Power Of Love [TK]

~9~

Merhaba kaplanlarım!!!!

KRALİÇENİZ SİZİ ÖZLEDİ! 🤍✨️🫂

Valla bölümler birikmiş kalmış. Dedim paylaşayım. Pol'u çok sevmişsiniz.

Ama hayali okuyucu fazla. Bu beni birazcık üzdü. 😔

Hadi bakalım, oy verip, yorum yapmayı unutmayın lütfen!!

Bu arada bölümle ilgili bir şey söylemek istiyorum. Zaman kavramını kafanıza takmayın lütfen. Tae 30, Jk de 26 yaşında. Yani yıllar kafanızda soru işareti yaratmasın 2024'te bu yaşta değiller falan filan. NEYSE ÇOK UZATTIM. Yalnışlarım varsa affola🥺🥺

Keyifli okumalar dileği ile~~

.
.
.
.

12 Aralık 2024

Sabah uyandığımda yumşacık yerimde gerinmiştim. Ayağımın sakatlanması üzerinden neredeyse 2 hafta geçmişti. Alçısı da çıkmıştı.

Şimdi diyeceksiniz ki, bu 2 hafta içinde neler oldu.

Neler neler oldu :)

Taehyung her sabah benim için çiçek alıyor ve bana getiriyordu. Her çiçeğin farklı hikayesi varmış diyordu ve hikayelerini anlatıyordu. Saatlerle odamda, yatağımda sarılıp onu dinliyor, yemek yiyor, uyuyorduk. Bir ara babam Taehyung'a 'gel bize yerleş ya' diye ufak azar çekse de, gülüp geçmiştik.

Alçım dün çıkmıştı. Bu yüzden bu gün bolca gezecektim. AVM'e gitmek ve shopping yapmak istiyordum.

Taehyung ile akşamdan sözleşmiştik. Bu yüzden beni gelip alacaktı. Beraber kahvaltı yapıcaz, sonra da AVM'e gidecektik. Aslında kendime güzel şeyler seçip giyinmek ve onu çıldırtmak istiyorum.

Şeytani planlarımı düşünürken sabah rutin işlerimi halletmiş, dolabımın karşısına geçerek kombin seçmiştim. Saçlarımı taramış, beyaz bir kazak, altına mavi kot pantalon giymiştim. Üzerime zaten siyah kabanımı giyeceğim için güzelce hafif bir makyaj etmiştim.

Telefonumun çalması ile heyecanla elime aldım. Gördüğüm isimle gülümseyerek, çilekli limpabımı da sürmüş, küçük çantamı da alarak dışarıya koştum. Ayakkabılarımı giymiş, annemlerle vedalaştım. Kapıyı açtığım gibi, siyah Range Rover arabasına yaslanmış ruheşimi gördüm. Kalbim heyecandan deli gibi çarparken, sanki aylardır görmediğim adama karşı koştum. Beni görünce gülüşü genişledi.

Kollarını açınca arasına girmiş, kollarımı boynuna doladım.

"Ouu! Yavaş güzelim, ne bu neşe hm?"

Aramızdaki küçük mesafeleri halletmiştik. Aslında birbirimize alışmıştık. Tensel temaslarımız ise fazla ileri gitmiyordu. Daha net bile öpüşmemiştik.

"Çok özledim Taehyung.."

Kokusunu içime çekmiştim. O da bana sıkıca sarılıp, boynumu koklayıp, bedenimi titredecek öpücüğü kondurmuştu.

"Ben de çok özledim..üşümüyor musun? Havalar soğudu artık."

"Hayır. İyiyim TaeTae."

"Tae Tae mi?"

Gülmüştüm.

"Evet. Sana böyle seslenmeyi sevdim."

"Tatlı bebeğim.."

Kalbim biraz daha hızlandığında, yanaklarım kızarmıştı. Birkaç saniye sonra birbirimizden aralanmış, arabaya geçmiştik. Kemerimi takarken derin bir nefes aldım ve ona baktım.