesin direkt ilgilisini çekiyordu. Kendileri bir yerlere oturmadan önce onu izliyorlardı. Onunla ilgili bir şeyi anlamaya çalışıyorlar gibiydi sanki.
Tam ders başlamadan önce en son sınıfa okuldaki nadir arkadaşlarından Melike girdi ve yanına oturdu gülümseyerek. Tanıdık ve ona uzaylıymış gibi bakmayan bir yüz görmek rahatlattı Asi'yi. Birbirlerine selam verdikten sonra Melike tam bir şey diyecekti ki dersin profesörü girdi ve en önde oldukları için konuşmaya cesaret edemediler.
Asi sanat tarihi dersini dinlerken de insanların ona baktığını görüyor ve hissediyordu. Amfiyi resmen turlayarak yerinde duramadan anlatan öğretmeni dinlemek yerine neden ona kitlenmiş ya da kaçamak bakışlarla hala onu inceliyorlardı ki. Aklına boynundaki morluklara bakıyor olabilecekleri bile gelmişti ama onlar da çok küçülmüş ve geçmek üzerelerdi, saçlarını açık bıraktığı bu günde boynunu incelediklerini hiç düşünmüyordu. Başka bir şey vardı. Ama ne?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
And They Were Roommates - AsLaz
FanficKaldığı yurttan aniden çıkarılan Asi ağlarken yanlış kişiyi arayınca yanlışlıkla kendine yeni bir ev arkadaşı buluyor, çok hoşlanmadığı bir ev arkadaşı...