Kolumda bir sıcaklık hissettim. Biri koluma dokunup gözlerimi açmamı istiyordu. İrkilerek gözlerimi açtım ve hızlı bir şekilde yerimden doğrulup geriye çekildim. Tuna masum bir şekilde ellerini havaya kaldırıp
"Sakin ol birazdan çıkacağız o yüzden uyandırdım" dedi. Tamam anlamında kafamı saldım. Tuna yavaş bir şekilde geriye çekildi
"Ben valiz topladım senin için bir kaç kıyafet bıraktım pijamalarını burda bırak belki lazım olur" dedi. Aynı şekilde kafamı saldım. Tuna da kafasını salayıp odadan çıktı. Yataktan çıkıp Tuna'nın benim için bıraktığı kıyafetlerin yanına gittim. Siyah yünlü bir tayt ve krem rengi slaş bir sweatshirt vardı. Hızlı bir şekilde kıyafetlerimi değiştirdim. Kapıdan çıktığım an Tuna'yı gördüm. Tuna kapı açılır açılmaz yerdeki gözlerini kapıya çeviridi. Beni baştan aşağıya süzdükten sonra
"Hadi çıkalım" dedi. Hafifçe başımı saldım. Tuna önden yürümeye başladı. Bende peşine takıldım. Burcu ve Okan kapıda bizi bekliyorlardı.
"Ben Burcu bırakıp gelirim beni beklemeyin siz" dedi. Tuna kafasını saldı. Tuna ve Okan da bir gariplik vardı. Okan ve Burcu öndeki arabaya doğru ileryip bindiler. Tuna ve bende arkadaki arabay bindik. Okan ve Burcu çoktan gitmişlerdi. Tuna arabanın motorunu çalıştırdı ve ilerledik. Kısa bir dağ yolundan sonra ana yola çıktık. Saat çok erken olduğu için etrafta hiç araba yoktu. Buna bağlı olarak Tuna gereğinden fazla hızlı gidiyordu ve araba gittikçe hızlanıyordu. Bu beni korkutugu için Tuna'ya dönerek
"Biraz yavaşlarmısın?"dedim. Tuna gözünü yoldan ayırmadan
"Şimdi sana bir şey söyleyeceğim ama sakin ol tamam mı?"
"Tamam"dedim tedirgin bir şekilde
"Frenler tutmuyor" dedi Sakin bir ses ile. Korku ile
"Ne yapacağız? Tuna!?"
"Telfonumu al ve Okan'nı ara" dedi. Kucağında duran telfonu alıp telefon rehberini açtım ve Okan'nın numarasını bulup aradım.
"Hapörleri aç" dedi Tuna. Hızlı bir şekilde açtım.
"Noldu oğlu beni mi özledin hemen"
"Aynen Okan sesini özledim"
"Bu aşk değilde ne be!"
"Okan aramaya Polatı ekle"
"Oğlum noldu lan söylesene"
"Sen ekle Polatı" dedi Tuna sakin bir ses ile. Nasıl bu kadar sakin kalıyor anlamıyordum. Ben korkudan titriyordum. Okan Polatı eklemiş olmalı ki telefondan Polatı sesi geldi
"Alo"
"Polat"
"Efndim Tuna"
"Okan"
"Ne var lan söyle artık"
"Baykuş yuvadan çıktı" dedi Tuna. Polat ve Okan aynı anda
"Siktir!"dediler.
Okan endişe ile
"Nasıl anladın?"
"Arabanın frenleri tutmuyor ve gaza basmadigim halde arabanın hızı artıyor" dedi. Polat sinirli bir ses ile
"Geçen yıl bana olan gibi"dedi.
"Şimid plan şu Okan sen ilk gördüğün petrolde dur. Bana konumu bildir petrolü tamamen boşalt. Polat sende oraya gel gelirken artı olarak iki araba getir ve hızlı olun şuna hızım 200"dedi. Kimse bir şey demeden telefon kapandı. Korkudan aşırı bir şekilde titriyordum. Korku dolu bir ses ile
"Tuna ben ölmek istemiyorum" dedim. Tuna hâla sakin bir ses ile
"Saçının teline dahi zarar gelmeyecek Gece. Buna asla izin vermem" dedi kendinden emin bir ses ile. Kısa bir süre sessizce ve hızlı bir şekilde ilerledik. Tuna'nın telfonu çaldı. Arayan Okandı. Hemn açıp haporlerini açtım
"Bulduğun yeri ve hızlı hesapladiğımizda on dakika sonra karşına bir petrol çıkacak. Polat arabaları getirip senin girişine göre koydu arabalara çarpıp duracaksınız"dedi ve telfonu kaptı. Gerçekten dediği gibi on dakika sonra petrolü gördük. Petrolde kimse yoktu girişinin biraz ilerisine iki dip dibe iki araba koymuşlardı. Petrolün çıkışında ise dört kişi bekliyordu. Tuna
"Arkaya geç ve bacaklarını kendine çekip otur"dedi. Sorgulamadan dediğini yaptım. Hızlı bir şekilde arka koltuktuğa geçip bacaklarımı göğsüme çektim ve kollarımı birbirine sardım. Tuna sert bir şekilde petrolün içine döndü ve hızlı bir şekilde arkaya atladı ve bir kalkan gibi vücudumu sardı. Çok kısa bir süre sonra sert bir şekilde araba durdu. Patlama sesleri geldi. Arabanın camları patladı ve sürücü koltuğunun altından saat sesleri gelmeye başladı. Sanki bir sayaç geri sayılım yapıyordu. Tuna
"Siktir" dedi. Bunun üzerine hızlı bir şekilde gözlerimi açtım. Tuna'yı kontrol etmeye başladım. Korku dolu bir ses ile
"İyi misin?"dedi. Tuna cevap vermek yerine hızlıca arabadan çıktı ve benj kucağına alıp petrolün çıkışında bekleyen dört kişinin yanına hızla ilermeye başladı ve
"Uzaklaşın bomba var!"diye bağırdı. Dehşet ile gözlerim büyüdü. Çıkışta bekleyen dört kişi hızla uzaklaşmaya başladı. Korku ile Tuna'nın boynuna sıkı sıkı sarıldım. Tuna daha hızlı ilermeye başladı. Petrolden çıktık ve büyük bir patlama sesi geld. Korku ile irkildim ve gözlerimi sıkı sıkı kaptım. Tuna'ya bütün gücüm ile sarıldım. Tuna bir süre sonra yürümeyi bıraktı.
"İyi misiniz?"
"Gece'ye bir şey mi oldu?"
"Lan konuşana"
"Bir yerinizde bir şey var mı?" Konuşmnların ikisinin Okan ve Burcu'ydu. Bir telefonla konuştuktan Polat dediklerinin sesiydi ama son ses hiç tanıdık değildi. İlk kez duyuyordum. Gözlerimi açıp etrafa bakamak istedim ama yapamadım. Tuan bedenimi yavaş bir şekilde yere koydu. Önüme gelene saçlarımı sanki kırılgan bir şeye dokunur gibi naif bir şekilde geriye iterek
"Gece?"dedi tedirgin bir ses ile. Korku ve dehşet ile yavaş bir şekilde gözlerimi açtım. Gözlerimi açar açmaz gözlerim doldu. Tuna korku ile yüzüme bakıyordu. Gözlerimden çıkmak için direnen yaşları daha fazla tutamadım ve ağlamaya başladım. Şuna o kadar zavallı bir durumdayım ki kendime acıyordum. Korku ile hem titriyor hem de içli içli ağlıyordum. Ağlamam daha fazla dayanamayan Tuna yanıma oturup beni kendine çekti. Kollarını belimde birleştirerek sımsıkı sarıldı. Bende Tuna geniş bedende küçüldükçe küçüldüm. Tuna kafama bir öpücük kondurdu.
"Geçti hiç bise olmadı. Ağlama artık ay parçası."dedi sakin bir ses ile. Bedenimden biraz ayrılıp elleri ile akan göz yaşlarımı sildi. O sırada arkadan bir ses
"Vay amina ya! Tuna'ya bak sen. Şuan şok içerisindeyim. Hayatımın şoku. Yani yatakta terk edilsem bu kadar şok olamazdım o derce" dedi. Tuan kafasını kaldırıp ses gelen yere baktı. Aynı yere bende kafamı kaldırıp baktım. Konuşman kişi uzun boylu, geniş omzlu, baya mükemmel yapılı, siyah saçlı, siyah gözlü mükemmel bir adamdı. Tuan ayağa kalkıp bende ayağa kaldırdı. Konuşan adam elini uzatarak
"Merhaba yenge ben Polat Demircioğlu. Geçmiş olsun" dedi. Şok içinde uzatılan eli tutum ve kafamı saldım. Bu Tuna ve Okan'nın telefonda konuştuğu Polat olmamalıydı. Gerçi hiç böyle beklemiyordum. Adam resmen ateş ediyordu.
Gece sende Tuna'nın yanida bu adam güldürme beni
Yanında ise kırmızı saçlı,mavi gözlü, beyaz tenli, çıtı pıtı yapılı bir kız vardı. Kıza baktığını gören Tuan
"Gece bu Arya, Arya bu Gece" dedi. Bunda kafamı salamak ile yetindim. Arya isyan ederk
"Gerçekten çok mükemmel bir karşıma oldu çok teşekkür ederim" dedi ve kimsenin bir şeye firsta vermeden arkasını dönüp ilerideki jip tipinden arabaya bindi. Herkes arkasından şaşkın bir ifade ile bakarken Polat hayran bir şekilde bakıyordu. Burcu yana gelip
"Gece iyisin dimi? Bak doğru söyle" dedi. Bunu üzerine bakışlarımı Burcu'ya çevirdim.
"İyim ama biraz korktum" dedim. Okan Tuna'ya yaklaşarak
"Harun mu yoksa..."
"Harun net yani" dedi Tuna. Polat yavaş adımlar ile Okan ve Tuna'ya yaklaşıp
"Omuriligsiz pezevenke bak sen" dedi. Tuna
"Akşam konuşalım bunu" dedi. Okan ce Polat kafasını saldı. Tuna kolumu tutarak ona bakmami sağladı.
"Arabaya binebilrimisin?"dedi. İstemesemde korku ile başımı saldım. Arya'nın bindiği arabaya doğru yürümeye başladık hâla biraz titriyordum. Tuna sıkı sıkı elimi tutuyordu. Sanki daha fazla güven vermek için. Ne kadar dirensemde içimden bir ses Tuna'ya güvenmemi söylüyordu. Sanki ben deniz kenarına yapılmış bir kumda kaleydim Tuna da onu dalgalardan korumaya çalsan çocuktu.Okuduğunuz için teşekkür ederim beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın ☆♤♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH BEYAZ OYUNLAR
Genç Kurgu18 yaşında evdeki zulümden kurtulmak için evden kaçtıp kendine güzel bi hayat kurmaya çalışan ve çok çalışıp başarılı bir doktor olan Gece 24 yaş günüde kaçtığını babası onu eve davet eder. Annesi de ısrar edince annesini kıramayan Gece o eve gider...