Alaz baş ağrısıyla uyandığında daha gözlerini açmadan boynunda hissettiği kıpırtıyı anlayamadı. Hamur gene gelmiş ona yaklaşıp yalamaya mı çalışıyordu onu? Mama istediğinde yaptığı yılışık hareketleri vardı çünkü. Ama öyle olamazdı ki! Asi sorumluydu mamasından ve şu an da evdeydi.
Asi yalnızca evde değildi. Asi odasında değildi. Asi yanında yatıyordu! Alaz uykuya daldığı anı hatırlamıyordu, yalnızca apartmana giriş anları vardı. Ne ara uyumuştu? Ne ara odasına girmişti? Asi ne zaman gelip yanına yatmıştı? Yanına mı yatmıştı?
Alaz belki de itiraz edemeyeceğini düşündüğü için koltuğa yatmıştır diye çok korktu bir an ve içindeki sıkıntıyla gözlerini açtı. Gördüğü şey mama bekleyen bir kedi değildi. Hatta bakılacak olursa Hamur gayet tok bir şekilde salonda yatmış uyuyordu, oda sınırları içinde bile değildi. Alaz'ın boynunda hissettiği kıpırtı da Asi'nin odasından kaçan böcekler değildi. Asi'nin ta kendisiydi.
Kız hala uyuyordu ve belli ki uykusunda bir şeyler söylüyordu. Sesi pek çıkmıyordu ama dudakları hareket ediyordu durmadan.
Kızın kafasını boynuna sokulmuştu Alaz'ın. Boyun girintisine ettiği temas dışında herhangi bir yeri ona dokunmuyordu. Fakat Alaz için durum böyle değildi. Kollarıyla onu sarmalamıştı uykusunda adeta. İki kolu da Asi'yi tutuyor ama kendine bastırmıyordu. Pozisyon olarak Asi onun boynuna gömülmüştü. En büyük birleşme noktaları orasıydı.
Alaz huzurla gözlerini kapatıp rahat bir nefes verdi. Çok erkendi zaten şu an, zamanları vardı. Hiçbir saniyeyi kaybetmeye tahammülü yoktu, üstelik şu an bulunduğu konum bu kadar güzelken.
Asi öyle düşünmüyordu ama, yani bilinçaltının yeniden kurbanı olacağını bilmiyordu çünkü boynunda kıpırdattığı dudaklarının kontrolünü gittikçe daha da kaybediyordu ve bu Alaz'ın ağzından çıkan mırıltıyla birlikte Asi'yi uyandırmıştı. Panik içinde uyanan asi kafasını boyun girintisinden yavaşça çekip uyanıp uyanmadığına bakmak için yüzüne baktı. Ne büyük şans ki hala uyuyordu. Boynunu emmeye çalıştığı için uyanmış olmasını istemezdi. Utançtan oracıkta ölürdü herhalde.
Yataktaki telefonunu bulup kendini hızla yataktan attı. Odasına da gidemiyordu ama en azından salonda bir köşeye kıvrılırdı bir süre. Onun planları ve odadan sessiz sedasız sıvışma çabası aralık olan kapıyı biraz daha açmak için kapı kulpuna uzandığı sırada Alaz tarafından aniden bölündü.
"Kaçıyor musun yoksa?" Asi içinden kendine küfredip kapıya uzanan elini hızla geri çekti ve arkasına döndü.
"Günaydın!" dedi en geniş gülümsemesiyle sorusunu es geçerek.
"Sana da günaydın da nereye kaçıyordun mesela? Odana diyeceğim de o da mümkün değil."
"Kaçmıyordum, seni uyandırmadan tuvalete girmek istedim sadece, hepsi bu."
Alaz yatakta biraz doğrularak konuştu. "Hırsız gibi dolaşmana gerek yok bunun için. Hem... uyanmamam için böyle bir çaban olduğunu bilmiyordum." dedi başını ovalayarak. Yüzünde de saklamaya tenezzül etmediği sinsi bir sırıtış vardı ve bu sırıtış Asi'yi paniklemeye yetmişti.
"Ne demek o?!" diye sordu sert çıkmasını umduğu bir sesle.
"Bir şey demek değil. Hadi sen git tuvalete rahat rahat. Ben de bir kahve içip kendime geleyim, şu başımın ağrısı geçsin çıkarız tamam mı? Bugün ilk dersin sabah değil mi?"
Asi kapının önünde yatakta yatan Alaz'a bakakaldı. "Çıkarız derken? Artık göbek bağımız bağlanmış gibi mi gezeceğiz?!"
"Kusura bakmayacaksın artık ama ben kimseye Alaz Soysalan kendisi arabasıyla gelirken sevgilisini yürütüyor dedirtemem. Artık aynı evde yaşadığımızı da biliyorlar. Ama istersen ayrı ayrı gidelim. Herkes bizi didik didik incelemiyormuş gibi. Eminim forumlarda yeni bir yazı görmekten rahatsız da olmazsın. Yarınki başlığı da söyleyeyim ben sana şimdiden... 'yeni çiftimiz ilk haftadan ayrıldı mı?' Nasıl?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
And They Were Roommates - AsLaz
FanfictionKaldığı yurttan aniden çıkarılan Asi ağlarken yanlış kişiyi arayınca yanlışlıkla kendine yeni bir ev arkadaşı buluyor, çok hoşlanmadığı bir ev arkadaşı...