"Ahh Asi! Isırıp durma artık kulağımı ya!"
"Geçen gün seni okulun spor salonuna çağırıp soyunma odasına çektiğimde hiç böyle demiyordun ama." dedi Asi yatakta arkasından çekilmeyip ensesine doğru konuşarak.
"Ha, şu beni, Alaz çok acil gelmen gerekiyor çok önemli, diye apar topar kalbimi ağzıma getirerek çağırdığın gün mü?"
"Hı hı. O gün hiç hayıflandığını hatırlamıyorum nedense."
"Sürprizin aklımı uçurduğu için olabilir mi acaba?"
Asi evde Alaz'dan tırtıklayacak kıyafet ararken çekmecelerin derinlerinde arkasında büyük puntoyla Alaz'ın adı ve soyadı yazılı bir forma buldu. Geçen sene okul takımında mütevazı sayılabilecek bir turnuva olmuştu. Oradan kaldığını anladı ve aklına bir plan geldi. Uygulayınca Alaz'ın aklının uçacağına çok emindi. Demek ki öyle de olmuştu.
"Yalnız yarım kaldı o, tamamlamak zorundayız bir ara kesinlikle."
Asi Alaz'ın nispeten büyük formasını giyip onun dışında hiçbir şey giymemişti onu o saatlerde kullanılmadığına emin olduğu spor salonuna acilen çağırırken.
Alaz onu panik içinde büyük kapalı salonda bağıra bağıra arayıp bulamayınca soyunma odalarına bakmaya karar verdi ve hızla kapıyı açtı. Gördüğü manzara nutkunun tutulmasına sebep olmuştu.
Normalde onu durduk yere bu kadar endişelendirdiği için kızması, en azından bir şeyler söylemesi gerekirdi. Fakat ağzını açıp da bir kelime dahi edemedi. Asi de etmedi zaten.
Onu içeri çekti ve kapıyı da ardından kapattı. İkisinin aynı anda başlattığı derin öpüşmeleri Alaz'ın elinin Asi'nin bacağından yukarıya doğru yavaşça kayıp ilerleyeceği sırada bölündü.
Bölünmesinin sebebi de basketbol takımından iki kişinin zamansız şekilde salona geri dönmeleriydi. Sektirdileri top sesi ve kendi tok seslerinden yaklaştıkları anlaşılıyordu.
Alaz Asi'den kopunca ona ne yapacağını bilemeyerek bakan Asi'ye baktı sonra da dönüp kapıyı kilitledi ve açık olan ışığı kapattı. Koca soyunma odasına artık sadece üstteki havalandırma penceresinden ışık süzülüyordu.
Alaz Asi'ye döndü tekrar yüzünü seçip. Sonra da telefonunu çıkartıp flaşını açarak kızın eline tutuşturdu.
"Sen bunu tut, kıyafetlerin burada mı?" Asi başını salladı olumlu anlamda.
"Tamam, flaşla bul nereye bıraktıysan, giyin. Ben halledeceğim. Panik olma."
Asi iç çamaşırlarını ve pantolonunu koyduğu yeri buldu sonra daha rahat giyinebilmek için Alaz'ı yanına çağırdı ve telefonu bu defa o eline tutuşturdu.
"Bana doğru tut ışığı, göremiyorum." diyerek giyinirken onu lamba olarak kullandı. Hazır olduğuna emin olunca da telefonu geri aldı.
"Ne yapacaksın şimdi? Nasıl çıkacağız buradan görünmeden?"
"Görünerek çıkacağız."
"Yarın forumlara ne olarak yazar peki sence Aslı bunu? 'Public sevdiğimiz' tüm okula yayılsın mı istiyorsun?!"
"Public sevdiğimiz doğru, bundan gocunmuyorum da şahsen ama ben görünüp onları kovacağım. Sen de onlar gidince çıkarsın. Hatta becerebiliyorsan ben onları kovarken sıvış."
"Peki, tamam." deyince Alaz kapıyı açtı, çocuklar basket oynuyorlardı fakat ellerindeki çantaları bırakmamışlardı. O yüzden de soyunma odalarına yaklaşıyorlardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
And They Were Roommates - AsLaz
Fiksi PenggemarKaldığı yurttan aniden çıkarılan Asi ağlarken yanlış kişiyi arayınca yanlışlıkla kendine yeni bir ev arkadaşı buluyor, çok hoşlanmadığı bir ev arkadaşı...